Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sayın Babacan açıkladı. Bundan böyle, Türkiye’deki bankalar (yerlisiyle, yabancısıyla) isteyen şirkete döviz kredisi verebilecek. Dövizle borçlanmada vade 1 yıldan az ve de en düşük kredi miktarı 5 milyon dolardan az olamayacak.
Bundan sonra neler olabileceğini belirtmeden, bundan önce neler olduğunu özetleyeyim.
Bugüne kadar şirketler çok büyük ölçüde, yurtdışından döviz kredisi kullandı. Şirketler acaba neden “büyük ölçüde” döviz kredisi kullandı.
- Yurtiçindeki bankalar her isteyen şirkete döviz kredisi veremiyordu. İhracat geliri olması şartı aranıyordu. Vade de 18 ayla sınırlıydı.

Dövizle borçlanmak zor
- İsteyen şirket (döviz geliri olsun olmasın) yurtdışından farklı kaynaklardan döviz kredisi bulabiliyordu. 
- Yurtdışından döviz kredisi kullanmanın bir de avantajı vardı. Kredilerin faizi üzerinden yüzde 5 banka ve sigorta muamele vergisi ödemek zorunda olanlar, yurtdışından sağlanan kredilerde bu yükümlülükten kurtuluyordu.
Bugüne kadarki şartlar da şirketlerin yurtdışından borçlanmalarını teşvik etti. 
- Yurtdışında para bolluğu vardı. Döviz faizleri düşüktü. Parası olan, borç arayanların peşinde dolanıyordu.
- Türkiye’de uygulanan yüksek faiz ve ucuz döviz politikası nedeniyle ucuz döviz bolluğu yaşanıyordu. Ucuz döviz bolluğu, dövizle borçlanmayı teşvik ediyordu. Döviz fiyatının ucuzladığı yıllarda dövizle borçlananlara kredi maliyeti sıfır bile olabiliyordu.
Bütün bunların sonunda şirketler yurtdışından o kadar büyük miktarlarda döviz kredisi kullandılar ki, bu sadece biz 2002 yılından bu yana döviz açığımızı kolaylıkla kapatabildik. Cari açık (döviz açığı) sermaye hareketiyle kapatılır. Ülkeye sermaye giriş-çıkışı 3 kanaldan gerçekleşir. (1) Doğrudan yabancı sermaye giriş çıkışı, (2) Portföy yatırımları (bono, tahvil, hisse senedi yatırımları) giriş çıkışı, (3) Kredi giriş çıkışı.
Kredi giriş çıkışında en büyük oyuncular (1) Bankalar (2) Şirketlerdir.
2002-2008 yılları arasında toplam cari açığımız (döviz açığımız) 156 milyar dolar oldu. Bu açığın kapatılmasında bankaların net döviz borçlanmalarının payı 13 milyar dolar, şirketlerin ise 98 milyar dolar oldu.
Şimdi gelelim bundan sonra neler olabileceğine:
- Yurtdışında para eskisi kadar bol değil, döviz kredisiyle borçlanmak eskisi kadar kolay değil.
- Şimdi şirketlere bankalardan borçlanma kapısı açılıyor. Bu olumlu bir gelişme. Ama şirketlerin dışarıdan borçlanarak döviz getirecek yerde bankaların içerideki sınırlı döviz kaynaklarını kullanmaya başlamaları acaba ülkenin döviz dengesini kısa sürede nasıl etkiler?
Bankalar içeride döviz kredisi veremediğinden, önemli ölçüde döviz likiditesine sahiptiler. Bu imkânlarsaklandığından Merkez Bankası’nın döviz vitrini de zenginleşiyordu.
Şirketlerin dışarıdan eskisi kadar döviz getirmemeleri, içeride bankaların döviz kaynaklarını kullanmaya başlamaları acaba kısa sürede döviz dengelerini nasıl etkileyecek? Yaşayarak göreceğiz.

Özel sektör dış kredileriyle döviz açığını kapatıyordu