Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Paralar neden yer ve ülke değiştirir? (1) Tasarruf sahibi birikiminin tehlikeye girmesini (riske uğramasını/yok olmasını) göze alamaz. (2) Tasarruf sahibi, birikimini en yüksek getiri sağlayan alanda değerlendirmek ister.Ülke ekonomilerinde şartlar şu veya bu nedenle değişebilir. Risk artar, getiri oranları düşer. O zaman paralar ülke içinde yer değiştirir (Örneğin bonodan, hisse senedinden çıkarak, bankaya yönelir, dövize yönelir). Veya ülke dışına çıkarılır.Dünyanın güçlü ekonomilerinde şartlar şu veya bu nedenle zaman zaman değişir. O zaman dünya üzerinde paralar yer ve ülke değiştirmeye başlar.Şimdilerde ABD ekonomisinde şartlar değişti. ABD ekonomisinde değişen şartlar nedeniyle daha önce hisse senedine bağlanan paralar, hisse senedinden çıkmaya başladı. Bu hareket ABD ile sınırlı kalmadı.Akbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Murahhas Üyesi Suzan Sabancı Dinçer'e "olan biteni nasıl değerlendirdiğini" sordum. Suzan Sabancı Dinçer'e göre Türkiye, dünya üzerinde paraların yer ve ülke değiştirmesinden en fazla etkilenen ülkelerden biri oldu. Suzan Sabancı Dinçer'in anlatımına göre, günümüzde borsalardan hisse senetlerini insanlar tek başlarına almıyor. İnsanlar paralarını "fon"lara teslim ediyor. Şimdilerde paralar yer ve ülke değiştiriyor. Tabii ki bu hareket ülkelerde ekonomileri sarsıyor, insanları huzursuz ediyor... Fonlar bu paraları tahvil, bono ve hisse senedi olarak değerlendiriyor. Fonlar sadece kendilerine para emanet edenlerin paralarıyla yetinmiyor. Bankalardan kredi alıyor. Bunu, kendilerine emanet edilen paralara ekleyerek daha büyük alımlar yapıyor.ABD'de enflasyon beklentisinin durgunluğa yol açacağı, durgunluğun şirketlerin kârlılıklarını düşüreceği, şirketlerin kârları düşünce borsada hisse senetlerinin değer kaybedeceği söylentileri yoğunlaşınca, fonlara paralarını emanet edenler, paralarını geri istemeye başladı. Fonlar, sadece ABD borsalarından, zengin ülkelerinin borsalarından kâğıt satın almıyorlar. Brezilya ve Türkiye gibi yüksek getiri veren ülkelere de para bağlıyorlar. Kendilerine emanet edilen paraları iade etmek zorunda kalınca, para bağladıkları kâğıtları daha ucuz fiyatla da olsa satmaya çalışıyorlar. Tabii ki satış yaparken en riskli ülke kâğıtlarından başlayarak, hangi ülkede kâğıtlar daha kolay paraya çevriliyorsa o ülkede satış yapıyorlar.Suzan Sabancı Dinçer, yabancıların Türkiye'den çıkmalarını, Türkiye riskinden çok, Türk pazarından en az zararla çıkabilmelerine bağlıyor. Ve de yabancı çıkışının şimdilerde durduğunu, yakın zamanda geri dönüşün beklendiğini söylüyor.Buraya kadar yazdıklarım Suzan Sabancı Dinçer'in anlatımı. Bundan sonra yazacaklarım benim değerlendirmelerim.Biz, dünyadaki dalgadan nasibimizi aldık. Aldık ama katmerli biçimde aldık. Neden katmerli biçimde? Çünkü, bizim "cari açık" (döviz açığı) riskimiz büyüdü. Türkiye'nin bu "cari açık" ile çarkı döndürme gücünün kalmadığı anlaşılmaya başladı. Nisan ve mayıs aylarında enflasyonun kıpırdaması ,Türkiye'nin (1) Riski artan bir ülke haline gelmekte olduğu (2) Türkiye'deki reel faizin cazibesini kaybetmekte olduğu görünümünü verdi. Katmerli dalga yedik Sadece bunlar, yabancı yatırımcıların, fonların, Türk bonolarından, tahvillerinden ve hisse senetlerinden çıkmaları için önemli bir nedenken, bunların üzerine bir de dünyadaki panik eklendi.Bu nedenle paralar başka ülkelerde "az ölçüde", Türkiye'de "yoğun biçimde" yer ve ülke değiştirmeye başladı.Bu uzun süre böyle devam edemez. Paralar yerin altına giremez. Küpte saklanamaz. Dünyada çok büyük ölçüde likit para var. Bu paralar fırtınanın dinmesinden sonra yanaşacağı yeni limanlar arayacak.Tabii ki borsanın sorunları önemli ama, Türk ekonomisinin temel sorunu "döviz kuru"dur. Döviz fiyatının "hazmedilemez ölçüde", kısa sürede değişimi bizim ekonomimizi sarsıyor. Halkımıza büyük faturalar çıkarıyor. Kısa sürede bekleyişimiz döviz fiyatının bir rakama oturması. Ama sadece o yetmez. Döviz fiyatının bir rakama oturması ve borsada işlerin düzelmeye başlaması temel sorunumuzu unutursak, yakın zamanda duvara fena halde toslarız. Bizim "ana sorunumuz", devamlı büyüyen "cari açık/döviz açığı"dır... Bu sorunu çözmek için uygulanan politikaları değiştirmeye mecburuz. Dolar fiyatının 1.3 YTL'den 1.6 YTL'ye çıkması "cari açık" sorununu çözemez. guras@milliyet.com.tr Sorunumuz cari açık