Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğer 20 bin TL ödeyecek olan
18 ay askerlik yapmaktan kurtulacaksa, 18 ay askerlik
yapana da 20 bin TL ödemek gerekir.
Devlet askerlik yapmayacak olandan alınan paralarla bütçe açığını kapatırken, bedel ödedikleri için askerlik yapmayanlar yerine bedel ödeme imkânı olmayanların parasız askerlik
yapması yanlış olur.
Günümüzde ülkelerde iki farklı uygulama bulunuyor. (1) Bazı ülkelerde erkekler için mecburi askerlik hizmeti var. Mecburi askerlik hizmeti yapanlara sembolik bir ödeme yapılıyor. (2) Bazı ülkelerde gönüllü askerlik hizmeti var. Askere gidene yüksek bir ödeme yapılıyor.

Mecburi hizmet
Ülkeler zaman içinde bir uygulamadan diğerine geçebiliyor. Örnek: Amerika’da Vietnam harbi sırasında “mecburi askerlik” uygulaması vardı. Zengin-fakir, okumuş-cahil her genç askere çağırılıyordu. Uygulama değişti. Şimdilerde Irak’ta, Afganistan’da dövüşenler, ölenler gönüllü askerler. Yüksek maaşın cazibesinde gönüllü olarak savaşıyorlar, ölümü göze alıyorlar.
Bir yanda zorunlu askerlik uygulaması sürerken, bedel ödeyebilenler zorunlu askerlik kapsamı dışında kalırken, bedel ödeyemeyenlerin zorunlu olarak savaşmalarını ve ölümü göze almalarını beklemek çok hem de çok yanlış olur.
Bir yanda bedel ödeyebilecekleri mutlu etmek, öte yanda bütçe açığını kapatacak para bulmak arayışında, askerlik sistemini bütünüyle yeni
baştan yapılandırmadan bedel ödeyebilecekleri mecburi hizmet kapsamı dışında bırakmak vicdani ve ahlaki sorunlara kapı açar.

Hapishanede garibanlar yatar
Konunun bütününü değerlendirmeden, sadece devlete gelir sağlamak düşüncesiyle, açık ifadeyle“para için” bedelli askerlik uygulaması başlarsa, ardından “bedelli mahkûmiyet” uygulaması da gelir. Madem ki devletin paraya ihtiyacı var,
o halde bedelini ödeyen “kader mahkûmları” hapse girmesin denilir. Hapishanelerde onlar yerine “garibanlar” yatar.
Her neyse... Ben sadece kendi görüşümü yazdım. Uzun süredir bedelli askerlik bekleyenleri üzmek istemem. Başbakan yeşil ışık yaktığına göre, ”bedelli askerlik” ile ilgili düzenleme yakında yapılacak demektir.

Haberin Devamı

Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan
Bugün 23 Nisan. 23 Nisan’ın ne olduğunu unutan “büyüklere” ve de bilemeyen “küçüklere” kısaca hatırlatayım:
- 16 Mart 1920: İstanbul işgal
edildi. İşgal kuvvetleri bazı
milletvekillerini tutukladı.
- 18 Mart 1920: “Meclis-i Mebusan” kapanış toplantısı yaptı.
- 19 Mart 1920: Mustafa Kemal, “olağanüstü yetkiler taşıyacak bir meclisin” Ankara’da toplanmasının sağlanacağını ilan etti. Kurucu Meclis ile ilgili bildiri doğrultusunda yurdun her yerinde seçimler yapıldı.
- 22 Nisan 1920’de yapılan
çağrıyla Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı.
- Millet Meclisi, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı başkanlığa seçti.
- Millet Meclisi’nin açılış günü olan
23 Nisan, 1921’de çıkarılan bir kanunla ilk resmi bayram ilan edildi. Kanunda
“23 Nisan günü milli bayramdır” ifadesi yer aldı.
- 1935 yılında çıkarılan bir kanunla
23 Nisan, “Milli Hâkimiyet Bayramı” olarak adlandırıldı.
- 1980 yılında Milli Güvenlik Konseyi bayramın adını “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirdi.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun.