Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Döviz fiyatlarında ciddi bir tırmanış, döviz kıtlığı ve kriz tehlikesi var mı?Nedenini sonraya bırakarak başta vurgulamakta yarar var: Bugünkü ahval ve şerait altında böyle bir tehlike yok gibi. Bugünkü ahval ve şerait altında, ABD ve AB çevreleri AKP iktidarını destekledikleri için ve de piyasalar kendi ayaklarına kurşun sıkmayı göze alamayacakları için döviz fiyatlarında ciddi bir tırmanış, döviz kıtlığı ve kriz tehlikesinin olmadığını söyleyenler daha gerçekçi görünüyor.Ekonomide dalgalanma başka, kriz başka şeydir. İçeride işlerin karışması nedeniyle bugünden itibaren döviz fiyatları oynayabilir. Borsada düşebilir. Bono faizleri artabilir. Ama bu değişimler "makul/hazmedilebilir" boyutta kaldığında, ekonomiyi sallamaz. Yıkmaz. Dalga bir süre sonra durur. Ortalık sakinleşir.Kriz denilen şey,"Liradan dövize hücum" demektir. Kriz, dövizden çıkış, Türk lirasından kaçış anlamına gelir ki kısa sürede kişilerin, firmaların, ülke ekonomisinin fakirleşmesine yol açar. Hazmedilemez boyutta hasar yapar. "İçeride işler karışıyor, ne olacağı belli değil" diyerek yabancılar Türkiye'yi terk eder mi? Şimdilik bir "kriz tehlikesi" yok. Zaten kriz kendiliğinden çıkmaz. Krizi insanlar çıkarır. İçerideki iş çevreleri, dışarıdaki finans çevreleri ve dış egemen güçler kriz çıkmasını ekonomik nedenlerle ve politik nedenlerle istemez.ABD ve AB çevreleri AKP iktidarının zayıflamasını istemez. Ekonominin ötesinde AKP'nin Güneydoğu Anadolu, Kıbrıs, Irak, İran, Suriye politikaları ve ordunun iç politikadaki etkinliğini azaltmaya yönelik politikaları ABD ve AB çevrelerinde destekleniyor.ABD ve AB çevreleri Türkiye'yi "laik bir ülke olarak" değil, Batı'nın Ortadoğu'daki temsilcisi "Müslüman bir ülke" olarak görmek istiyor. İşte bu nedenlerle ABD ve AB çevreleri seçimler öncesi AKP'yi güç durumda bırakacak piyasa hareketlerine izin vermez.ABD ve AB'nin bu konudaki etkinliğini ve gücünü küçümsememek gerekir. ABD yönetimi IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla, New York bankalarıyla her gelişmekte olan ülke ekonomisinde olduğu kadar Türkiye ekonomisinde de etkinliğe sahip.AB ülkeleri, küresel piyasalardaki güçleriyle Türk ekonomisini etkileyebiliyor. Kriz beklentisi yok Türkiye'de politik ve ekonomik olarak ABD ve AB'nin beğendiği, istediği bir düzen var. Düzenin değişmemesi "piyasacıların" da (paradan para kazanan yabancı ve yerlilerin) istediği bir şeydir.Bütün bunlar demek değil ki piyasacılar karışık ortamdan yararlanarak spekülasyon ve manipülasyon yapmayacak.Unutmayınız, piyasacılar (her kurt gibi) puslu havadan hoşlanır. Puslu havada (doldur-boşalt yaparak ve de önce gel gel yapıp sonra satarak veya korkutup sattırdıktan sonra ucuza toplayarak) tabii ki iyi para kazanılır.Ama, "Yumurta veren tavuğu kesmek" yanlış olur. Düzenden yararlanmak varken, düzeni elden kaçırmak bir işe yaramaz.Ortalık karıştı diyerek piyasacılar borsadan ve bonodan (büyük ölçüde) çıkmaya kalksalar, hisse senetleri fiyatları ve bonoların getirileri hızla düşer. Döviz fiyatı hızla artar. Açık anlatımıyla, kendi ayaklarını kurşunlamış, üstelik de Türkiye gibi verimli bir pazarı uzun süre için kaybetmiş olurlar. guras@milliyet.com.tr Dışarısı düzenden yana