Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Temizlik malzemesi üreten sanayi kuruluşları ile "Rize" çayını üreten Çaykur, "Rami" esnafına mal satmıyor. Ürünlerinin dolaylı olarak da olsa Rami piyasasına ulaşmasını yasaklıyor. Sebep: Rami esnafının bu malları bakkallara "ucuz fiyat" ile satması.
Rami esnafı yakınıyor: "Bu ne biçim iştir ki, kendi ülkemizde, paramızla mal satın alamıyoruz!.."
Üçüncü Mustafa'nın "veziriazam"ı Rami Mehmed Paşa, Eyüp semtinin ötesinde 1703 yılında bir çiftlik kurmuş. Üçüncü Mustafa döneminde buraya bir askeri konaklama ve eğitim tesisi yaptırılmış (1757 - 1774). Ve bu tesise "Rami Çiftliği Kışlası" adı verilmiş. Rami Kışlası içindeki binalar değişik dönemlerde yenilenmiş. 1800'lü yılların sonunda kışlanın etrafındaki tepelerde saray erkanı ve devlet ricali evler yaptırmış. Bulgaristan'dan gelen göçmenler eski çiftlik arazisinin üzerinde "Rami Cuma Mahallesi"ni kurmuş. 1950'li yıllarda Taşlıtarla olarak bilinen yerlere ikinci göçmen kafilesi yerleştirilmiş. Buraya "Rami Yeni Mahalle" adı verilmiş.
Askerlerimiz, Rami Kışlası'nı 1960'lı yılların başında Hazine'ye terk etmiş. 1965 yılında Haliç projesi çerçevesinde Unkapanı'ndaki toptancı dükkanlarının temizlenmesine karar verilince, Rami Kışlası'nın boş arazisinde toptancılara barakalar inşa ettirilmiş. Esnaf buraya taşınmış. Haliç kıyısında, Unkapanı sahil şeridindeki toptancıların Cenevizli tüccarlara, Bizans'a uzanan bir geçmişi var. Bizans döneminde de, Osmanlı döneminde de, Cumhuriyet döneminde de İstanbul'u buradaki esnaf beslemiş. Deniz yolu ile ulaşan kuru gıda maddeleri buradan İstanbul'a dağıtılmış.
Unkapanı'ndaki eski gıda maddesi toptancıları, şimdi Rami Kışlası arazisi içindeki 1.500 barakada işlerini sürdürüyor.
Rami'deki toptancılar çarşısı bugün harap halde olan kışla binasının arkasındaki geniş asker talim sahasının üzerine kurulu. Her biri 150 metrekarelik tek katlı baraka dükkanlar muntazam şekilde planlanmış. Çarşının bir yanında 2.500 araçlık otomobil parkı, öte yanında 2.500 araçlık kamyon parkı. Yollar, dükkanlara giriş çıkış düzen içinde. Çarşıyı İstanbul Gıda Toptancıları Derneği idare ediyor. Üçüncü defa seçilen dernek yöneticileri Günay Kotil, Selim Kılıç, Sedat Balcı, İsmail Çalışkan, Murat Eryılmaz, Mehmet Keskin, Bülent Baykal, Ekrem Yücekaya, Seyit Çakmak ve Abdullah Durdu ile görüştüm. İstanbul eski Belediye Başkanlığı'ndan rahmetli Aytekin Kotil'in kardeşi Günay Kotil derneğin başkanı. Her biri farklı ürün dalında uzmanlaşan Rami esnafının yıllık cirosu, İstanbul'da toptan kuru gıdadaki iş hacminin yüzde 90'ını oluşturuyor.
Rami esnafını çok iyi tanıyan Bülent Yardımcı ile Rami çarşısını dolaştım. Merakım, toptancıların bakkallara en çok hangi malları sattığı idi. Miktar olarak en fazla satılan malların sıralaması şöyle: Şeker, pirinç, patates, soğan, peynir, yağ, su ve meşrubat, makarna, konserve ve salça. Kuru gıda denilince akla "bakliyat" geliyor. Konuya yabancı olduğum için öğrendiklerim beni şaşırttı. Halkımız en çok pirinç tüketiyor. Pirinç tüketimi yılda 300 bin tona ulaşmış. Bunun 200 bin tonu dışarıdan geliyor. Pirinçten sonra en fazla tüketilen 6 bakliyat çeşidinin cirosu, pirincin cirosunun ancak yarısı kadar. Bu 6 bakliyat çeşidi şunlar: Fasulye, barbunya, nohut, yeşil mercimek, kırmızı mercimek ve bulgur.
Gelelim, Rami esnafının derdine... Rami esnafının derdi, ucuz mal satmasından kaynaklanıyor. Başkan Günay Kotil diyor ki, "Biz üç göbek esnafız. Banka kredisi kullanmayız. Kendi paramızla iş yaparız. Kendimiz işimizin başındayız. Çocuğumuz, akrabamız bize yardım eder. Kiramız, personel masrafımız, elektrik masrafımız, ısıtmamız, soğutmamız yok. Biz 100 liraya alırız. Üzerine 5 lira koyup satarsak Allah'a şükrederiz. Bizim büyük dağıtım şirketleri, bölge baş bayilikleri, alt bayilikleri gibi personel ve işletme masraflarımız, kredi faizimiz yok. Bizde enflasyona endeksli, her ay yüzde 5 zamlı, fiyat listeleri yok. Bize mal girer çıkar."
Sayın okuyucularım, bekledikleri enflasyona endeksli yıllık fiyat listesi hazırlayıp, her ay düzenli olarak ürünlerine zam yapan çoğu yabancı sermayeli temizlik malzemesi üreticisi sanayi kuruluşları Rami esnafına mal satmıyor. Rami esnafı deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, kozmetik ürünlerini alamıyor. Çünkü Rami esnafı bu malları nereden bulursa, kaça alırsa, üzerine yüzde 5 koyup bakkala satıyor. O zaman bu kuruluşlar düzenli zam uygulamasında başarılı olamıyor. Aynı malı süpermarketlere daha ucuza ve vadeli olarak satarken, bakkala daha yüksek fiyatla peşin satma şansını kaçırıyor. Rami esnafı bu boykotu önlemek için Rekabet Kurulu'na başvurmuş. Rekabet Kurulu'nun olumlu kararının bugünlerde yayımlanması bekleniyor... Ammmaa geliniz görünüz ki... Aynı uygulamayı bir KİT olan Çaykur başlatmış. Çaykur da baş bayilik, bayilik teşkilatı kurup, Rami esnafına mal satmamaya başlamış. Halbuki Çaykur'un Rize markalı çayı, kuru gıda ticaretinde "paket"te olması gereken bir mal.
İşte, serbest piyasa ekonomisinin cari olduğu bir pazarda ve de ülkede, parası ile mal satın alamayan Rami esnafının hikayesi...