Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yabancı sermaye bir ülkeye (1) Sabit sermaye yatırımı (fabrika) yapmak için gelir. Bu amaçla gelen para bir yere bağlandığı için kolay kolay dışarıya çıkamaz. (2) Kredi olarak, mevduat olarak, hisse senedi satın almak için veya bono ve tahvil almak için gelir. Bu tür yabancı sermaye kalıcı değildir. Her zaman geri gidebilir.Biz sabit sermaye yatırımı (fabrika) yapmak için yabancı sermayenin gelmesini bekliyoruz. Ama bu tür yabancı sermaye gelmiyor.Bize yabancı sermaye kısa vadeli döviz kredisi olarak, döviz mevduatı olarak, tahvil - bono - hisse senedi satın almak için geliyor. Şu günlerde "sıcak para"nın ülkeden kaçmasından korkuluyor ya? Nedir bu "sıcak para" denilen para? Ülkeye ne kadar "sıcak para" girdi ki, kaçmasından korkuluyor? Kaçarsa ne olur? İşte bu tür, her an çıkabilecek şekilde gelen paraya biz "sıcak para" diyoruz. Bu tür döviz girişleri döviz fiyatını ucuzlatıyor. İthalatı artırıyor. Kısaca ekonomiyi canlandırıyor. Isıtıyor. Onun için bu tür yabancı sermaye "sıcak para" diye adlandırılıyor. Sıcak para olarak giren döviz yurtdışına çıkınca da ekonomiyi soğutuyor. Ekonominin soğuması piyasayı altüst ediyor... İşte bu nedenle "sıcak para" girişleri "Ya kaçarsa?" endişesi yaratıyor. Kaçma "alametleri" korkulu rüyalara neden oluyor.Acaba "sıcak para" neden Türkiyeye geliyor? Neden "sıcak para"cılar bizi seviyor? Çünkü bizim ülkemizde reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) oranı yüksek. Ayrıca son yıllarda döviz fiyatı devamlı geriliyor. Türkiyeye döviz getiren, dövizi bozdurarak, eline geçen Türk lirasıyla bono satın alanlar yüksek faiz elde ediyor. Daha sonra bu yüksek faizi dolara çevirerek ülkeden çıktıklarında döviz olarak çok yüksek kazanç sağlıyor.Dövizi Türk lirasına çevirerek borsadan hisse senedi satın alanlar mutlu oluyor.Geçen yılbaşı Türkiyeye döviz getirerek Türk lirasıyla bono ve hisse senedi alanlar, 12 ay sonunda getirdikleri parayla kazançlarını tekrar dövize dönüştürüp dışarı çıkardıklarında, borsadan yüzde 55i aşan, bonodan yüzde 36yı aşan oranlarda kazanç sağladı. Ya kaçarsa korkusu Yurtdışında dövizin yıllık getirisi yüzde 4 - yüzde 5 dolayında. Bu durumda yabancı sermayenin Türkiyeye gelmesinden doğal ne olabilir ki?Şimdi de bakalım Türkiyeye ne kadar "sıcak para" girmiş? Yabancılar paralarını nerelere yatırmış?2002 yılında Türkiyedeki "sıcak para"nın toplamı 8.1 milyar dolar idi. Sıcak para miktarı 2003 yılında katlandı. 16.2 milyar dolara çıktı. 2004 yılında bir daha katlandı 30.4 milyar dolar oldu.Derken efendim, 2005 yılının ilk aylarında "sıcak para" coştu. Ocak ayında 4.0 milyar dolar, şubat ayında 3.2 milyar dolar, iki ayda 7.2 milyar dolar "sıcak para" girişi oldu. Sıcak para miktarı şubat ayı sonunda 37.6 milyar dolara ulaştı.Şubat ayı sonundaki 37.6 milyar dolar sıcak paranın 20.2 milyar doları hisse senetlerinde, 13.2 milyar doları Hazine bonolarında, 2.9 milyar doları bankaların mevduat hesaplarında... Yüzde 36 - 55 kazanç Para geliyor da neden istemiyoruz? Gelen paradan "sıcak para" diyerek neden korkuyoruz? Çünkü "sıcak para" ekonomiyi kavuruyor. Ekonomi yönetiminde dümenin elden çıkmasına neden oluyor. (1) Sıcak para ekonomiye akmaya başlayınca döviz fiyatı düşüyor. Dövizle borçlanmak hem kolay hem ucuz hale geliyor. Emisyon (piyasadaki banknot miktarı) ve faiz (kredi faizi) ile oynayarak ekonomiyi yönlendirme ve iç talebi kontrol etme imkanı ortadan kalkıyor. İç talep patlıyor. Ekonomi dayanamayacağı kadar ısınıyor. Ekonominin ateşi çıkınca kriz olasılıkları gündeme geliyor. (2) Sıcak para girdikçe iç talep ve ithalat patlıyor. Bunun sonucu döviz açığı (cari açık) büyüyor. Ülkenin kısa vadeli dış borç rakamı şiştikçe şişiyor. Kısa vadeli dış borç rakamının şişmesi, dış kaynakların ekonominin geleceği hakkında endişeye kapılmalarına, kredi musluklarının kapanmasına yol açıyor. Bu ise döviz sıkıntısına, döviz fiyatlarında hızlı artışa ve krize neden oluyor. (3) Türk lirasının pahalanması, dövizin ucuzlaması sonucu sadece ithalat patlamıyor, döviz açığı büyümüyor, aynı zamanda yerli üretim yapısı bozuluyor. Üretmek yerine ithal etmek daha cazip hale geliyor. İhracatçı batıyor. "Sıcak" kavuruyor Şimdi bir gerçekle karşı karşıyayız. Şubat ayı sonuna kadar ülkeye 37.6 milyar dolar "sıcak para" girmiş. Ekonomi de bugüne kadar bu sayede "ısınmış", halkımız "bahar havası" yaşamış... Bu böyle devam eder mi? Ne kadar eder? Ya "sıcak para" geldiği gibi hızla çıkarsa ne olur?Türkiyede aşağıya inen döviz fiyatı tırmanışa geçerse, yabancılar ekonominin geleceği konusunda endişe etmeye başlayıp ellerindeki hisse senetlerini ve bonoları satar, ellerine geçen Türk lirasıyla da döviz almaya kalkarsa, ekonomi altüst olur.Bu tür bir hareket, içeride dövizden Türk lirasına dönenlerin tekrar döviz alımına geçmesine yol açar. Birden patlayacak döviz talebini bu ekonomi karşılayamaz. Döviz fiyatı beklenmedik rakamlara tırmanır. Büyük fedakarlıklarla istikrarda gelinen noktadan geriye dönüş olur...İşte bu nedenle iktisatçılar "sıcak para" konusunda dikkati çekiyor. Kimsenin "felaket tellallığı" yapmaya niyeti yok. Kimse bu ekonominin kötüye gitmesini istemiyor. İstenen, gereken dikkat gösterilsin, gereken tedbirler alınsın ki, "sıcak para" yüzünden ekonominin başı belaya girmesin. Alt üst olur 2005 Fark 2002 2003 2004 Ocak Şubat Bir önceki aya 2004 sonunaMenkul kıymetler 6.329 13.589 27.250 31.621 34.772 3.151 7.522(a) DİBS (Bono) 1.999 3.293 9.857 11.335 13.277 1.942 3.420(b) Eurobondlar 870 1.293 1.130 1.259 1.074 -185 -56(c) Hisse senetleri 3.450 8.954 16.141 18.887 20.282 1.395 4.141(d) Diğer 10 50 122 140 139 -1 17Mevduat 1.843 2.671 3.216 2.878 2.913 35 -303Toplam 8.172 16.260 30.466 34.499 37.685 3.186 7.219 Kaynak: ANKA guras@milliyet.com.tr Ülkeye giren sıcak para (milyon dolar)