Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Farilya köyü (şimdilerde Gündoğan dedikleri belde) Bodrum’un henüz büyük ölçüde yozlaşmamış bir köşesi. Halka açık geniş kumsalı olan plajın hemen arkasındaki yürüyüş yolu boyunca lokantalar ve iki katlı moteller sıralanıyor.
Plajın hemen arkasında lokantalar ve moteller arasında çok geniş bir arsa var. Kamu veya vakıf malı olduğunu tahmin ediyordum. Bir Bodrumlu aileninmiş. Teklif edilen yüksek paralara rağmen satmamakta direniyorlarmış. Songül ile kocası Mustafa Aktaş, işte bu geniş arsada inek besliyor, arsayı ekip biçiyor... Yıllardır, sabahın erken saatlerinde o arsanın önünden geçerken, karı kocanın nasıl çalıştıklarını hayranlıkla seyrediyoruz.

Bazılarına yaşam zor
Arsa deniz seviyesinde ve sulak bir arsa. Her yıl olduğu gibi ilkbaharda da arsayı otlar kaplamıştı. Kuruyan otları topladılar. İleride hayvanlara yedirmek için kalıpladılar. Songül tahta kalıba otları doldururken kocası kalıbın içinde ayaklarıyla otları sıkıştırdı. Sonra iple bağladılar. Balya halinde arsanın ortasına kümelendirdiler.
Otlardan arındırılan arsayı sürdüler. Mısır ektiler. Arka tarafta börülce ve susam yetiştirdiler. Mısırı hayvanlara yediriyor, börülce ve susamı kurutuyorlar. Arsa sahibiy ile bölüşüyorlar. Sabahın erken saatlerinde Songül’ün işi, inekleri beslemek ve sağmak. İneklerin yanında az sayıda keçi ve koyun var. İnekler bu yıl da yavrulamış. Önce inek sağılıyor, sonra buzağıya annesinin sütünü emme şansı tanınıyor. Hani organik, doğal süt denir ya... İşte en hası orada. Sabahları bilenler ellerinde boş plastik şişelerle sağılan hayvanların başında bekleşiyor yeni sağılmış sütü alıyor.
Songül ile Mustafa’nın iki çocukları var. Okul açıldığından bu yana Songül çocukları okula götürüyor, sonra inekleri sağıyor.

Hayat güzel...
Bir hafta önce karşılaştık. Elinde yapraklı bir dal, “Çocuğu okula götürdüm. Dönerken biraz jimnastik yaptım. Yolda da bu dal parçasını buldum. Keçi yer” dedi. “Jimnastik yaptım” deyince önce ne dediğini anlayamadık. Sonra öğrendik ki, yol üzerinde belediyenin yaptırdığı sabit aletler bulunan jimnastik bahçesinde vücut çalıştırıyor.
Songül ile Mustafa bizi şaşırtmayı sürdürüyor. Önceki gün baktık, karı koca yürüyüş yolunun kenar taşına yüzleri kumsala ve denize dönük oturmuşlar. Onları devamlı çalışırken görmeye alıştığımızdan “Hayrola?” diye sorduk... “Hiç... Biraz denizi seyredelim istedik... Denize bakıyoruz...” dediler.
Yurdumuzun insanına hayran olmamak imkânsız. Bazıları yaşamlarını sürdürmek, çocuklarını yetiştirmek için nasıl ekmeğini taştan, (tarladan, hayvandan) çıkarıyor, bazıları da nasıl arsa ve tarla rantı ile hiçbir şey yapmadan yaşıyor? Gidiniz de
Bodrum’da görünüz.