Vatandaşın on dört aydır faturasını tıkır tıkır ödediği, yükünü sırtında taşıdığı "Ankara - Washington ortak yapımı" istikrar programı rafa kaldırıldı. Ucu sonu olmayan, doların ve markın fiyatını nereye çıkaracağı belirsiz bir devalüasyon yapıldı. Ardından hangi tedbirlerin geleceği belli değil. Çünkü "Ankara - Washington İttifak Heyeti" henüz bunu düşünmeye fırsat bulamadı. Ama bu arada Sayın Başbakan ile "Ankara - Washington İttifak Heyeti" mensupları "saf ve bakir Türk halkı"nı "uyutmayı" sürdürüyor: "Vatandaş sakin ol!.."
- Nasıl sakin olayım abicim? Çarşamba gecesi yattım. Perşembe sabahı kalktım. Neyim var neyim yok ise üçte biri kül olmuş. Zaten fakirdim... Fakirin fakiri oldum.
- Vatandaş sakin ol...
- Bu yıl ücret zammı enflasyonun altında tutuldu. İki yakayı bir araya getiremiyordum. Memlekette babadan kalma arsayı satıp parası ile durumu düzeltmek üzere idim. Devalüasyon oldu diyerek alıcısı vazgeçti. "Bundan sonra senin arsa zor satılır" diyorlar...
- Vatandaş sakin ol...
- Kaynanadan para alırız diyordum... Kaynana parasını borsaya yatırmış. Para borsada erimiş gitmiş.
- Vatandaş sakin ol...
- Ona buna özendik. Tüketici kredilerinin gazına geldik... Döviz kredisi ile en ucuzundan bir yerli otomobil aldık. Şimdi borç durduğu yerde yüzde otuz, kırk arttı. Yakında benzine de zam gelecek... Devalüasyonu duyarduymaz arabayı satabilir miyim diyerek etrafı kolaçan ettim. Kimse araba satın almıyormuş. Ben ne "halt" yemişim de haberim yokmuş...
- Vatandaş sakin ol...
- Bizim oğlan bir işe girebilse idi... Kendini kurtarırdı. Üniversiteyi bitirdi... Altı aydır çalmadık kapı kalmadı. Tahsilini saklıyor, lise mezunuyum diye düz işe başvuruyor.. İş yok.
- Vatandaş sakin ol...
- Karımın çalıştığı tekstil atölyesi kapanmasa idi biz bu hallere düşmezdik. Karım sadece işini kaybetmedi, yılların alın teri olan kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı da eriyip gitti. Karım faizin cazibesine kapılıp döviz almadı. Parasını Türk lirası olarak repoda sakladı. Devalüasyon karımın bunca yıllık emeğinin karşılığı olan paranın yüzde otuz, yüzde kırkını aldı götürdü.
- Vatandaş sakin ol...
- Küçük oğlan mahallenin bakkalının getir götür işine bakıyordu. Ücret almasa bile ekmeğe, peynire para ödemiyorduk. Veresiyeleri toparlayamayan bakkalı bir de market rekabeti vurunca, dükkanı kapadı gitti...
- Vatandaş sakin ol...
- Dolar ve mark fiyatı artınca, tüpgaza, dolmuşa zam gelecek. Ardından ekmek, soğan, fasulye, pirinç fiyatları tırmanışa geçecek... Bizim maaşlar ne zaman ayarlanır?
- Vatandaş sakin ol...
- Biz bu dünyaya çile doldurmaya mı geldik? Bi gün olsun yüzümüz gülmeyecek mi? Hayatım kaymış... Sen bana "sakin ol"... Sakin ol..." diyorsun... Söyleyecek başka lafın yok mu?
- Ya, sakin ol... Ya da, git köprüden kendini denize at!.. Va mı başka yolu?