Göklerde olduğu gibi maviliklerde de ses getiriyorlar. Üç yıl önce kurulan Corendon Airlines Yelken Takımı aldıkları sonuçlarla başarılı örneklerden
Özel sektör kuruluşlarının yelken branşına yönelik ilgisi gelecek için umut veriyor. Corendon Airlines Yelken Takımı da başarılı örnekler arasında gösteriliyor. Kurum çalışanlarından oluşan yelkenciler bu yıl 20. Bosphorus Cup ve BAU Boğaz Kupası IRC 2’de güzel sonuçlar elde etti. Kurum logosunun kırmızı rengi filolarındaki modern uçakların beyazıyla birleşince Türkiye’yi çağrıştırıyor. Corendon Airlines’a ait uçakları Avrupa ve Türkiye semalarında ne zaman görsem bunu düşünürüm. Ancak onlar göklerde olduğu gibi maviliklerde de ses getiriyor. Yelken takımlarını yazmaya bu nedenle karar verdim. Corendon Turizm Grubu’nu 1997 yılında Atılay Uslu ile birlikte kuran Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Yıldıray Karaer, gençlik yıllarında lisanslı yüzücü olan bir girişimci. Bu nedenle kurumun spor alanındaki sponsorluk ağı
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yapılan yasal düzenlemeyle uluslararası yat turizmine yönelik önemli bir adım atıldı. Söz konusu düzenlemeyle Türkiye’nin gelecek yıllarda İspanya, Fransa, İtalya gibi sektörün lider ülkeleri arasına girme olanağı doğdu
Uzunluğu 70-80 metrelik yatların maliyeti yaklaşık 50-60 milyon euro. Bunların bakım, onarım, marina ve diğer giderleri düşünüldüğünde ortaya büyük bir pazar çıkıyor. Günümüzde Akdeniz’de mega ve süper yatların yarattığı gelir büyük oranda İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Hırvatistan arasında bölüşülüyor, Türkiye’nin aldığı pay ise oldukça sınırlı kalıyor. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı, bir süre önce 2634 sayılı kanunda düzenleme yaparak uluslararası yat turizmine yönelik önemli bir kapı araladı. Gelişmeleri yaklaşık 31 yıldır bu alanda görev yapan Begüm Doğulu ile konuştum. Kendisi, Karl Lagerfeld, Valentino, Versace, Naomi Campell, Michael Douglas, Nicholas Cage, Russell Crowe, Jodie Foster, Ben
Mersin, güneşin en güzel battığı kentlerin başında gelir; Akdeniz’in güneş taçlı kraliçesidir. Kentte yelken branşında Mersin Rota Yelken ile Mersin Yelken Akademisi, tatlı bir rekabet içinde şehri maviliklerde başarıyla temsil ediyor
Ege’nin güneyi yat turizminde denizcilerin başkenti gibidir. Ancak bu alanda son yıllarda Mersin de giderek öne çıkıyor. Geçmişi M.Ö. 6300’lere uzanan kent, sahip olduğu muhteşem mutfak kültürünün yanı sıra 370 km’lik kıyı şeridiyle denizcileri kendine çekiyor.
Mersin, güneşin en güzel battığı kentlerin başında gelir. Bu nedenle benim için Akdeniz’in güneş taçlı kraliçesidir. Son ziyaretimi hepimizi bunaltan salgından hemen önce gerçekleştirdim, ancak ajandamda ilk sırada yer alıyor. Kısmet olursa 2022’de yeniden ziyaret etmeyi planlıyorum. Çünkü kentte yelken branşında umut verici bir atmosfer var. İki önemli kurum hem tatlı bir rekabet içinde hem de şehri maviliklerde başarıyla temsil ediyor. Bunlardan biri Mersin Rota Yelken, diğeri Mersin Yelken
Giresunlu kaptan ve tekne yapımcısı Murat Gül, bölgenin unutulmaya yüz tutmuş tarihi deniz taşıtlarından Agribar’ı maviliklerle yeniden buluşturdu. Karadeniz’de görenleri hayran bırakan teknenin omurgasından yelkenlerine kadar tüm ayrıntıları aslına sadık imal edildi
Giresun denilince akla Görele pidesi, kiraz kavurması, hamsi böreği ve niceleri gelir. Çünkü bu güzel kentimiz, doğasıyla olduğu kadar lezzet dolu sofralarıyla da ünlüdür. Öte yandan sahip olduğu bu haklı şöhret, denizcilik alanında da yaygındır. Kentte balıkçılıkla uğraşan ve tekne imal eden deneyimli kaptan Murat Gül, yörenin zengin tarihinden ilham alarak örnek bir projeye imza attı. Dr. Rıfat Karabacak’ın kendisine sponsor olduğunu vurgulayan Murat kaptan, Agribar adı verilen yöreye has modeli yeniden inşa ettiğini söyledi.
Teknenin bir sene önce denize indirildiğini anlatan tecrübeli denizciye Agribar’ı neden seçtiğini sordum. Murat Gül, iki buçuk yıl süren projesiyle ilgili şu bilgiyi verdi: “Beraber çalıştığım reislerden ve
Dünyaca ünlü pek çok ismin tatil için tercih ettiği güney Ege’de, mega ve giga yatlara yönelik açılan Port Azure Göcek, bölgeyi ziyaret edecek ultra lüks yatların yeni cazibe merkezi olacak
İnşaat, enerji ve inşaat ekipmanları sektörlerinde faaliyet gösteren STFA Grubu, Türkiye’nin ilk mega ve giga (süper) yat marinasını Göcek’te açtı. Geçtiğimiz günlerde lüks yatıyla Kuşadası ve Bodrum’da demirleyen ABD’li girişimci Bill Gates’in bu ziyareti, gözlerin yeniden Ege’nin güneyine çevrilmesine yol açtı. Bugüne kadar Tom Hanks, Steven Spielberg, Jodie Foster, Cristiano Ronaldo, Michael Douglas, Catherine Zeta Jones, Angelina Jolie, Ben Affleck gibi dünyaca ünlü kişilerin yatlarıyla tatil yaptığı Ege’nin güneyinde yeni hizmete giren; 30-50 metre arasındaki “mega” ve 50 metre üstündeki “giga” yatlara VIP hizmet sunulan Port Azure Göcek, STFA Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nur Taşkent’in göz bebeği gibi. Marina, 25
Maviliklere açılıp dünya seyahati yapmak her denizcinin hayalidir. Alim ve Hattaya Sür çifti, katamaranları “My Chance” ile bunu gerçekleştirmiş şanslı kişilerden. “İnsanın hayat arkadaşı hayal arkadaşı olmalıdır” diyen Alim Sür, dünya seyahatine iyi hazırlanılması gerektiğini belirterek sürecin inceliklerini paylaştı
Alim Sür ve eşi Hattaya Sür
Alim Sür, 19 yaşındayken, kardeşi Naim ve arkadaşları Ali Aytar ile 4.5 metrelik motorsuz sandallarıyla Marmaris’ten İstanbul’a kürek ve yelkenle yol alan, yıllar içinde Sadun ve Oda Boro’nun amatör denizcilerimizin yüreğine kor ateş gibi düşürdüğü dünya seyahatini gerçekleştiren bir usta. 2003 yılında eşi Hattaya Sür ile dünya seyahatine çıkan Alim Kaptan’a sürecin perde arkasını sordum. Çünkü denizci dostlarımın birçoğu mavi düşler atlasının sayfalarında gezmenin hayalini kuruyor. Tekne seçiminden önce dünya seyahatinin nasıl yapılacağının belirlenmesi gerektiğini anlatan deneyimli isim şunların altını
Avrupa’nın gözde yat fuarlarından Cannes Yachting Festival, geçen ay Fransa’da düzenlendi, ancak yankıları sürüyor. D Marin Türkiye Operasyon Direktörü Onur Ugan, fuarın müdavimlerinden. Bu yıl da ilginin yoğun olduğunu belirten sektörün deneyimli ismi, teslim tarihlerini 2025’e uzatan firmalar olduğunu söylüyor
Fransa’nın güney sahilinde yer alan Cannes için Avrupa’nın sinema ve yatçılık başkenti denilebilir. Bu nedenle koronavirüs salgını nedeniyle geçen yıl gerçekleştirilemeyen Cannes Yachting Festival (CYF) bu sene yoğun ilgiyle karşılandı. 550 katılımcı, 5 ile 50 metre arasında değişen 600 tekne, yat, motoryat ve megayat eylül ayında düzenlenen fuara renk kattı. Numarine, Trio, Sirena Marin başta olmak üzere birçok Türk firması da uluslararası arenada beğeni uyandırdı. D Marin Türkiye Operasyon Direktörü Onur Ugan’a göre, İtalya’dan İngiltere’ye, Türkiye’den Almanya’ya kadar her ülke adeta kendi şovuna imza attı. Vieux Port ve Port Canto marinalarında
Ahmet Eker de kardeşi Nevra Eker gibi birçok yarışın müdavimi. Yelken kültürünün yaygınlaşması için Yeni Zelanda’yı örnek veriyor: “Özellikle çocuklara yönelik daha fazla proje hayata geçirilmeli. Denizcilik yaşını ne kadar erkene çekebilirsek, yelken branşına ve yarışlarına yönelik ilgiyi o ölçüde artırabiliriz”
Özel sektörün ilgisi ve desteği yelken sporunun yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor. Eker firması da önemli çalışmalara imza atıyor. Denizcilik sevgisi babalarından gelen Ahmet ve Nevra Eker, Bursa’da gerçekleştirilen ‘Eker I Run’ koşu yarışının yanı sıra Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü’nün organize ettiği TAYK-Eker Olimpos Regetta’ya uzun yıllardır sponsor oluyor.
Ahmet ve Nevra Eker kardeşlerin öncülüğünde Bursa’da özellikle son beş yıldır yelkenciliğin ciddi oranda yaygınlaştığını biliyorum. Eker Yelken Takımı’nın bugüne kadar elde ettiği birçok derece var. Bunlardan ilk akla gelenler, geçen yıl J/70