Hakan Atis

Hakkı Yücel, “Yelken Kürek Dönemi Türk Denizciliği” üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Bir başka deyişle tarihin tozlu sayfalarında unutulmuş modelleri gün ışığına çıkarıyor. Yeni hedefi bu alana yönelik özel bir müze kurulması

Kim demiş Türkler denizci millet değil diye! Tarih bunun aksini gösteren örneklerle dolu. Yeter ki araştırmasını bilelim. Hakkı Yücel, yaşamını bu yola adamış deneyimli bir araştırmacı ve maket ustası. Sayesinde “Ağribar”, “Çekeleve”, “Gagalı”, “Barça”, “Varka” ve tarihin derinliklerinde unutulmaya yüz tutmuş nice Türk yelkenlisi gün ışığına çıkıyor. Yüreğine 1986 yılında maket sevdası düşen araştırmacı Hakkı Yücel, hafızalardan silinmiş elli yelkenliyi denizcilik tarihinin unutulmazlar galerisine kazandırdı. Bunlardan 22’sinin maketleri yapıldı. Sırada diğerleri var. Araştırmalarına devam eden maket ustasının hedefi Fethiye’de “Türk Kıyı Tekneleri Müzesi” kurulması. Karadeniz’e özgü “Gagalı”,

İzmir’in sakin ve güzel ilçesi Eski Foça’da 1995 yılında yelken sporuyla tanışan Deniz ve Ateş Çınar kardeşler, olimpiyatlarda ülkemizi dördüncü kez temsil ediyor

Onlar babalarının isteğini kırmayıp üniversite eğitimlerini spor akademisinden farklı bölümlerde tamamlamış başarılı iki genç. Birinin diplomasında “Çevre” diğerinin “Jeoloji Mühendisi” yazıyor. Her ikisi de millî yelkenci. Bugüne kadar ülkemizi olimpiyatlarda dört kez temsil etmenin haklı gururunu yaşıyorlar. Deniz ve Ateş Çınar kardeşlerden söz ediyorum.

Maviliklerde yarışmaya 1995 yılında Foça Yelken ve İhtisas Kulübü’nde başlayan, spor yaşamlarının ilk on yıllık döneminde birbirlerine rakip olan millî yelkencilerimiz, uzun zamandır 470 sınıfında aynı teknede birlikte yarışıyor. 2008 Pekin, 2012 Londra ve 2016 Rio olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden İzmirli millî sporcularımız aynı heyecanı şu günlerde yeniden yaşıyor.

Çınar kardeşler, Tokyo’da düzenlenen olimpiyat oyunlarında madalya için heyecanlı

Tolga Pamir, Hopa’dan İskenderun’a 1725 deniz milini dümen suyunda bıraktı. Türkiye Yelken Federasyonu hakemleri tarafından kayıt altına alınan rekor seyir 17 gün sürdü

Gelecek ay Sinan Sümer ile Transquadra yarışı için Karayipler’e yelken açmaya hazırlanan Tolga Pamir, doğup büyüdüğü topraklarda anlamlı bir rekora imza attı. Usta denizcimizin 17 Haziran 2021 tarihinde Hopa’da başladığı solo seyir, 4 Temmuz günü İskenderun’da tamamlandı. Günde ortalama 4 bin kalori harcayan, her gün 4-5 kez maksimum bir saat uyuyan Tolga’nın başarısı, Türkiye Yelken Federasyonu (TYF) hakemleri tarafından rekor olarak kayıt altına alındı. Yelkencilikte açık deniz branşına dikkat çekmeyi amaçladığını vurgulayan mavi yürekli denizcimiz, ağustos başında yaşadığı Fransa’ya dönecek. Şu günlerde ailesi ve dostlarıyla hasret gideriyor.

Sekiz ay hazırlandı

Atlantik Okyanusu’nu üç kez geçtiğini, ancak Türkiye kıyılarını yeterince tanımadığını belirten Tolga Pamir, TYF’de açık deniz branşının

Cebelitarık’ı kulaçla geçen ilk Türk unvanına sahip uzun mesafe yüzücüsü Emre Seven’in yeni hedefi 80 kilometrelik Mersin-Girne etabı

Uzun ve sağlıklı yaşam sürmenin yolu düzenli spor yapmaktan geçiyor. Kasımpaşa doğumlu 49 yaşındaki Emre Seven, bunun somut örneği. Hem sağlığını koruyor hem de genç sporcular için rol model oluyor. Uzun mesafe veya diğer adıyla performans yüzücüsü sporcumuz, ağustos ayında gerçekleştireceği 80 kilometrelik Mersin-Girne etabı için antrenmanlarını sürdürüyor. Cebelitarık’ı yüzerek geçen ilk Türk olma unvanını 2012 yılında elde eden Seven, bugüne kadar birçok başarıya imza attı.

Örneğin 9 kez Çanakkale Boğaz Yarışı’na katıldı. İstanbul Boğazı’nı 21 kez geçti. Yunanistan’da Kalamata-Koroni arasında 12 saat süren 31 kilometrelik etabı 4 kez aştı. Bu konuda kendisini motive eden Büyükada’nın tanınmış simalarından Arden Arevyan oldu.

İddiaya girdi hayatı değişti

Aslına bakarsanız Emre’nin yaşamı arkadaşı İlhan Turan

Mavi yolculuğun ana kucağı tartışmasız Gökova Körfezi’dir. Orada zaman durur, hayatın anlamı sorgulanır ve yeniden doğulur

Mis gibi çam havası, güzelim koylar, mavinin tüm tonlarına sahip harika bir deniz ve gökyüzünde seyrine doyamadığınız yıldızların mabedidir Gökova. Elbette sadece orası değil. Aslına bakarsanız Hopa’dan İskenderun’a kadar tüm kıyılarımız birbirinden güzel koylara sahip. İsterseniz turunç diyarı Mersin’den demir alıp Karadeniz’e tırmanın. Dilerseniz tam ters rotayı izleyin. Rize’de balıkçılarla keyifli sohbetler edin. Çayın en güzelini yudumlayın. Denize ara verip Ordu’nun nefis yaylalarında gün doğumuna eşlik edin. Sözün özü her defasında bambaşka güzelliklere tanık olacaksınız.

Gökova’da dolunay zamanı

Nihayet kısıtlamalar sona erdi. Hayata her gün yeniden merhaba diyeceğiniz keyifli bir yaz geçirmek için hazır mısınız? Yanıtı evet olan denizcilere Ali Boratav’ın “Mavi Yolculuk Rehberi” isimli kitabını tavsiye ediyorum. İçinde Gökova’dan

Bir ülke düşünün, batısında Adriyatik, güneybatısında İyonya denizleri bulunsun. Doğal güzellikleri nedeniyle turizm için biçilmiş kaftan olsun. Ayrıca yaprak sarma, baklava, aşure, tarator başta olmak üzere Anadolu’ya ait birçok lezzete mutfaklarında bolca yer versin.

Turizm sektörünün gelişmesi için son yıllarda vergi indirimleri ve çeşitli devlet teşviklerini hayata geçiren Arnavutluk, denizciler için cazip bir ülke olma yolunda ilerliyor. Sazan Adası, Grama Koyu, Saranda ve Vlora kentleri başta olmak üzere birbirinden güzel demirleme alanlarına sahip ülkeye daha fazla sayıda Türk yatçının gelmesi hedefleniyor. Ülkede son yıllarda otel ve tekne turizmi alanlarında önemli adımlar atılıyor. Örneğin özel sektör yatırımlarının önünü açmak için vergiler yüzde 20’lerden yüzde 6’lara indirildi. Otelcilik, sportif balıkçılık, tekne imalatı ve tarım turizmi alanlarında yüzde 50’lere ulaşan oranlarda AB fonları da dağıtılıyor.

Arnavutluk sakin koyları ve şahane

İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nden 1956 yılında mezun olan Kaptan Altay Altuğ’un 2005 yılında Şefik Kaan Altuğ ve Noyan Altuğ ile kurduğu Uzmar Tersanesi, denizcilik sektörünün küresel yıldızlarından biri haline geldi. Bugüne kadar dünyanın altı kıtasında 22’den fazla ülkeye 200’e yakın römorkör ihraç eden Uzmar Tersanesi, hali hazırda büyüklükleri 15 ile 100 metre arasında değişen çok amaçlı deniz araçları, römorkörler ve iş botlarının ihracatına devam ediyor.

Denizcilik sektörünün duayen ismi Kaptan Altay Altuğ (96), ülkemizin bu alanda gelişmesine öncülük eden kişilerin başında gelir. Uzun yıllar Denizcilik İşletmesi A.Ş’de görev yapan tecrübeli isim, Türkiye’nin ilk özel kılavuzluk ve römorkör şirketi olan Uzmar Uzmanlar Denizcilik şirketini kurarak 1993 yılında özel sektöre geçiş yaptı. Aradan geçen yıllarda kendisi gibi iyi birer denizci olan oğulları Kaan Altuğ ve Noyan Altuğ ile atılımlarını büyüttü ve

Rotayı Akdeniz’e çevirenler için İspanya’ya bağlı Balear Adaları’ndan Mayorka Orta Çağ yaşantısı, Minorka huzur, Formentera güzel plajlar ve İbiza eğlenceye davet ediyor

Avrupa’nın önemli turizm merkezleri arasında yer alan İspanya’ya bağlı Balear Adaları, yatçıların Akdeniz’deki gözde uğrak yeridir. Yaz sezonu, dünya jet sosyetesinin lüks yatlarıyla boy gösterdiği İbiza başta olmak üzere Minorka, Mayorka ve Formentera’da coşkulu geçeceğe benziyor. Bir başka deyişle İspanya’ya bağlı Balear Adaları, ziyaretçilerine unutulmaz günler yaşatacak. Dünya seyahatine çıkan denizcilerimizin uğrak yerleri arasında bulunan dört ada arasında en ünlüsü hiç kuşkusuz İbiza. Ancak iyice kalabalıklaşması sakinlikten hoşlananları diğer adalara yöneltiyor. Balear Adaları’na Türkiye’den gitmeyi planlayanlar için birkaç yol var. İlki göklerdeki gururumuz Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan Barselona’ya uçmak. Hava yolu seyahati kentte fazladan birkaç gün