Hakan Atis

Hakan Atis

info@hakanatis.com

Tüm Yazıları

İnci Menemencioğlu, iki çocuk annesi deneyimli bir avukat, doktora öğrencisi, sertifikalı dalgıç ve de iyi bir denizci. Yelkenlisi iki çocuğuyla 12 ay yaşadığı evi olmuş. Çocukları okula giderken o da kent merkezinin yolunu tutuyor. “Bu yaşam tarzı ciddi bir disiplin, düzen, dakiklik ve özveri gerektiriyor” diyor.

Teknesi hem evi hem ofisi

Bu hafta, 2018 yılında İstanbul’un yorucu temposundan uzaklaşıp çocuklarıyla huzuru Seferihisar’da bulan amatör denizci, avukat ve arabulucu İnci Menemencioğlu’dan söz edeceğim. Maviliklere aşina bir ailede büyümesi, onu erken yaşlarından itibaren denizlere yöneltti. Yüzme ve dalışla başlayan ilk adımları kardeşine ait yelkenlinin dümenine geçince kaçınılmaz olarak yön değiştirdi. Dalgaların gücü, denizin kokusu ve rüzgârın sesiyle şekillenen bambaşka bir yaşam biçimi, günbegün onu içine çekti. Hal böyle olunca kendisini Seferihisar’da yeşil ile mavinin ahengine kaptırması uzun sürmedi. Teos Marina’da Osman ve Sibel Atasoy, Vasıf Çağlar Emiroğlu gibi usta denizcilerden tekne hayatının ve maviliklerin inceliklerini, sırlarını öğrendi. Denizler onu sabırla sınadı, her seferinde bambaşka tecrübeler edindi. Bu süreçte tekne satın almak için adım atmadığı marina ve bölge kalmadı. Sonunda günümüzde evi olan 2007 Bavaria Cruiser model yelkenli ile yolları kesişti. Kader birlikleri o gün bugündür devam ediyor.

Haberin Devamı

Özveri gerektiriyor

İnci Kaptan, haftanın beş günü 12 yaşındaki oğlu Toprak Çınar ve 6 buçuk yaşındaki kızı Luna Mercan ile sabaha merhaba dedikten sonra teknesinden çıkıyor. Çocukları okula giderken o da duruşmaları ve günlük rutin işleri için kent merkezinin yolunu tutuyor. Bu yaşam biçimine Toprak ve Luna da uyum sağlamış. Her ikisi de Teos Yelken Kulübü’nde denizle iç içe. Hatta Luna’nın hayali 16 yaşında geldiğinde tek başına dünya turuna çıkmak. Şimdilik çocuksu bir hayal gibi görünse bile zamanın ne getireceği hiç belli olmaz. Toprak için ise deniz keyif işi, zorlamaya gerek yok mantığında. Ancak, Sadun Boro’nun “Pupa Yelken” ve Osman Atasoy’un “Uzaklar” adlı eserleri onun başucu kaynakları. İnci Kaptan, deyim yerindeyse işi sıkı tutuyor. Çünkü tekne hayatı özveri ve disiplin gerektiriyor. Bu nedenle çocuklarını A’dan Z’ye her konuda bilgilendiriyor ve deneyim kazandırıyor. Aslına bakarsanız yelkenli tekne sahibi olup Teos Marina’da çocuklarıyla tam zamanlı hayat kurması onun azim ve kararlılığını gösteriyor.

Haberin Devamı

Ekonomik boyutu

Son dönemde marina kiralarının astronomik artış göstermesi onlar için en can sıkıcı konu. Çevresiyle neredeyse her gün konuştukları en önemli sorun bu diyebilirim. Ülke genelinde marina kiralarının oldukça yükselmesi aslına bakarsanız yüzlerce amatör denizciyi ya yer değiştirmeye veya teknelerini yürekleri burkularak satmaya yöneltiyor. Ne yazık ki birçok dostum bu yönde adım atmak zorunda kalıyor. Zar zor yer bulabilenler ise hiç değilse bir süreliğine balıkçı barınaklarına göçüyor! İnci Kaptan, bağlı olduğu yerden memnun, ancak marina kiraları ülke genelinde böylesine artmaya devam ederse gelecekte o da farklı yerlere yönelmek durumunda kalabilir. İşin teknede yaşam boyutuna dönecek olursak karada bir evde ne varsa onlar aynı koşulları sağlamış durumda. Minimal bir alanda her türlü yaşam konforuna sahipler. Teos Marina’nın sunduğu fiziki imkân, sosyal alanlar ve güvenlik koşulları da son derece keyifli bir hayat yaşamalarını sağlıyor. İnci Kaptan, bu yaşam tarzının sunduğu sadelik, düzen ve iş bölümünün çocuklarını geleceğe son derece güçlü ve yaratıcı hazırladığını söylüyor.

Haberin Devamı

Teknesi hem evi hem ofisi

İnci Menemencioğlu’nun çocukları da tekne yaşamına uyum sağlamış.

Tekne hayatı

Kendisi bu yaşam tarzını seçtiği ettiği için son derece mutlu: “Yıl boyunca teknede yaşamak minimalizm ve kendi kendine yetmeye gayret ettiğiniz çok daha sade bir yaşam biçimini gerektiriyor. Ailece doğaya uyumlu olmaya ve minimum atık ile yaşamaya özen gösteriyoruz. Her şey ihtiyaca göre ve yetecek kadar bulunuyor. Çocuklarım zaten eskiden tüm deniz sezonunu teknede geçirdikleri için buna alışkın. Hepimizin ayrı kamarası var. Giysilerimiz, kitaplarımız, yiyeceklerimiz, her şey alanımıza göre. Marinada bir depo da kiraladım. Yedeklerimiz, ekstra eşyamız orada bulunuyor. Burada dostlarımızla bir arada olmak, sohbet etmek, beraber yelken seyri yapmak çok keyifli oluyor. Pandemi döneminde uzaktan çalışmaya alıştık. 6 Şubat depreminin ikinci gününde Hatay’daydım. Bir hafta orada kaldım. Döndüğüm zaman deprem beklenen bir şehirde, beton yığını içinde kalamayacağımızı çok net anlamıştım. Öncesinde ev-okul mesafesi kısa olduğu için arada sırada evde de kalıyorduk. Bir başka deyişle öncesinde yılın 9 ayı teknede kalırken şimdi 12 ay yaşamaya başladık. Sığacık Körfezi’nin de en güzel yanı havanın genelde yelkene uygun olması.”

Maliyet konusu

“Bu yaşam tarzı ciddi bir disiplin, düzen, dakiklik ve özveri gerektiriyor. Dışarıdan bakıldığı gibi kolay değil! Sürecin yaşam alanı konforuyla ilgili inceliklerinin yanı sıra ekonomik boyutu da var” diyor İnci Menemencioğlu, maliyet konusunda ise şunların altını çiziyor: “Teknede yaşadığım için İzmir Bostanlı’da ortalama ev kirasına denk düşen aylık maliyetim var. Elektrik tamamen güneş enerjisinden, sadece su masrafım var. Ufak tefek tamirat işlerini ben yapıyorum. İmpeller, filtre değişimi, temel motor bakımını öğrendim. Örneğin çapa fenerimi direğe tırmanıp kendim değiştirdim. Ben denizde mutluyum. Plaza hayatından ve İstanbul’un keşmekeşinden geliyorum. Seyirde alargada kaldığımda tilki uykusunda olmak, teknede sürekli yapılacak bir iş olması yorucu elbette. Ancak yaşadığımız hayat için her gün şükrediyorum.”

Menemencioğlu ailesine ve maviliklerdeki tüm denizcilerimize sağlıklı ve keyifli bir sezon diliyorum. Pruvanız neta, rüzgâr kolayınıza olsun.