İsrail’i kim yıkayacak?

9 Ocak 2025

Musevilikte de ölülerin törensel bir şekilde yıkanması gerekir. Bu, öleni günahlarından arındırmaz ama “öteki aleme” en azından bedensel olarak “temiz” gitmesi sağlanır. 

Yurdumuzda son günlerde fırtınalar estiren TRT yapımı Gassal dizisi, hepimize hayatla ölüm arasındaki ince çizgiyi yeniden hatırlattı. Kendi varlıklarının bile henüz farkında olmayan bebeklerin, İsrail’in soykırımına varan mezalimi sonucu donarak ölmesinin bizi düşünmeye sevk edemediği şeyleri, Gassal filminin afişindeki “Peki, beni kim yıkayacak?” sorusu aklımıza getirdi. Aynı operasyonun İsrail’de de yapılması, siyonist olan veya olmayan bütün Musevilerin kendilerine, hükumetlerinin işlediği bu katliamın kendilerini, ülkelerini ve hatta dini inançlarını nasıl etkilediğini sormaları gerekir. 

Musevilikte de inanların bedenlerini ve giysilerini yıkayarak kendilerini temizlemeleri emredilir. Museviler de ölülerini gömmeye hazırlamak için İbranice “Taharah” adı verilen gasil işlemini yapar. Bu sırada aile üyeleri, komşular

Yazının Devamı

Trump mı geliyor? Afet mi?

6 Ocak 2025

Tam iki hafta sonra, Donald Trump yeniden Beyaz Saray’a geliyor başkan olarak. Birinci gün yapacağı işler, imzalayacağı kararnameler şimdiden belli. Hatta ABD’den sınır dışı edeceği türde vizelere sahip yabancılar bile biliniyor.

Bilinmeyen tek şey; 20 Ocak akşama doğru, ABD’nin başına ne gibi işler açılacağı, Bakanlar Kurulu, bakanlar düzeyindeki genel müdürler, müsteşarlar veya başkanın özel danışmanları arasında nasıl bir ahenk oluşacağı. Veya oluşmayacağı...

Bir siyasal ekip içinde uyumlu bir çalışma atmosferi varsa, ne ala! Ancak, sadece ABD’de değil, herhangi bir siyasal ekip içinde, o ekiple, o ekibi işbaşına getirmiş olan siyasal akımın dışarıdaki mimarları, mühendisleri ve işçileri arasında, bırakın anlaşmazlığı, en ufak bir akortsuzluk varsa işte o zaman o ekibi (ve liderini) bir afet bekliyor demektir. Bu tür bir uyumsuzluktan söz ederek, ABD’yi iki hafta sonra nelerin bekleyebileceği sorusunu sormak istiyorum.

Steve Bannon’u hatırlar mısınız? Amerikalı bir medya yöneticisi, siyasi stratejist ve eski yatırım bankacısıydı. Trump’ın ilk

Yazının Devamı

Bunlar elbirliği ile İsrail’i yok edecekler

2 Ocak 2025

“Siyonizm nedir?” diye araştırırsanız, alacağınız en tarafsız tanım şu olabilir:

“Filistin’de bir Yahudi ulusunun geliştirilmesi ve korunması için bir hareket. 1897’de Theodor Herzl önderliğinde siyasi bir örgüt olarak kuruldu.”

Şimdilerde bu “hareket” adına yüzlerce kurum ve kuruluş var.

Siyonist Stratejiler Enstitüsü, sözüm-ona, “İsrail’in Yahudi karakterini ve demokratik doğasını” desteklemek için kurulmuş! Bar-Ilan Üniversitesi’nde araştırma koordinatörü olan, Birleşmiş Milletler programlarında yöneticilik yapmış Noa Lazimi isimli kişi, Israel Hayom sitesinde “İsrail’in “geliştirilmesi ve korunması” amacına uygun bir “bilimsel” makale yayınladı.

“Bilimsellik,” kurumun ve yazarın kendilerini tanıtımlarında geçen bir ifade. Yazıyı okursanız, “tarafsız uyarı” kisvesi altında, İsrail hükumetinin Türkiye’ye karşı kışkırtıldığını görüyorsunuz. “Düşmanımın düşmanı: İsrail, Türkiye’ye karşı Kürtleri desteklemeli mi?”

Yazının Devamı

2025 Nükleer Afet Yılı olabilir

30 Aralık 2024

Şurada yeni ümitler, yeni beklentilerle karşıladığımız yeni yıla daha bir gün kalmışken, bu yeni yılın sevinçten çok acı, mutluluktan çok keder vaat ettiğini söylemek ne kadar incelik ve diplomasi içerir bilemiyorum.

Ama burnumuzun dibinde, 450 gündür devam eden ve daha ne kadar süreceğini kimsenin bilemediği bir katliam, bırakın katliamı, bir soykırım sürerken… 7 milyon Musevinin yaklaşık yarısını oluşturan Siyonistlerin başlattığı ve 77 yıldır süren bu işgal, sürgün, cinayet felaketine 2 milyar Müslüman seyirci kalırken… Bilemiyorum insan nasıl ince, kibar, düşünceli ve diplomatik olabilir?

7 Ekim 2023’ten bu yana bir çoğumuz bilmediğimiz bir şeyi öğrendik: İsrail’i kuran, koruyan zihniyet, birinci günden, yani Osmanlı’yı parçalayarak İngiliz Yetki Alanına (Mandasına) konmuş bulunan Filistin’in “paylaştırılması” için BM’de karar alındığı 29 Kasım 1947 günü biliyordu ki, paylaştırma filan yoktur; sadece Siyonistlerin planladığı şey vardır. Bu planın tanımı, hala ABD ve batı

Yazının Devamı

“Hamas dağıldı, yerini çeteler aldı”

26 Aralık 2024

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, medyada ve sosyal medyada dolaşan yalan-yanlış haberleri düzeltmek için özel bir birim kurdu. Boşuna değil! 

X/Twitter, Instagram, Facebook gibi platformlarda gördüğümüz bir haberi, bir tıklamayla, binlerce, hatta onbinlerce kişiye ulaştırmak mümkün. Bu paylaşımın, gazetenin-televizyonun asla erişemeyeceği bir görüntülenme sayısına ulaşması işten bile değil. Okulda veya işbaşında yapılan eğitimde, iletişimciye öğretilen ilk şey, her haberi bir diğer kaynaktan, konunun önemine göre ikinci-üçüncü kaynaklardan doğrulatmanın zorunluğudur. Sosyal medya platformları, herkesi gazeteci yaptığı günden beri, ortalık doğrulatılmamış yanlış ve yalan haberden geçilmez oldu. 

Bununla başa çıkmanın kestirme yolu, size biraz toptancı görünebilir ama sosyal medyadaki “haber” görünümlü paylaşımlara, altında meşru bir haber kaynağına bağlantı yoksa, güvenmemek ve yayılmasına yardımcı olmamaktır. Sosyal medyanın adeta yalan ve çarpıtma, doğru bile olsa bağlamı dışında gönderme

Yazının Devamı

Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak

23 Aralık 2024

Türk medya habercileri, örneğin CNN Türk temsilcisi Yunus Paksoy, ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarıyla Beyaz Saray’ın basın brifinglerine gidiyor, açık ve net soruyor:

“Yeni Suriye yönetimi, hiçbir silahlı grubun kabul edilmeyeceğini ve hepsinin dağıtılması gerektiğini söylüyor. SDG/YPG’yi dağıtmak için herhangi bir planınız var mı?”

Sözcü sanki çocuk kandırır gibi; cevabına “Bu harika bir soru” diye başlıyor, sonra devam ediyor:

“Şu anda odak noktamız, DAEŞ’i yenilgiye uğratma görevine devam etmek, yani yeniden canlanmasını engellemek. Ancak, belirttiğiniz bağlamda misyon odaklı bir değişiklik veya özel bir plan yok.”

Yani, “PKK uzantılarını, PYD, YPG ve SDG isimli terör örgütlerini dağıtmayacağız” diyor. DAEŞ’i kurdular ve genişlemesine izin verdiler ki, “onu yenilgiye uğratmak” gibi bir iş, bir görev çıksın. Bunun için de Irak’tan gelen PKK elebaşılarına önce bir parti, sonra da bir ordu kurdurttular. Şimdi, “DAEŞ’in yeniden canlanmasını engellemek” diye

Yazının Devamı

İsrail uçaklarına kimse engel olmuyorsa…

19 Aralık 2024

İsrail, Gazze’ye ve Lübnan’a ek olarak şimdi de Suriye’de taş üstünde taş bırakmamaya kararlı. Geçici yönetim, 13 yıllık iç savaşta önemli ölçüde tahrip edilmiş olan haberleşme sistemini etkin şekilde kullanamasa da, alınan haberlere göre, Suriye’nin bütün hava savunma ağlarını, stratejik silah sistemlerini ve donanmasını ya tamamen ya da kısmen tahrip etti. Esed’in ailesini alarak Moskova’ya kaçtığı gün, Baas ordusu Golan’daki İsrail işgal birliğiyle BM’nin iki taraf arasında bulunan Gözlem Gücü’nün karşısındaki mevzilerini terk etti. İsrail’in işgalci ve soykırımcı başbakanı Benyamin Netanyahu, güya Suriye güçlerinin Golan’a saldırısını önlemek ve Lübnan’a silah kaçırılmasına engel olmak amacıyla, buradaki asker ve tank sayısını artırdı, BM Gözlem Bölgesi’ni işgal etti. Böylece İsrail tankları ile Şam’daki Başkanlık Sarayı arasında sadece 25 kilometre kalmış oldu.

Bu arada, Suriye’de bir taraftan devrimi Baas diktası, Esed ve Hizbullah

Yazının Devamı

Şu 50 bin DAEŞ’li!

16 Aralık 2024

Federatif anlayış, ABD’de silahlı kuvvetlerin de yapısına yansımış, hizmet birimleri kuvvet komutanlıklarından adeta bağımsız unsurlar olarak yapılandırılmıştır. Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan bu hizmet birimlerinde, her kuvvetten eleman ve komutan bulunabilir. Bu birimlerden birini, Türkiye’de çok duyuyoruz. Afganistan, Irak ve Suriye’nin bugünkü halinin sebebi olan Merkez Komutanlığı (CENTCOM), “Müşterek Muharip Komutanlığı” sayılıyor ve bunlardan dünya çapında 11 adet var!

Bir diğeri ise Özel Harekât Komutanlığı (SOCOM); 4 yıl önce başında Kara Kuvvetleri generallerinden Raymond Thomas vardı. Bu zatı da, CENTCOM’un faaliyetlerine yardımcı olurken yaptığı bir işten hatırlıyor olabilirsiniz.

Göz açıp kapayıncaya kadar Afganistan, Pakistan ve İran’ın ruhu duymadan, gelip Suriye’nin beşte ikisini, petrol kuyularını, ana yollarını ele geçiren DAEŞ’le mücadeleden sorumlu CENTCOM, burnunun dibinde NATO müttefiki Türkiye varken, Irak’tan gelip Suriye’de PYD (Demokratik Birlik Partisi) adıyla

Yazının Devamı