İran’ın savaşçı söylemi

27 Eylül 2018

Bir ülke cumhurbaşkanının izlediği geçit töreninde, katılanların üzerine teröristler ateş açar ve 30’a yakın asker ve sivili öldürürse ve o cumhurbaşkanı bu terörün ABD’den kaynaklandığını biliyorsa, elbette İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yaptığı gibi, “ABD’yi pişman edeceğiz” türünden demeçler verebilir.

Verebilir de inandırıcılığı olmaz. 2005’ten, yani İran’ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ‘İsrail’i haritadan silmek’ olarak sunulan sözleri söylediği iddia edildiğinden bu yana, NeoConların ve Musevi diasporası eliyle İsrailli aşırı dincilerin tahrik ettiği ABD derin devleti, İran’ı tahkim etmek için elinden geleni yapıyor. Bu sözlerin söylenmediği İranlı yetkililer tarafından defalarca açıklandığı halde... AB yetkili kurulları İran’ın böyle bir yeteneği ve hatta hazırlığı olmadığını açıkladıkları halde... Çünkü İran, diploması yoluyla elde edilebilecek şeyleri, her nedense, sadece şiddet yoluyla, kurduğu milis ve gerilla örgütlerini ihraç ederek elde etmeyi tercih etti. 1977’de, “2500 yıllık Pers monarşisine son veren İslam devrimi” adıyla iktidara el koyan mollalar ne monarşiyi silebildi ne de İslam’ın vaat ettiği şûrayı tesis etti. Dini hassasiyetini yaşamak isteyen,

Yazının Devamı

Suriye’de savaş devam etmelidir!

24 Eylül 2018

Oslo Süreci ile başlayan İsrail-Filistin barış görüşmeleri rayından çıkartıldığına göre, bölgeye barış getirecek tek güç, Allah korusun Türkiye olabilir. Bunu sağlamış bir Türkiye, maazallah Filistinlilerden yana ağırlığını koyar ve ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıma kararını protesto için İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul Zirvesi’ni toplamadaki başarısı gibi, uluslararası girişimlerle NeoConların planlarını da bozabilir.

Nedir bu plan? İran’ı İranlılara, Yemen’den Lübnan’a tüm bölgeyi Sünni Müslümanlara zindan eden molla rejiminin sebep olduğu hoşnutsuzluğu bahane ederek Suudi Arabistan’ı ve Körfez İşbirliği Teşkilatı üyelerini İsrail’i kayıtsız-şartsız tanımaya itmek... Bu ülkelerde, veliaht Muhammed bin Salman gibi hırslı-hevesli genç siyasetçileri destekleyerek, onları sadece ülkelerinin değil, fakat aynı zamanda tüm İslam aleminin reformcu geleceği gibi takdim eden medya yayınları ile parlatmak. Ve tabii bu arada Vahabi Selefizmi’ni, Şia ve Sünni “aşırılıklar” arasında ılımlı orta yol olarak sunmak.

Türkiye, yaşatabildiği Osmanlı ekolleriyle, fıkıhta,
kelamda, modern hukuk ve düşün alanlarında felsefesiyle, modern edebiyatıyla, Avrupa’da tanınmış sanatıyla, 17-25 Aralık ve

Yazının Devamı

Fransa, İsrail ve DAEŞ kime çalışıyor?

20 Eylül 2018

Trump’ın seçim kampanyasında 10 Ağustos 2016’da sarf ettiği bir söz vardı ki kendisini Ortadoğu halklarına sempatik gösteren tek sebep buydu diyebiliriz: “IŞİD’i (DAEŞ) Obama ile Hillary birlikte kurdular.”

Bu konuşmanın videoları hâlâ YouTube’da duruyor. Aradan iki yıl geçiyor, ancak Trump Obama’yı suçlu ilan ettiği Suriye politikasını aynen sürdürdüğü yetmiyormuş gibi, Türkiye ile Rusya arasındaki giderek düzelen ilişkileri baltalamak için DAEŞ dahil her türlü pisliği kullanıyor.

Son olay Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’i ikna ederek sağladığı ve dört bir yandan her türlü sabotaja açık İdlib mutabakatından 10 saat sonra, DAEŞ’in Suriye hükümet mevzilerine saldırmasıdır. Aylardır sesi çıkmayan, katil Beşar’ın kendilerine attığı birkaç kemik durumundaki petrol kuyularının gelirini PKK-PYD-YPG teröristleriyle paylaşan bu caniler sürüsü, birden hiçbir kazanç sağlamayacağı bir yerde saldırıya geçiyor. Gerçi bu saldırı haberi, ABD’de bulunan sözde Kürt kaynaklarından ve bir iki İsrail internet sitesinden geliyor ama televizyonlarda İdlib haberinin ya önünde ya ardında yayınlanıyor; sonuç, Türkiye ile Rusya’nın İdlib’de muhakkak bir insanlık faciasını önlediği algısı oluşmamış oluyor.

İsrai

Yazının Devamı

İki kadın siyasetçi sisteme karşı

17 Eylül 2018

ABD’de bir kadın, Yüksek Mahkeme’ye aday gösterilen temyiz mahkemesi üyesi Brett Michael Kavanaugh’un hukuk fakültesinde öğrenci iken kendisine tasallut ettiğini belirten mektubu, kendi eyaletinin iki siyasetçisine gönderdi. Her iki siyasetçinin de kadın olması dikkat çekici. Daha dikkat çekici olanı bu iki kadın siyasetçinin de şikayetçi kişinin kimliğini açıklamamaları.

Aslında ortada bir şikâyet bile yok. Çünkü dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ABD’de de bu tür suçlarda zaman aşımı var. Birçok eyalette söz gelimi vatana ihanetin, ekonomik casusluğun, bir firmanın sırlarını alıp başka bir firmaya vermenin zaman aşımı yok da bir tasallut, taciz ve ırza geçmenin sınırı var.

Basit bir Google araması, bunun diğer bazı ülkelerde de böyle olduğunu gösteriyor. Hukuk sistemi, bir tecavüzcüyü üç yılda, beş yılda unutmaya hazır, ama bir sanayi casusluğunu hiçbir zaman affetmiyor.

Kaliforniyalı bu iki siyasetçi kadın, Milletvekili Anna Eshoo ve Senatör Dianne Feinstein , Yüksek Mahkeme adayı yargıç Kavanaugh’un adaylığının onaylanıp onaylanmamasını görüşen Senato Adalet Komisyonu’na bu iddiayı getirdiler. Böyle bir iddianın, hukuk düzleminde geçerli olabilmesi için iddia sahibinin

Yazının Devamı

Rusya Astana’yı vuruyor

13 Eylül 2018

Eğer Putin ve şürekâsı (Esad ve Tahran’daki mollalar), Cenevre’ye gidecek heyetler üzerinde anlaşmış olmayı masada çözüm sanıyor ve sahada da nihai çözümü sağlayabi- leceklerine inanıyorlarsa, bir kere daha yanılıyorlar. Nasıl ki 6 yıl önce o zamanki dışişleri bakanının 60 küsur kere ziyaret edip, bir gram aklıselim aşılamak için diller döktüğünde, Beşar denen katil Türkiye’yi dinlemek yerine mezhepçilik gayretiyle ve Rusya ile ittifakına güvenerek, kendi halkının tepesine yağmur gibi varil bombası yağdırarak, diktatörlüğünü sürdürebileceğini sandı. Yanıldı.

Dünyada hiçbir halk, kendisini bombalayan, üzerine ordu birliklerini sevk eden, kentleri, kasabaları harabeye çeviren bir hükümete sadık kalamaz. Nitekim Suriye halkı da çeşitli hiziplere ayrıldı; kimi terörizm yolunu tuttu, kimi kendi gayretiyle, kimi ABD ve müttefiklerinin ve bazı AB üyelerinin desteğiyle silahlandı. Bu ikinci gruba “ılımlı muhalefet” adı verildi ve bugün Özgür Suriye Ordusu adıyla bir askeri güce de sahip bulunuyor.

ÖSO, İdlib’e sıkışmış terör gruplarından biri değil, ama orada varlığı bulunanlardan biri. Eğer Türkiye’nin önerdiği türden bir ateşkes ve ardından silahtan arındırma başlayacak olursa, o

Yazının Devamı

Terörist temizliği neden gerekti?

10 Eylül 2018

İnsan bazen Putin’in ayık kafayla gezdiğinden kuşkuya düşüyor. İran’ın kurnazca bir Farsi oyunu ile canlı yayınladığı zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ateşkes” terimiyle adlandırdığı geçici çözüme eli silahlı 50’ye yakın grubun içinden sadece ikisini zikrederek, “Nusra ve DAEŞ bu masada yok!” şeklindeki nezaketten uzak hatta açıkça kaba yanıtı vermesi için Putin’in ‘amiyane tabirle’ o anda bir şeylerin kafasını yaşadığı kuşkusuz.

Türkiye, hiçbir gün hiçbir silahlı grubu, Cenevre ve Astana süreci üyelerinin bilgisi olmadan desteklemedi. Gerçi zirve sonrası bazı Rus ve Arap haber kaynaklarının Türkiye’nin “bazı silahlı grupları desteklediği satır aralarına sıkıştırılmışsa da bu, müsebbiplerini iyi tanıdığımız “MİT TIR’ları haberi” denen tezvir faaliyetinin ülkenin alnında bıraktığı izden ibarettir ve buna karşı ülkenin kendisini savunması bile gerekmez.

Elbette Suriye’de BAAS rejimine muhalif halkı tedhişle ve korkutarak, sindirerek kendi yanına çekmek isteyen, buradan derlediği gücü dünyanın başka yerlerinde terör için kullanan El Kaide, onun türevi El Nusra, PKK ve türevleri gibi terör örgütleri vardır. Bunlarla BAAS’a ve katil Esad’ın silahlı kuvvetlerinin saldırılarına karşı

Yazının Devamı

‘Sivillere saldırıyı kabul edemeyiz’

9 Eylül 2018

Tahran’daki üçlü zirve dönüşü uçakta gazetecileri yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de oldubittilere izin vermeyeceğini kanıtladığını söyledi. Erdoğan, ‘Sivillere saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik’ dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de oldubittilere izin vermeyeceğini kanıtladığını bu kararlılığı bir kez daha Tahran’daki üçlü zirvede muhataplarına ilettiklerini belirterek, “Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik” dedi. Erdoğan, silahların bırakılması noktasında “Putin’le, başa baş görüşmemizden sonra, bir kere daha ayrıca konuştum ayrılırken. Kendisinden bunu rica ettik. İnşallah inanıyorum ki sözlerinde duracaklardır” dedi. Diplomatik sürecin devam edeceğini Rusya Devlet Başkanı Putin ile tekrar bir araya gelebileceğini vurgulayan Erdoğan, “Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakat önemli. Mutabakat, inşallah böyle bir şeyi getirir” dedi.

Erdoğan, zirvede sivillerin ve teröristlerin tahliyesine yönelik bir konuşma geçmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı, Hollanda’nın ardından 2013’ten bu yana ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinde sürdüğü Mısır’da elçilik

Yazının Devamı

Suriye satrancı

6 Eylül 2018

Satrançta bir tek kural vardır: Karşındakinin zihnini okumak. Yani senin nasıl oynayacağın değil, karşındaki kişinin nasıl oynayacağını kestirmek. Bazen rakibin umduğun, olacağını sezdiğin hamlesini yapmasına izin verirsin ki böylece araya sokacağın karşı hamleyle üç adım sonra yapabileceği öldürücü hamleyi kesmiş olursun.

İdlib’de kimine göre 3 milyon, kimine göre 4 milyon insan var. Bunun bir milyonu çocuk deniyor. Geriye kalanlardan silahlı muharip olmayan kadın ve yaşlıları çıkarırsak, 1 milyon savaşçıdan söz ediyoruz. Bunların arasında El Kaide’den emir alan “Cihatçılar”, Türkiye’ye bağlı ve tek amacı PKK teröristlerinin köylerini, kasabalarını ele geçirmesini önlemeye çalışan Türkmen ve Araplar ile bildiğimiz, yol kesen türden eşkıya var. Suriye’de rejime muhalif herkes silahlı terörist değil. Ama eğer elinize silah almışsanız, Beşar Esad ve Baas rejimi tarafından düşman ilan edilmişsiniz demektir.

Bir insanlık dramına, savaşçı olmayan binlerce kadın, çocuk ve yaşlı erkeğin katledilmesine yol açmadan, rejim aleyhtarı grupların etkisiz hale getirilmesi, hükümet kuvvetlerinin ABD işgal kuvvetleri ve onların silahlandırdığı PKK-bağlantılı teröristlerin elinden Suriye’nin doğusunu

Yazının Devamı