ABD, nasıl ABD olmuş?

6 Ağustos 2018

İnsanın inanası gelmiyor; ortada 52 ülkeyi içine alabilecek, (Kanada Los Angeles, Fransa, Teksas kadar alana sahip!) ulusal geliri dünyanın tüm gelirinin yüzde 25’i!.. Dünyadaki en büyük, en zengin, en değerli, en çok öğrencisi olan 100 üniversitesinin 61’ine sahip bir ülke ABD. Ama başka bir ülkenin yargı sürecini durdurup, sanık olarak yargılanan vatandaşını geri isteme hakkına sahip
olduğunu sanıyor...

Ki bu sanık, meselesi böylesine siyasal bir sorun haline getirilmemiş olsa idi herhAlde ilk duruşmasında tamamen tutuksuz yargılanabilecek ve hatta belki de beraat edecekti. Rahip Brunson’u PKK’lı teröristlerle ve bilinen FETÖ’cülerle temas ediyor diye ihbar eden, kendi tercümanıdır (23 yıldır Türkiye’de oturup da nasıl Türkçe öğrenmez insan?)... polisin ihbarı doğrulama çalışmasını mahkeme değerlendirecektir. Tutuklandığı tarihe bakılırsa, bu kişi “Daha sonra filanca ile takas ederiz” gibi düşünce ile de yakalanmamıştır. Tersine, Halkbank eski genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, Rahip Brunson ile takas edilmek üzere tutuklanmış görünüyor. Yoksa davanın ilk sanığı Reza Zarrab’ın tutuklanmasından sonra defalarca ABD’ye girmiş-çıkmış bir iş adamı neden tutuklansın?

Bu dev

Yazının Devamı

Mattis ateş altında

2 Ağustos 2018

Başkan Donald Trump’ın kabinesi, iki grup bakandan oluşuyor: Trump’ın hayranları ve yetişkinler. Bu ikinci grubun başlıca görevi, Trump’ın “çocukluklarını” düzeltmek, kötü etkilerini hafifletmek, tabir yerindeyse Trump’ın kırıp döktüğünü onarmak.

Bu ekibin gelmiş-geçmiş üyeleri arasında kimler yoktu ki? Ulusal güvenlik alanında Michael Flynn, Keith Kellogg, H. R. McMaster, Dışişleri Bakanı olarak Rex Tillerson, Beyaz Saray Genel Sekreteri olarak Reince Priebus ve birçok diğerleri... Bu kişiler arasında Trump’ı düzeltme işini abartan oldu ve tabii bunlar anında atıldı. Trump’ı gerektiği kadar ve uygun bir üslupla düzeltenlerin başında adalet ve savunma bakanları var.

Savunma Bakanı Jim Mattis, (halen Suriye siyasetini uygulamakla görevli Orgeneral Joseph Votel’in komutasındaki) Merkezi Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli olmuş, ABD’nin Afganistan ve Irak operasyonlarını yönetmiş bir eski asker. Irak savaşı sırasında, 1 Mart 2003 tezkeresi sırasında Türkiye’nin tutumunu eleştirdiği söylenen, ama bir asker olarak siyasete burnunu sokmamış olan Mattis, bu sırada bir şeyi çok iyi öğrenmişti: Türkiye, bölgede ABD’nin güvenebileceği tek ciddî müttefiktir. Mattis birçok demecinde, ülkesinin

Yazının Devamı

Trump bir çılgınlık yapabilir mi?

30 Temmuz 2018

Nasıl bir çılgınlık? Mesela İran’a, hem de Tahran’ın merkezine çok güçlü, nükleer değilse bile radyasyon yaydığı bilinen, kısaca “Kirli Bomba” diye adlandırılan (radiological dispersal device - RDD) bir silahla saldırmak gibi... Ya da Yemen’deki vekalet savaşında, vekil Suudileri aradan çıkartıp doğrudan Amerikan deniz piyadelerini göndermek gibi... Gönderebilir mi?

Yani Vietnam’dan beri var olan, Afganistan ve Irak ile pekişen “evlatlarımızı savaşlara sürmeme” diye özetlenebilecek kamuoyu kararlılığını göz ardı edebilir mi? Peki Türkiye gibi, askeri açıdan ittifakı elzem bir NATO üyesine ambargolar ilan edebilir mi?

İki yıldır zenginlerden daha az vergi alma ve ihracat işlemlerinde bakanlık bürokrasilerinin kırtasiyeciliğine son verme gibi önlemlerle, ekonomide sağlanan büyümenin verdiği “sözünü tutan başkan” havası... Kasım’daki Senato üçte bir yenileme ve Temsilciler Meclisi seçimlerini kazanacağına dair kamuoyu yoklamalarının verdiği “siyasetten anlayan lider” havası...

Ancak tüm bunlara rağmen seçimlerde Demokratlar bir-iki sandalye ile dahi çoğunluğu elde ederlerse, kendisini azil davasında yargı önünde bulma olasılığının nerede ise yüzde 100 olması dikkate alınırsa, Trump bir

Yazının Devamı

Yorgo, biz neden dost olamıyoruz?

26 Temmuz 2018

Yassu kardeşim... Şimdi sen bu “kardeşim” lafından da huylanırsın. Ecevit’in kullandığı gibi kullanmıyorum, merak etme. Biz iyi komşu idik Küçük Asya’da; biz size hâlâ dostuz.

Geçenlerde Mudanya yakınlarında Trilye’de idik. Sizinkilerin oradan zorla göçürtüldüğünde geride bıraktıkları nefis kilimleri bulduk. Yıllar önce yaptığımız bir Atina gezisini hatırladık. Metin Toker, Sami Kohen, Oktay Ekşi ve Nazlı Ilıcak vardı. Uluslararası Basın Enstitüsü toplantısına gelmiştik.

Önce başın sağ olsun... Allah başka keder vermesin. Yaralananlara acil şifalar dileriz. Gazeteler orman yangını haberini “Yunanistan’da felaket” başlığıyla verdi. Ama ben sana asıl felaketi söyleyeyim mi? Senin seçtiğin siyasetçiler! Evet, o ahmaklar.

Atina çevresindeki orman yangınında millet cayır cayır yanıp kavrulurken, bizim, yani Türkiye’nin yardım teklifini kabul etmedi o ahmaklar. Amerika’dan, İspanya’dan yardım istediler, Brüksel’den yardım istediler ama Atina’ya bir Yunan kentinden daha yakın olan Edirne’den, İstanbul’dan yardım istemediler. Başkanımız Başbakanınıza yardım önerdi; onu da geri çevirdiler. Neden Yorgo?

Bizde orman yangını çok oluyor biliyorsun. Arazi geniş; sıcaklar bastırdığı zaman çamlar

Yazının Devamı

İsrail hızlandırıyor

23 Temmuz 2018

Türkiye, uluslararası bir konuda ağzını açmaya görsün... Sayın İbrahim Kalın bir konuda iki cümle etsin veya bir yazı yazsın... Okyanusun öte tarafında bir koro ayağa kalkıyor, ağzına geleni söylüyor. Bunu bilimsel ciddiyetle, üzerinde düşünmeye teşvik eden bir üslupla yapsa, neyse...

İsrail parlamentosu, geçen hafta, ülkenin Musevilik temelinde bir ulus-devlet olduğunu; ana dilinin İbranice’den ibaret bulunduğunu vs. belirten bir yasayı 55’e 62 oyla, yani 7 oy fazlasıyla kabul etti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, iç siyaset açısından dinsel ve ulusal gösterilere ihtiyacı var. Karısı ve oğlu, çeşitli skandallarla Netanyahu’nun koltuğunu sarsıyorlar. Polis kuvvetiyle iki-üç yıldır süren çekişmesi de, kendisini azil davasının eşiğine getirmiş vaziyette. Dolayısıyla yasanın İsrail’i bütün Musevilerin anavatanı ilan etmesi, Netahyahu’nun, bu dinci-milliyetçi perendeleri uluslararası alanda atmaya başladığının göstergesi oldu...

ABD’den İsrail’e, Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamı, bu yasanın hemen her maddesini eleştirdi. Başkan Erdoğan, sözcüsü ve Dışişleri Bakanlığı bu yasayı kınadılar, özellikle İsrail nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan Arap halkın ikinci sınıf vatandaş

Yazının Devamı

Trump ABD’ye meydan okuyor

19 Temmuz 2018

Diplomasi, icat edildiğinden bu yana, ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta başında Helsinki’de. Putin’le görüşmesinden sonra yaptığı açıklama gibisini görmedi. Trump, kendi ülkesinin istihbarat örgütleri, ulusal güvenlik birimleri ve Kongre’nin istihbarat komisyonu raporlarına karşı Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’i öyle bir savundu ki, Kongre’de en katı Trump yanlısı olarak bilinen senatörler ve milletvekilleri bile “Bu olmaz artık” dediler.

Bu siyasetçiler arasında Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan, yıllarca istihbarat ve askerî hizmetler komisyonları başkanlığı yapmış John McCain, halen bu komisyonların başkanı veya üyesi olan kişiler de var.

Trump daha önce de bu siyasetçileri öfkelendirdi. Ancak Trump’ın, ABD istihbarat örgütleri ile ulusal güvenlik kurumlarını sözüne itibar açısından bir başka ülkenin devlet başkanı ile eşit tutan ifadeleri, bu kez, meseleyi siyasî olmaktan çıkartıyor ve kurumsal hale getiriyor.

Konu, bilindiği gibi, 2016 seçimlerini Demokrat aday Hillary Clinton’ın kaybetmesi ve Trump’ın kazanması için, bilgisayar korsanlığı teknikleri ile Demokratların hazırlıklarını Rusya’nın öğrenip Trump’a haber vermesinden, Hillary’ye oy verebilecek kişilere yönelik

Yazının Devamı

Batı basınını unutmayacağız

16 Temmuz 2018

15 Temmuz gecesinin dönüm noktası, Başkan Erdoğan’ın (biraz emtia reklamı olacak ama) Facetime yazılımı ile, bulunduğu binaya baskın için hazırlık yapma ihtimali olan dışarıdaki darbeci timlere karşı, kısmen karartılmış bir binadan CNN Türk televizyonuna, kurumun gazetecilerinden Hande Fırat’ın girişimiyle başlatılan yayını oldu. O anı hatırlayanların belliğinde kalan, bir rahatlama, bir korkudan kurtulma, bir ferahlama olsa gerek.

Bunu hiç çekinmeden söylüyorum, çünkü varsayıyorum ki demokratik yollarla seçilmiş bir hükumetin seçimden başka bir yolla devrilmesi, söz konusu hükumeti beğensin-beğenmesin, desteklesin-desteklemesin, kendisini çağdaş sayan herkesin reddedeceği bir durumdur.

Bu demokratlık sınavıdır; bu uygarlık sınavıdır...

Ne var ki, başka BBC olmak üzere Avrupa ve Amerika basını, yani dünyaya gazetecilik öğretme iddiasında olan batı basını, bu sınavda, yüzüstü düşmüş, rezil olmuş vaziyettedir. BBC, bu dönüm noktası Facetime yayına bakıp, bunu bir demokratın düşünmesi, söylemesi gereken şeyi yani Türk halkının seçilmiş liderinin önderliğinde, anti-demokrat güçlere karşı direnmesi olarak sunacağına, Erdoğan’ın elektrikten bile mahrum bulunduğu bir yerde, çaresiz bir

Yazının Devamı

‘Rusya’nın esiri olmak’

12 Temmuz 2018

Trump’ın işlerini, sosyal medya ile dünya kamuoyu önünde ne diplomatik nezaket ve ne de ulusal-uluslararası güvenlik kaygısı taşımadan uyguladığı yönetim tarzı bir yerden patlak verecek; eğer dün NATO zirvesinde vermedi ise...

Başkan Erdoğan’ın yeni dış politika ve savunma ekibiyle katıldığı bu zirvenin kapalı kapılar ardında kalan bölümünde çok sert tartışmalar olduğu tahmin edilebilir. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile dünyanın bugüne kadar tanık olmadığı sertlikteki atışmalarından sonra, ittifakın yeni karargâhının açılışı kuşkusuz herkes için zehir oldu.

Doğu Avrupa ülkelerinin birbiri ardına alınmasıyla mevcudu 29’a çıkmış olan NATO güya bir savunma ittifakı! Oysa ittifakın Avrupalı üyeleri ile en büyük üyesi ABD arasında Trump’ın başkan olduğu Ocak 2017’den bu yana adeta savaş var. Trump, kapalı-açık her toplantıda ve hemen her hafta sosyal medyada çirkin bir savaş sürdürüyor. Trump, Avrupa ülkelerini NATO anlaşmasında öngörülen yüzde 2’lik savunma bütçesi şartına uymadıkları için bulunabilecek en çirkin sıfatların layık olduğu bir üslupla, kınıyor.

Doğrudur; İngiltere, Yunanistan, Letonya, Estonya, Polonya, Litvanya ve Romanya dışındaki üyeler yüzde 2 kotasını

Yazının Devamı