İmam, cemaat hikayesi...

ALMANYA'da yaşayan Yunan vatandaşının evi kundaklanmıyor.
Hollanda'daki İtalyan, evinde diri diri yakılmıyor.
Portekiz ya da Romanya vatandaşları "benzer muameleyle" karşılaşmıyorlar.
Yakılan, yıkılan hep "Türk'ün evi."
Öldürülen hep "Türk."
Bu "Türk düşmanlığı" değil de nedir?
* * *
BATILI liderler son iki - üç yıldır "bunlar farklı kültürden" demeye başladılar.
Son iki - üç yıldır bizi "dışlıyorlar."
Daha geçen hafta, ünlü Alman dergisi Der Spiegel'de "Batılı liderlerin şakalaşmaları" yayınlandı.
Başbakan Kohl, yanındakilere şöyle diyor:
- Okulda bizlere Anadolu'nun Avrupa'da olmadığı öğretilmişti... Öyle değil mi?
Dinleyenler de bu espriye (!) gülüyorlar.
Eh, "imam böyle yaparsa..."
Lider böyle davranırsa...
"Cemaati" de gelir, Türk'ün evini yakar.
* * *
ACABA Türklerin değil de, İsraillilerin evleri yakılsaydı, ne olurdu?
"Ne olacağını" biliyoruz.
Zira İsrail'in "böyle durumlarda" nasıl davrandığını biliyoruz.
İsrail önce "araştırırdı."
Sonra suçluları "yakalatırdı."
Ya da "gider, kendisi yakalardı."
Ve bütün dünyaya da "yakaladım" diye açıklardı.
Biz ne yapıyoruz?
"Seyrediyoruz."
* * *
AVRUPA'da üçbuçuk milyon vatandaşımız yaşıyor.
Korku içindeler.
Korkan insan düşünemez.
Sadece onlar değil, Türkiye'deki yakınları da huzursuzlar.
Vatandaşlarımıza böyle bir drumda sahip çıkmayacaksak, ne zaman sahip çıkacağız?
"Yönetim" bu konuda siyaset üretemiyor.
Ve Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne almak istemeyen Batı, "Avrupa'daki Türk'ü dövüyor."
* * *
ALMAN Dışişleri Bakanı Kinkel, Türkiye'ye geldi.
Görüştüğü herkesten "farklı şeyler" dinledi.
İktidar "başka" konuştu, muhalefet "başka."
"Ulusal konularda" her kafadan farklı ses çıkmaz.
Alman Bakan'ın karşısına "ortak sesle" çıkabilmeliydik.
Son yıllarda tırmanan "yabancı düşmanlığının" karşısına da "ortak bir tavırla" çıkamadık.
Çıkabilseydik "başımıza bunlar gelmezdi."
* * *
TÜRK'ün, Türkiye'nin Batı'daki imajı bozuk.
Almanya'da bir Alman "suç işliyor."
Tepki gösterenlerin içinde "tek Alman yok."
13 katlı apartmanda oturan Türk'ün evi kundaklanıyor.
Ama yardımına koşan "Alman komşu" yok.
"Dışlandığımızın" tipik göstergesi...
* * *
DAHA geçenlerde Möln'deydik.
"Evi kundaklananlarla" birlikteydik.
Vatandaşlarımızın "diri diri yakılışının" yıldönümünde.
Anma toplantısından sonra "ilgisizliği eleştirilen" bir yazı yazmıştık.
Gerçekten de Hamburg Başkonsolosumuz Ülkü Başsoy dışında hiçbir "yetkili" Möln'e gelme zahmetine katlanmamıştı.
Ankara ilgisiz kalınca, Avrupalı da "evlerini yakayım... Bunlar korkup, gitsinler" diyor.
* * *
AVRUPA'ya göçün 36. yılındayız.
Bu 36 yıl içinde Türk ve Alman bilim adamlarının, sendikacıların, işverenlerin, devlet yetkililerinin oluşturduğu bir üst kurul" meydana getiremedik.
Sorunların "konuşulacağı - tartışılacağı" bir ortak platform kuramadık.
Bilimi, araştırmayı dışladık.
Sonunda "böyle" oldu.
Batı'da Türk düşmanlığı, bizde de beceriksizlik sürdükçe daha çok dayak yeriz.