Hem işte hem evde çabalayan,
Çocuğuna, kardeşine ya da farklı bir insana şefkati ve diğer insanlara merhameti öğretmeye çalışan,
Her yemek yapışında içine sevgisini katan,
Her yere düştüğünde daha güçlü kalkan,
Birçok bakış açısına rağmen kendisi gibi olabilen,
Duygularını doyasıya yaşayabilen,
Güzel dilekler dilemeyi, duayı, umudu hiç bir zaman bırakmayan,
Öğrenmekten bıkmayıp, kendini her an geliştiren,
Okullarımız, iş hayatımız, sevdiklerimiz derken geriye dönüp baktığımızda yorucu bir tempo görürüz. Gündemin içindeyken fark etmediklerimizi onlardan uzaklaşınca fark etmeye başlarız. Yaşamımızın biz ilerledikçe yoluna gireceğini, mutluluğun ise aranarak bulunacağını zannederiz. Yolun sonuna geldiğimizde ise fark ederiz ki; 10 değil 9 olsa da olurmuş. Her şeyin dört dörtlük olması gerekmiyormuş, kimse mükemmel değilmiş, biz de başkalarının hikayelerindeki kötü olabiliyormuşuz. Hayat boyu uğraşmış olsak da aslında kimseyi memnun edemeyebilirmişiz. Yaşamda mutluluk, huzur, bolluk ve daha yüksek frekanslı olan her şey an da mevcuttur. Anı yakaladığımızda yaşamımızdan daha da anlamlı ve pozitif olduğunu fark edebiliriz. Akan zamanı durduramayacağımız için koşan bizi durdurabiliriz.
Anı fark etmek için ise;
-Her gün daha önce fark etmediğiniz en az 3 tane hayatınızda küçük detay bulun.
-Uyandıktan sonra aynada 20 saniye gülümseyerek bakın. Zihin pozitif frekansa alışırsa günün geri kalanı çok daha konforlu geçecektir.
-Bir anda yalnızca
Dünya, evren, hayatlarımız, imtihanlarımız her şey ama her şey istisnasız denge içinde. Her durum ve olayda bizim için özel hazırlanmış mesajlar var. Biz bir an önce çözeyim de kurtulayım dediğimiz her olay aslında daha da düğümleniyor. Her çözüm bir tane daha soruna sebep olabiliyor. Sanki seviye atlamak üzerine kurulu bir oyunu yaşar gibi devam ediyoruz. Sanki seviyeler git gide zorlaşıyor gibi gelebilir. İşte böyle anlarda sadece durun. Bulacağınız her çözüm sizin bakış açınız, sizin kendiniz ve karşınızdaki için düşündüğünüz size göre olan en doğru. Halbuki her insan kendine özel ve her insanın imtihanı farklı. Belki şu an o imtihanda ve sizin şu anki yaklaşımınız da sizin imtihanınızdır. Bir başkasının yerine yaşayamazsınız. Kendinizdeki doğruya ikna ettiğiniz herkesi şüphesiz memnun etmeniz gerekecektir. Kişi kendi yaşamının sorumluluğunu almalıdır. Hayat yolculuğunda kaptan kendidir, bilmelidir. Biz bakış açılarımızı sadece sorulduğunda ve seçersek aktarıp ona yolculuğunda eşlik edebiliriz. Şöyle
Önce hayal edin
Hayal etmek, zihninizin durumu o an gerçek gibi algılamasına katkı olduğundan hedeflediğiniz, varmak istediğiniz noktayı hayal edin ve nasıl hissettiğinizi gözlemleyin. Bu hedef gerçekleştiğinde hissedeceğiniz duygunun bedeninizde yayılmasına izin verin. Bu teknik hedefe giderken içsel motivasyonumuzu artırmak ile birlikle hayal ettiğiniz konunun size doğru gelmesi için frekansınızı da yükseltir.
Hedef size mi ait yoksa başkasına mı?
Bazen çevrenizdekilerin sizin yerinize hedef belirlemeye çalıştığını görmüşsünüzdür. Bazen de siz kendinize özgün olan hedefi seçerken bir başkasını kopyalamışsınızdır. Her iki durumda da hedef size ait değilse hedefe ulaşsanız dahi kendinizi tatmin, başarmış hissetmeyebilirsiniz. Hedefinize dışardan birisi “şu daha iyi olur, bu tam sana göre” dediğinde bu bakış açısını düşünmek, kendiniz için en doğru hedefe yürümeniz için bir uzmandan destek alabilirsiniz. Ne başkasını kırmamak adına istemediğiniz bir hedefte olmak ne de sırf başkası önerdi diye reddetmek pozitif katkı
Olumlamanın güçlü olması için şimdi, zamanda olmuş gibi telaffuz edilmesi, bütünün ve sizin hayrınıza olması gerekmektedir. Bir başkasının kötülüğü ya da herhangi negatif bir sonuç için olumlama yapılmaz. Yapılsa dahi bu olumlama enerjisi değil karmik enerji oluşturur. Şimdi hayatınıza mucizeleri çekmenize katkı sağlayacak 30 güçlü olumlamayı aktaracağım. Bu olumlamaların hepsini ya da seçtiklerinizi sabah ve akşam 10 kez tekrarlamanız zihin kodu haline dönmesi için süreci hızlandıracaktır.Olumlamanın güçlü olması için şimdi, zamanda olmuş gibi telaffuz edilmesi, bütünün ve sizin hayrınıza olması gerekmektedir. Bir başkasının kötülüğü ya da herhangi negatif bir sonuç için olumlama yapılmaz. Yapılsa dahi bu olumlama enerjisi değil karmik enerji oluşturur. Şimdi hayatınıza mucizeleri çekmenize katkı sağlayacak 30 güçlü olumlamayı aktaracağım. Bu olumlamaların hepsini ya da seçtiklerinizi sabah ve akşam 10 kez tekrarlamanız zihin kodu haline dönmesi
●Düşük frekans kendisi gibi düşük şeyleri hayatınıza çeker. Para, aşk, neşe, ihtişam gibi konular ise yüksek frekanslıdır. Frekansınızın yüksek olması önemlidir. Kendinizi daha neşeli, enerji dolu hissetmek frekansınızı yükseltecektir. Kişisel bakıma özen göstermek, kendinizi ne kadar sevdiğinizi kendinize söylemek, neşeli müzikler dinlemek, çiçeklerden ve hoş kokulardan katkı almak frekansı yükseltecektir.
●Hangi alanda mucize gerçekleşmesini diliyorsanız o alandaki tüm negatif enerjileri iptal edin. Örneğin; “şartları güzel bir işe başlamamın önündeki tüm negatifleri iptal ediyorum” gibi.
●Sanki mucizeniz gerçekleşmiş gibi şükredin. Minnet duyun. Evrensel enerji çalışarak sizin bu teşekkürünüzü karşılıksız bırakmayacaktır.
●Her gün en az 10 dakika mucizenizi olmuş gibi imgeleyin. İmgelerken iyice detaylandırın. Yeri, zamanı, rengi, adeti gibi.
Kendinize meydan okuyun
Kendinizin en iyi versiyonu ile tanışmak için kendi pozitif sınırlarınızı hissedin ve daha iyisi için kendinize meydan okuyun. Örneğin; bir günde maksimum 100 sayfa kitap okuyabiliyorsanız, şimdi 100 sayfadan fazlasını okumaya niyet edin ve bunu yapın. Kendinizi pozitif anlamda aşabilmek size yapabilecekleriniz için güç verecektir.
Mevcut durum ile hedeflerinizi analiz edin
İçinde bulunduğunuz durumu tam olarak gözlemleyin. İçsel kaynaklarınız neler? Hedefe giden yolda içsel motivasyonunuz, yetenekleriniz, yapabilecekleriniz neler? Bunların dışında dışsal kaynaklarınız neler? Kim ya da kimler size katkı olabilir? Dışarıdan hangi faydaları sağlayabilirsiniz? Bu ve benzeri sorular sorarak mevcut durumunuz hakkında daha fazla bilgi edinin. Şimdi hedeflerinizi gözlemleyin. Hedeflerinizin neresindesiniz? Ulaşmak için nelere ihtiyacınız var? Hedefinize ilerlerken ilk hangi adımı atmalısınız? gibi sorular sorarak hedef ile mevcut durumunuz arasındaki uzaklık ya da yakınlığı gözlemleyebilirsiniz.
Daha çok dinleyin, öğrenin, harekete geçin
Sadece cevap verebilmek
Zihnimiz sahiplenerek söylenen bilgiyi hemen kabul edebilir. Örneğin; bittim ben, çok kötüyüm, başaramıyorum gibi cümle kalıplarını, durumları sahiplenip size ait olduğu ile ilgili etiketlemenizden kaynaklı zihniniz bu bilgiyi kabul ederek enerjetik olarak sizi bu bilginin frekansına çeker ve siz de kendinizi kötü, bitik ve başaramamış hissedebilirsiniz. Bunu ayna karşısında deneyebilirsiniz. Kendinize bakarak birkaç kez çok yorgun gözüküyorum deyin, fark edeceksiniz ki bir süre sonra cidden yorgunsunuz gibi gelecek. Sahiplenerek söylediğiniz her söz beden ve enerjinizde bu kadar etkiliyse o zaman hangi sözcükler size daha katkı olur ona bakalım.
-Ben güçlüyüm.
-Ben güzelim.
-Başarabilirim.
-Ben neşeliyim.
-Ben güven doluyum.
-Ben mutluyum.
-Enerjim çok yüksek.