“Hatamı kabul etmem, suçsuzmuş gibi üste çıkmaya çalışırım, suçu bastırırım”
Kaynak:
“Evlilikte Kızgınlık, Üzüntü ve Suçluluk Duygularının İfade Biçimlerinin Ölçümü” Türk Psikoloji Yazıları, Haziran 2013, 16 (31), 36-55
Murat ATİLA
Klinik Psikolog/Aile Danışmanı
EQ, duyguları anlama ve onları yönetme yeteneği gerektirir.Uzmanlar duygusal zekanın aslında Zihinsel zekayı da etkilediğini belirtmişlerdir. Peki duygusal zekayı geliştirmek mümkün müdür? Duygusal Zeka alanında yazmış olduğu kitapları çok satanlar arasına giren Psikolog /Yazar Dr. Daniel Goleman Duygusal zekayı geliştirmek için 5 yol önermektedir:
1- Öz Farkındalık
Öz Bilinç, kendi duygularının farkında olma ve anlamayı içerir. Ve bu yetenek Duygusal Zekanın önemli bir parçasıdır. Sadece kendi duygularını anlamanın yanında sergilemiş olduğu davranışların başkalarına ne hissettireceğini hesaplamayı öğrenmek gerekir. Sergilenen davranış karşısındaki, diğer tarafın duygularını da anlamaya çalışılmalıdır. Öz Farkındalık'a sahip olabilmek için kişinin kendi duygularını anlama ve nasıl tepkiler verdiğini fark etmesi gerekir. Kendi güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmelidir. Diğer insanların kendilerini nasıl algıladıklarını da bilmelidirler.
2- Öz Düzenleme
Bireyin kendi duygularının farkında olmasının yanı sıra, duyguları yönetebilmeyi de öğrenmek önemlidir.Duyguları gizlemek yerine, duyguları yerinde ve zamanında uygun biçimde ifade edebilmeyi öğrenmek gerekir. Bu yönü gelişen kişiler
Duygusal zeka; duyguları değerlendirme ve anlama yeteneğini ifade eder. Duygusal zeka başkalarıyla kurulan sosyal ilişkide önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri sürdürebilmek yüksek duygusal zeka gerektirir. Bireylerin duygusal zekaları düşük ise bu durum sosyal ilişkilerine, aile, iş ve eşleri ile olan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyabilir. Sosyal iletişim zayıf olunca da ilişkilerin çıkmaza girmesi yada sona ermesi kaçınılmaz olabilir. Bu nedenle düşük duygusal zeka belirtilerini bilmek ve bu belirtileri ortadan kaldırmak için çaba göstermek, düşük EQ ye sahip bireyler için önemlidir.
1- Her ortamda tartışmaya girebilirler
Çoğu zaman ailesinin, akrabalarının, arkadaşlarının ve hatta yabancıların yanında eşiyle, arkadaşıyla tartışmaktan ve onları rencide edici tutum sergilemekten çekinmeyebilirler.
2- Başkalarının ne hissettiğini anlamazlar
Düşük EQ'lü insanlar genelde diğer insanların duygularından habersizdirler. Onlardan diğer insanların ne hissettiklerini anlamalarını bekleriz ama, bunu yapmaları çoğu zaman mümkün değildir.
3- Diğer İnsanların aşırı hassas olduklarını düşünürler
Duygusal zekası düşük olan insanlar çoğu zaman, uygun olmayan
Mutlu olmak için büyük paralar harcamanıza ve farklı yollar aramanıza gerek yok. Gün içinde yaptığınız basit işler bile sizi mutlu etmeye yeter de artar bile :)
Dr. George MacKeren, tarafından 5 yıl boyunca yapılan ve on binlerce kişide uygulanan anket çalışması sonucunda insanları günlük yaşamında en çok mutlu eden 33 faaliyet belirlendi.
Listenin başında konser, tiyatro,spor ve sevişme yer alırken, insanları en az mutlu eden şeylerin başında ise ziyarete gitmek, toplantı-seminer, kuyrukta beklemek, gibi faaliyetlerin geldiği görüldü.
İnsanların gün içinde en çok hangi işleri yapmak keyif aldıkları ve mutlu olduklarını anlamak için "Mappiness" adlı bir akıllı telefon uygulaması geliştirilerek , kullanıcıların gün içinde mutlu oldukları anlrda yapmış oldukları işleri bildimeleri istendi.
Bu çalışma sonucunda gün içinde insanları mutlu eden 33 faaliyet listelendi:
1-Sarılma, sevişme , 14,20%
2-Tiyatro, dans, konser, 9.29%
3-Sergi, müze, kütüphane, 8.77%
Anne baba çocuğu ile geçireceği her anı kaliteli zamana çevirebilir. Günlük işlerin yanı sıra ailece planlanan oyun akşamları çocuğun sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerinin gelişimini desteklediği gibi, aynı zamanda aile içi iletişimi de güçlendirir. Beraber sofrayı kurmak, kıyafetleri dolaba yerleştirmek, alışveriş yapmak, hikaye okuyup onun üzerine konuşmak gibi etkinliklerle zamanı eğlenceli hale getirebilirler. Bu nedenle çocukla yapılacak etkinlik ya da oyunların faydalı olabilmesi için çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun etkinlik ve oyunların seçilmesi önemlidir.
0-2 Yaş Dönemi
0-2 yaş arası dönem, çocuklar için güven ve bağlanma duygularının geliştiği, hareketlerini kontrol edebildiği ve amaca yönelik istemli eylemler sergileyebildiği bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun sözel ve bedensel gelişimi hızlıdır.
0-2 yaş arası çocuklarla oyun oynarken ebeveynin başka bir işle ilgilenmesi ya da oyunu yarıda bırakıp ayrılması, çocuğun ebeveyni ile kurduğu güven ilişkisini zedeleyebilir. Bu dönem çocuklarının güven duygusunu arttırmak için, oyunlar sırasında çocuklara başardıklarını fark ettirmek ve olumlu geri bildirimde bulunmak önemlidir. 1 yaşından sonra çocuk, aile içi
Anne ya da baba olmak bir insanın yapabileceği en zor işlerden birisidir. Çünkü bir çocuğun geleceği ebeveynlerinin elindedir. Ona gösterecekleri sevgi, anlayış ve verecekleri eğitim çocuğun tüm gelişimini etkiler. Bu kadar önemli bir görev üstlenen anne babaların harekete geçmeleri ve çocuklarının gelişimine katkı sağlamak için aktif ve etkili birer ebeveyn olmaları şarttır. Aslında hiçbir anne ve baba doğuştan ebeveynlik becerisiyle dünyaya gelmez. Ama iyi bir çocuk yetiştirmek için çevrelerindeki aileleri gözlemleyerek ve onların tecrübelerinden faydalanarak, çocuk gelişimi ile ilgili kitapları okuyarak, deneyerek ve sağduyuyla etkili birer anne baba olabilirler. Bu gayret içinde olan ebeveynler zamanla bazı özellikler kazanırlar. Etkili ebeveynlerin sahip oldukları bazı özellikleri şöyle sıralayabiliriz:
1-İyi Gözlem Yaparlar
Etkili ebeveynler iyi birer gözlemcilerdir. Çocuklarını kucaklarına aldıkları ilk andan itibaren bu izleme ve takip durumu başlamış olur. Çocuklarının ağlamasını, gülmesini, hırçınlığını ya da uysallığını gözlemler ve bunların ne zaman ortaya çıktığını anlamaya çalışırlar. Anne babanın bu tutumu da çocuklarını daha iyi tanımalarını sağlar.
2-Çocuklarını İyi
Evliliğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Eğer aşağıdaki davranışları sergiliyorsanız evliliğinizi bitme noktasına götürüyorsunuz demektir.
1-Yıkıcı Eleştiri Yapmayın
Evliliğe en çok zarar veren davranışların başında yıkıcı eleştiri geliyor. Evliliğin kötü gitmesine neden olan davranışların başında gelir. Eşinize karşı yapmış olduğunuz sert eleştiriler ve yargılamalar, eşinizle aranızda soğuk rüzgarların esmesine neden olabilir. Tartışma sırasında hakaret içeren cümleler kullanmak, geçmişte yapılan hataları her tartışma sırasında tekrar gündeme getirmek evliliği süratle ayrılığa götüren bir neden olabilir.
2-Eşinize Baskı Kurmayın
Eşlerin birbirini sürekli sorgulayıcı ve yargılayıcı tutum içinde olmalarıda evliliğe zarar verebilir. eşlerin kıskanç davranması, özgürlik alanlarını kısıtlamaları, birbirlerine yada karşı tarafa üstünlük kurma çabası içinde olması, aradaki güven ve saygı bağını zedeler. Bu durumda evliliğin bir uçurumun kenarına kadar sürüklenmesine neden olabilir.
3-Büyük Beklentiler İçinde Olmayın
Her çiftin evliliklerinden beklentileri vardır ve bu beklentileri karşılamak için bir yuva kurarlar. Ancak bu beklentilerin karşılanabilir ve gerçekçi olması oldukça