Bu yıl büyüme beklentisi içinde olan operasyonel kiralama sektörü, 60-70 bin adetlik araç alımıyla yaklaşık 9 milyar TL’ye ulaşacak yatırım planlıyor
Otomotiv pazarının büyümesine yaptığı katkılarla dikkat çeken operasyonel kiralama sektörü, iki yıllık daralmanın ardından, bu yıl umutlu. Faizlerde yaşanan düşüş ve Ocak ayına ait pazar verileri, 2018 yılına kadar pazarın yüzde 20’sini temsil eden sektörün yeniden aynı seviyelere ulaşmak için hareketleneceğini gösteriyor.
Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “2019 yılı sonundan itibaren ülke ekonomimizde yavaş yavaş olumlu gelişmeler görmeye başladık. Bu bağlamda, otomobil ve hafif ticari araç pazarının 580-650 bin adet bandında, otomobil pazarının ise 440-490 bin adetler seviyesinde olmasını ön görüyoruz. 2020 yılında sektör olarak, 65 ile 75 bin adet arasında yeni otomobil alımı yapacağımızı tahmin ediyoruz. Tabii ki, ekonomideki gelişmelere paralel olarak bu senaryo daha da olumlu yöne gidebilir” dedi.
Sektörü
Ford, gelecekte elektrikli araçların daha az tüketmesi ve daha uzun yol alabilmesi için “ışık oyunları” aracılığıyla farklı bir yol deneyecek!Dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerinden Ford, bir yandan elektrikli ve hibrit model atağına girişirken, diğer yandan da farklı testlerle araçların “tek şarjla gidebileceği yol”un artırılmasına çalışıyor. Ford’un son tanıttığı ticari araç konsepti, işte tam da bu amaçla geliştirilmiş.
“Ford Transit Smart Energy Concept” adını taşıyan araç, her ne kadar sıradan bir minibüs gibi görünse de, içinde farklı teknolojiler saklıyor. Elektrikli olan bu konsept, “akıllı” iç mekan aydınlatmasına sahip. Şirketin Köln’deki mühendisleri, laboratuvar ortamında yaptıkları çalışmalarda, “kırmızı” ve “mavi” iç aydınlatma sayesinde daha az klima ya da kalorifer kullanımıyla enerji tüketiminin azaldığını iddia ediyor. Bunun küçük bir “aldatmaca” olduğunu kabul eden Ford mühendisleri, mavi ışığın sıcak havalarda
Volkswagen’in, şirket kurulumuyla birlikte neredeyse kesin hale gelen fabrika planı, uzun yıllar sonra, Türkiye’ye “sıfırdan” yapılmış ilk büyük otomotiv yatırımı olacak. 1.4 milyar euro’ya mal olacağı söylenen ve yıllık 300 bin kapasiteli olması öngörülen fabrikayla birlikte, Türkiye’nin 2 milyon adede ulaşan üretim kapasitesi, 2.5 milyona yaklaşacak. Halen resmi açıklama yapılmasa da, Alman basınında verilen haberler, fabrikanın 2022’de faaliyete geçeceği, yeni nesil Volkswagen Passat ve yeni nesil Skoda Superb’i üreteceği yönünde. Elbette bu iki modelin yanında, gerekirse, Seat ve Skoda’nın küçük SUV modellerinin de üretime alınabileceği de yazılıp çizilenler arasında.
Ancak şu bir gerçek ki, söz konusu yatırımın Türkiye’ye gelmesi, Türk ekonomisi ve ihracatına önemli bir katkı demek olacak. Yıllık 20 milyar doların üzerinde seyreden otomotiv ihracatı, VW ve Skoda’nın katkısıyla 30 milyar dolara yaklaşabilir. Elbette burada yan sanayi firmalarına yapacağı katkıyı henüz
Türkiye’de üretilen araçların iç pazarda da Avrupa’daki yeni normlara uygun olması zorunluluğunun doğru bir karar olduğunu belirten Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Bozkurt, vergi sisteminin de güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Bir süredir tartışılan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Türkiye’de üretim yapan otomotiv firmalarına yeni emisyon seviyelerine geçiş için tanıdığı süre bugün doluyor. Böylelikle üretici firmalar, 1 Ekim tarihinden itibaren iç pazarda satacakları araçları da, AB’de geçerli en son emisyon standartlarına uygun motorlara sahip olarak üretecek. Böylece AB’de 2017’de devreye giren ve gerçek sürüş şartlarında test edilmiş emisyon değerlerine sahip motor şartına ilişkin düzenleme, Türkiye’de de geçerli olacak.
Sadece otomobillerde değil, toplu taşımada kullanılan otobüslerde de “elektrikli” hamlesi başladı. Çin, bu konuda liderliği ve öncülüğü elinde tutarken, 2026 yılında elektrikli otobüs pazarının tüm dünyada 165 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Tüm dünyada, küresel ısınma, dizel skandalı ve sıkı emisyon kuralları nedeniyle başlayan elektrikli otomobil çılgınlığı, özellikle şehir içinde toplu taşımada kullanılan otobüslere de sıçramış durumda. Özellikle, bazı kentlerinde kirlilik nedeniyle sokağa çıkmanın zorlaştığı Çin’in öncülüğünde başlayan elektrikli otobüs çılgınlığının, 2026 yılında tüm dünyada 165 milyar dolarlık bir pazar yaratacağı tahmini yapılırken, Türkiye’deki otobüs üreticileri, bu konuda hazırlıklarını neredeyse tamamladı.
Dizel motorların kentlerinde yarattığı kirliliği azaltmak amacıyla acil ve sert önlemler alan Çin, dünyanın önde gelen elektrikli otobüs pazarı haline gelirken, yine dünyanın önde gelen elektrikli otobüs üreticisi oldu. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada 425 bin adet elektrikli otobüs satışı gerçekleştirildiği belirtilirken, bunun 421 bin adedinin Çin’de satıldığı kaydediliyor. Yine geçen yıl Avrupa’da 2 bin 250 adetlik elektrikli otobüs satışı olurken,
Otomotiv üreticileri, bir yandan elektrikli ve otonom araçlar üzerinde çalışırken, diğer yandan da “göklerde” bir gelecek olup olmadığına bakıyor. “Uçan araçlar” geliştiren firmalara yatırım yapan devler çoğalıyor...
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyük kentlerin, “trafik sıkışıklığı” sorunuyla giderek daha fazla karşılaşması, küresel otomotiv üreticilerinin sadece alternatif enerji seçeneklerine değil, alternatif ulaşım seçenekleri konusuna da el atmasını sağladı. Bir yandan elektrikli ve otonom (kendi kendine gidebilen araçlar) teknolojiye sahip araçlar için çalışmalarını hızlandıran, kaynaklarını buraya yönlendiren dev üreticiler, diğer yandan da “alternatif ulaşım” konusuna yatırım yapmaya başladı.
Ulaşımın yeni boyutu
Elektrikli araçlar geliştirilmesi için enerji şirketlerine, otonom araç teknolojilerinin yanı sıra araç paylaşımı platformları için de “melek yatırımcı”lara ortak olmaya başlayan otomotiv devleri, “yeni nesil ulaşım” konusu için de “uçan araçlar geliştiren” şirketlere yönelmeye başladı. Dünyanın mega kentlerinde “yoldan çıkmak” ve “kurtuluşu havada bulmak” isteyenler için yatırım yapan, alternatif geliştiren Daimler, Geely, Italdesign gibi firmalara,
Fransız üreticinin SUV sınıfındaki en son ve en büyük numarası olan Koleos, öncelikle heybetli görüntüsüyle tavlıyor. Ona sırf bu yüzden bile “Abi” diyebilirdim...
Bugünlerde, model yelpazesinde bir tane SUV olmayan markaların neredeyse “silik kaldığı” bir dönemi yaşıyoruz malumunuz. Bu nedenle her markada, bu yönde hummalı bir çalışma, bir telaş filan... Fransız üretici Renault ise, bu sınıfa “Bulunsun, bulunsun...” diyerek bir değil, tam üç farklı SUV modeli sunuverdi. Koleos, bu üçlünün hem en sonuncusu hem de “ismen” en tanıdık olanı...
Renault’nun ilk kez 2007’de tanıttığı, ikinci nesliyle de yeni bir hayat verdiği Koleos’tan bahsediyorum. Bu kez adını aldığı önceki modelden daha heybetli ve büyümüş halde yollara inen Koleos, bu özellikleriyle markanın SUV ailesinin “abisi” konumunda. Bambaşka bir formülle aramıza dönen Koleos, her ne kadar Talisman’ı andırsa da, markanın yeni nesil tasarım diliyle şekil bulmuş. İri radyatör ızgarası, yine iri sayıbilecek (ya da bana öyle geldi) Renault amblemiyle dikkat çeken Koleos, bolca krom detayla hafiften lüks de görünmeyi başarıyor.
Arkadaysa, özellikle stop lambalarında Talisman tam bir “Talisman etkisi” göze çarpıyor. Tamponun orta
Koreli Hyundai’nin deniz aşırı ilk tesisi olan Hyundai Assan’ın İzmit fabrikası, yeni konuğuna hazırlanmaya başlayacak. Daha önce de üretileceği açıklanan ancak detayları kesinleşmeyen yeni SUV modelin, 2021’de bantlardan inmaya başlayacağı, ihracat ağırlıklı bir model olacağı bildirildi.
Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, söz konusu modelin üretimiyle ilgili kararın büyük ölçüde belirginleştiğini, hatta Hyundai Motor Başkanı Chung Mong Koo’nun, yatırımla ilgili müjdeyi Başbakan Binali Yıldırım’a Aralık 2017’deki Güney Kore ziyareti sırasında verdiğini açıkladı. SUV modelinin 2021 yılından itibaren İzmit fabrikasında üretilmeye başlanacağını belirten Kibar, “Böylece ürettiğimiz yerli model sayısı i20 ve i10’la birlikte 3’e çıkacak” dedi.
‘Kapasite ayarlanacak’
İzmit’te üretilecek SUV’un B sınıfında ve markanın mevcut SUV modellerinden tamamen farklı bir araç olacağını ifade eden Kibar, “Hindistan’da üretilen Creta ile Güney Kore’de üretilen Kona arasında bir model olacak. Yatırım tutarı ve üretim adetleriyle ilgili bilgiler nisandan sonra netleşecek” diye konuştu.
i10 ve i20 modellerini üretmeye devam edeceklerini de kaydeden Ali Kibar, “Bu yıl yenilenmiş i20’yi