‘Dolmakalem insanın ta kendisidir’

21 Ağustos 2022

Avukat Bülent Ünlü veya sosyal medyadaki adıyla Veysel Aşık, kalemlerine isim verecek kadar yazmayı seven birisi. Bu röportaj hayata bakış açınızı değiştirmeyecek belki ama Feridun’u, Talat’ı ve Nedim’i tanıyacaksınız...

Bazı insanları daha tanımadan seversiniz, Avukat Bülent Ünlü işte böyle biri. Arkadaşlarımdan sürekli ismini duyduğum halde bir türlü kendisiyle karşı karşıya gelip sohbet edememiştim. Daha tanışır tanışmaz karizmatik duruşu, zekası, mizah duygusu ve sıcakkanlı tavırlarıyla beni kendisine bağladı. Bence soruları okumanıza bile gerek yok, doğrudan cevapları okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Bülent Bey, kalemlere ilginiz ne zaman başladı?

Kalem sevgim henüz beş yaşındayken babamın bana verdiği ahşap, parlak kırmızı boyalı kurşunkalemle başladı. Babama hediye gelen kalemlerle iyice depreşti. Yaşıtlarım oyun parklarındayken ben kırtasiyelerde geziyordum.

Peki yazı yazmak sizin için ne demek?

Yazı yazmak benim için bir tutku, huzur demek. Hep yazarak çalışırım, toplantılarda dikkatimi bir şeyler çizerek toplarım. Elim, yazar, karalar, çizer

Yazının Devamı

Naoko Kimura ve kalem yiyen çocuklar

14 Ağustos 2022

Girişimci bir Japon kadını, mevsiminde havuç, elma, ıspanak, lahana, mısır, tatlı patates, acı biber, kestane, siyah soya fasulyesi topluyor ve pastel kalemler üretiyor. Çocuklar da ya resim yapıyor ya da canları isterse bu kalemleri yiyor!

Japonya’nın kuzeyinde yaşayan grafik tasarımcı Naoko Kimura, 2012’de şirketinden ayrılıp evde çalışmaya başlamıştı, artık bağımsızdı; web siteleri, kataloglar ve logo tasarlıyordu. Aralık 2012’de, kışları aylarca karla kaplı olan Aomori bölgesindeki evinde oturup pencereden dışarıya bakan Kimura hanım “bu manzarayı sebzelerle çizebilseydim keşke” diye düşündü. Kendisiyle 2015’te yapılan bir röportajda “düşündüm ki, doğanın renklerini çizecekseniz, onları çizmek için neden doğal malzemeler kullanmayasınız?” 

Sebzeleriyle ünlü 

İlk aklına gelen bu düşüncesini unutacaktı ki kendisine ilham veren bir başka şey oldu: Kimura çocuğu için güvenilir bir boya kalemi bulamıyordu. Resim yapmalarını istediği küçük çocuğunun ilgi duyduğu her şeyin

Yazının Devamı

Asırlık müşteri memnuniyeti

7 Ağustos 2022

Sirkeci’de vitrinindeki saatleri ve kalemleriyle ünlü 130 yıllık Tevfik Aydın firmasının üçüncü kuşağını temsil eden Ömer Aydın, “Şahıs isimli firmalara güvenirim” diyor.

Ne zaman Sirkeci’de Tevfik Aydın firmasının önünden geçsem vitrinde bazen saatlerin ve kalemlerin yanında el yazısı ile yazılmış bir not görür sevinirim. Çalışanlar da hep güler yüzlüdür, bilgilidir. Hepsinin arkasında ise Ömer Aydın var, seveni çoktur, görgülü, kültürlü, zeki, güvenilir, aydın ve titiz biridir. 130 yılı aşkın faaliyet gösteren bir firmanın üçüncü kuşağını temsil eden Ömer Aydın ile saatleri, kalemleri ve büyük emek verdiği Türkiye’nin tek saatçilik okulunu konuştuk.

Ömer Bey isterseniz 1889 yılına gidelim, her şey nasıl başlamış?

Dedem Osmanlı döneminde Trabzon’da sorgu hâkimiydi, o zamanki tabiri ile müstantik. Ailesini geçindirmek için ek iş olarak, Kunduracılar Caddesi No.15’de saat satışı ve servisi, gözlük ve sonra

Yazının Devamı

Yahya Kemal Beyatlı’dan otel odasında kalanlar

31 Temmuz 2022

Gereksiz belki ama düşündürücü olabilecek okuma notlarım: Dut ağacına çıkmadan yazı yazamayan kim? Yahya Kemal Beyatlı’nın vefatının ardından odasında kaç tane dolmakalem çıktığını biliyor musunuz?

Yahya Kemal Beyatlı rahatsızlanıp Park Otel’den Cerrahpaşa’ya kaldırıldığında, Ayaspaşa’da 19 yıl yaşadığı otelin 164 numaralı odasında üç bavulu, beş çift ayakkabısı ve beş şapkası kaldı. 1 Kasım 1958 günü kayıtlara geçen eşyası şunlardı: 3 adet boş çek, dört buçuk lira, bir adet Cyma marka kroma cep saati, bir çift altın, bir çift gümüş kol düğmesi, gözlük kılıfı, tıraş fırçası ve takımı, çakmak, tırnak makasları, iki not defteri, üç takım pijama, bir çanta, bir bavul, bir baston, bir komple protez, bir çift terlik, üç çift iç çamaşırı, iki gömlek, bir çift ayakkabı, iki kravat, bir robdöşambr, beş çift çorap, bir kemer, bir takım kostüm, bir pardösü, bir şapka, bir dolmakalem, iki anahtar, 3 paket Birinci

Yazının Devamı

‘Meraklısı ekmeğinden keser kaleme, mürekkebe verir’

24 Temmuz 2022

Türkiye’nin en eski kırtasiyelerinden biri, Kayseri’deki Halk Ticarethanesi. 1928’den beri hizmet veren kırtasiyeyi işleten Mehmet Serim, ‘90 küsur senedir aynı işi yapabilmek, sevgi ve gönül işi’ diyor.

Kayseri’de bulunan ve Türkiye’nin en eski kırtasiyelerinden biri olan Halk Ticarethanesi’nin kapısı 1928’den beri halka açık. Ailenin üçüncü neslini temsil eden Mehmet Serim ile konuştum. Galiba Mehmet Serim ile yedi-sekiz sene evvel tanıştık. Yıllar içinde ne zaman konuşsak aynı heves ve ilgiyi taşıdığını gördüm. Zaten ilgi ve sevgi olmayınca hiçbir işte başarılı olunmaz diye düşünüyorum.

Mehmet Bey, Halk Ticarethanesi’nin geçmişinden kısaca söz edebilir misiniz?

Dedem Mehmet Lütfi Serim 1895 Kayseri doğumlu. Ankara Sultanisi (Taş Mektep) mezunu. Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na katıldıktan sonra 1928’de şu an faaliyet gösterdiğimiz binayı yaptırmış ve müessesemizi açmış. Kırtasiye iş kolunu seçmesinin sebebi ailesinin eğitim seviyesinin günün

Yazının Devamı

Defterler bizi kurtarabilir mi?

17 Temmuz 2022

Yazmayınca unutuluyor. Anılarımız suya düşen yağmur damlaları gibi, yüzeydeki izler dalga dalga genişliyor, başka damlalara karışıyor ve kayboluyor.

Japon bilim insanı Susumu Tonegawa, bir gün arkadaşı ile birlikte en sevdiği kafenin önündeki masada kahve içip sohbet ederken birkaç metre ötede iki aracın çarpıştığı bir trafik kazasından söz etti. Arkadaşı da olaya tanıklık etmişti ancak kazanın kafenin önünde değil laboratuvarın önünde yaşandığını söyledi. Tonegawa ise ısrarcıydı, ona göre kaza kesinlikle kafenin önünde olmuştu. Tonegawa sonradan hatasının farkına vardı, kazanın yaşandığı sırada laboratuvarın önünde olduğunu ama tam da o an arkadaşıyla kafedeki bir konuşmayı düşündüğünü hatırlamıştı. Bilim insanının beyni iki farklı olayı bir araya getirip sahte bir anı meydana getirmişti.  

Şimdi 83 yaşında olan moleküler biyolog Susumu Tonegawa antikor çeşitliliğini sağlayan genetik mekanizmayı keşfettiği için 1987’de Nobel Fizyoloji/Tıp Ödülü’nü tek başına almış. Tonegawa’nın sonraki

Yazının Devamı

Hezarfen Ali Bey

10 Temmuz 2022

Bu haftaki konuğum Ali İkizkaya. Kendisi “Yazmak Keyiftir” isimli blogu ile ülkemizde kalem-defter-mürekkep konularını düzenli olarak paylaşan ilk kişi. Hem kendi başına mürekkep üretebilen bir bilim insanı hem de defterden, çantaya kadar birçok kaliteli ürüne imza atan bir zanaatkâr...

Hakkını teslim etmek gerek, kırtasiye dünyasında Ali İkizkaya’nın bir örneği daha yok: Kendisi ülkemizde yazılı basında teknik dolmakalem incelemesi yayımlanan ilk kişidir. Dünyada ise bildiğim kadarıyla fizik, kimya ve matematik bilgileriyle inceleme yazan ikinci bir kişi yok. Dolayısıyla ben dahil birçok kalemsever ondan çok şey öğrenmiştir.

- Ali Bey, yazıya ve yazı araç gereçlerine olan ilginiz ne zaman başladı?

Çocukluğumda oyuncakları söküp içinde ne var, nasıl çalışıyor diye bakan meraklı birisiydim. Küçükken en çok mühendislerin kullandığı kareli defterleri severdim. Fakat yazı gereçlerine gerçek merakım ortaokulda başladı.

- Kullandığınız ve sizde anısı olan ilk kalemleri hatırlıyor musunuz?

El

Yazının Devamı

El yazısına neden ihtiyacımız var?

3 Temmuz 2022

2. Yazı Kültürü Festivali kapsamında düzenlenen “Grafoloji ve Grafoterapi” başlıklı söyleşiye katılanlar “El yazımızı değiştirmek kişiliğimizi değiştirebilir mi?” sorusuna bir yanıt buldu.

29 Haziran akşamı Turşucuzade Ahmet Muhtar Efendi Konağı’nın bahçesindeydim. Editör, çevirmen ve yazar Özge Dinç sorular sordu, grafolog ve grafoterapi uzmanı Pelin Eren de yanıtladı.

Söyleşiden neler öğrendiğimi kısa kısa notlar halinde aktaracağım ancak önce bir tanım: Grafoloji veya yazıbilim, el yazılarının çizgi, boyut, şekil, düzen, kâğıda uygulanan basınç, eğim ve hız gibi teknik özellikler açısından incelenerek, kişinin fiziksel ve psikolojik yapısının analiz edilmesi demek. Pelin Eren’in defalarca tekrarladığı gibi: “Yazan da çizen de aslında beynimiz.”

Önce adli vakalar, suçlu psikolojisi, yazıda sağlık verilerini görme, personel seçimi, terfi, öğrencilerin zihinsel gelişimi, ilişkilerde uyum ve bireysel farkındalık gibi birçok alanda bilgi edinilmesini sağlayan grafoloji üzerine

Yazının Devamı