Bir garip konser hikayesi

15 Temmuz 2018

Varşova’nın tam göbeğinde yer alan dev art-deco gökdelenin ilginç bir hikayesi var. Hikayenin kahramanları komünist parti, Stalin, The Rolling Stones, Jakubowksi adındaki komünist bürokrat ve binlerce müziksever genç.

En son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim rahatlayayım. Eşimin işi dolayısıyla ailece Varşova’ya taşındık. Bir süre buralardan bildireceğim. Gördüklerimi, dikkatimi çekenleri, yaşadıklarımı aktaracağım. Bilginiz olsun. Bir isteğiniz varsa da haberim olsun. Burada bir tanıdığınız var artık. Kapa parantez. Gelelim hikayeye.

Varşova’nın tam merkezinde bulunan dev art-deco gökdelen, bu şehre ilk gelenlerin hatta gelmeden Google’layanların hemen dikkatini çekecek. Bu anıt/bina, bugün Kültür ve Bilim Sarayı olarak anılıyor. İçinde pek çok şirketin ofisleri yanında, tiyatrolar, sinemalar, müze, bilim merkezi, restoranlar konser salonları bulunuyor. O kadar yüksek ki dümdüz bir ovanın ortasında akan Vistula nehri boyunca kurulmuş Varşova’nın neresine giderseniz gidin mutlaka görüyorsunuz. İnşa edenler de zaten bunu istemiş. Herkes görsün...

Stalin’in yaptırdığı, 1955’te tamamlanan 237 metre yükekliğinde bu bina sadece bir bina değil elbette. Dünyaya meydan okuyan bir güç anıtı. Bir

Yazının Devamı

2018 ilk yarı raporu

14 Temmuz 2018

Yılın ilk yarısında yayınlanan albümler arasından tarz gözetmeden, bu albüm listede olmazsa şimdi olay çıkar demeden seçtiklerim, kişisel listemden 10 albüm.

Tranquility Base Hotel and Casino” - Arctic Monkeys: İlk dinleyişte kendini hemen ele vermeyen bu albüm, dinledikçe hazinelerini bir bir önünüze sermeye başlıyor. Ay’dan dünyaya baksanız ve burada olan bitenler hakkında şarkılar söyleseniz nasıl olurdu? Arctic Monkeys “Shining”dekine benzer bu hayali Ay barında, dünyanın sonu gelmiş ama biz hiç ölmeyecekmişiz gibi takılıyor.

“Now Now” - Gorillaz: Damon Albarn’ın “Blur” sonrası yıllar içinde paylaştığı sayısız projesi içinde en büyük ilgiyi ve ticari başarıyı yakalayan çizgi karakterlerden ibaret müzik grubu Gorillaz, 20 yılı devirdi. Yeni albüm Albarn’ın kişisel hikayelerine odaklanırken, mutfakta her zamanki gibi sağlam müzik insanları harıl harıl çalışıyor.

“Both Directions at Once, Lost album” - John Coltrane: Coltrane ne yaşarken ne de öldükten sonra listelerde bu kadar başarılı olan bir albüm yapabildi. Sanatçının 6 Mart 1963 yılında McCoy Tyner, Jimmy Garrison ve Elvin Jones ile birlikte gerçekleştirdği bir dizi “session”ın kayıtları ortaya çıkınca ve bu kayıtların hayli

Yazının Devamı

Türk kotu Pyramid!

10 Temmuz 2018

Pyramid Jeans markasını hatırlayan var mı? Ben hatırlamıyorum. Hatırlattılar. Burada, yani bir süredir yaşamakta olduğum Varşova’da hatırlattılar. İlginç bir şekilde insanlar burada Türk olduğunuzu öğrendiklerinde önce Viyana kuşatması muhabbeti açıyor. Jan Sobieski’yi tanıyıp tanımadığınızı soruyorlar. “Sobieski öyle bir kahraman ki bütün Avrupa’yı Türklerin istilasından kurtardı yoksa bugün bambaşka bir manzara olacaktı” diyorlar. “Bizde her tarih kitabı ondan gururla bahseder” diye heyecanla devam ediyorlar. Sizi kırmamaya çalışan bir gurur ve tepkilerinizi yoklayan bir merak algılanıyor tavırlarında.

Siz “Bizim tarih kitapları maalesef Sobieski’yi sizin kadar önemsemiyor. Osmanlı Sobieski yüzünden çökmedi tarihsel olarak zaten çökecekti” deyince, hevesler biraz kırılıyor. Tarih konusu kapanıyor ve kuru kuru tarihi klişelerden gündelik hayata gelebiliyoruz.

Ardından, ülkelerimizdeki siyasi durumun aslında ne kadar benzediği, sağ ve muhafazakâr hükümetin iktidarda olmasından ne kadar tedirgin olduklarını anlatıyorlar. Dil bilen, yüzü dünyaya dönük, eğitimli, fikirleri ufukları açık genç nesil muhafazakâr dilden ve siyasetten ürküyor. İyi de işte bu ürkmelerin ecele bir faydası

Yazının Devamı

Kamu hizmeti olarak ücretsiz Chopin

8 Temmuz 2018

Varşova’nın merkezindeki pek çok yeşil alan ve park içinde en büyüğü olan Lazienki Park’ta her pazar seçkin solistler ücretsiz Chopin konseri veriyor. Kamu hizmeti deyince aklınıza sadece yol, köprü, tünel geliyorsa tekrar düşünün.

Varşova sadece Orta Avrupa’nın değil, sanırım bütün kıtanın en yeşil şehir mekezlerinden birine sahip. Üzerinde bir parkı olmayan sokağı, caddesi yok gibi. İstanbul’da park statüsü verilen küçük bir apartman dairesi büyüklüğünde alanlar var. Burada apartmanların girişinde peyzaj gereği düzenlenen yeşil alanlar pek çok parklarımızdan kat kat büyük. İçinde kesintisiz bisiklet yolları olan yeşil alanlar şehrin ortasında uzanıyor, şehir merkezinden havaalanına kadar ya da şehrin hemen dışındaki ormanlara kadar içinde yeşil alan olmayan bir blok bulamazsınız. Bu yeşil hat / bisiklet zinciriyle şehir merkezinden havaalanına 32 dakikada gidilebilen bir şehir burası.

Bu park sevgisi ve kültürü yeni değil. Yakın zamanda düzenlenmiş alanlar değil bunlar. Mesela şehrin hemen merkezindeki Marzsallowska Caddesi’ne teğet geçen şehir parklarından Ogrod Saski (Saxon Park) 14 hektar büyüklüğünde küçük ölçekli bir park. Görkemli girişi Pilsudski Meydanı’na bakan bu 140

Yazının Devamı

Goriller 20 yaşında

7 Temmuz 2018

Damon Albarn’ın 20 yıl önce çizer Jamie Hewlett ile hayata geçirdiği çizgi karakterlerden oluşan Gorillaz geçen hafta yeni albümü “Now Now”ı yayınladı.

Neden Gorillaz’ı bunca yıldır bu kadar seviyorum? Çünkü onlar birer çizgi karakter ve çizgi dünyada müzik yapıyorlar. Ne gerçek hayatta olmak zorundalar ne de gerçek hayatın dışında. Çizgi karakterlerin, kendi “çizgi” düşünceleri, “çizgi” bakışları ve “çizgi” dünyaları bizimkiyle ne kadar benzeşiyorsa, Gorillaz’ın müziği de bizim müziklere o kadar benziyor. Yani aslında çok benziyor ama hiç de benzemiyor. Murakami’nin romanlarındaki gibi, her şeyin bütün detayların ve görüntünün olağan dünya gibi göründüğü ama varoluşsal olarak olağan olmayan farklı bir dünya onlarınki. Bizim dünyamızın B yüzü gibiler. Ya da bizim B yüzü olduğumuz bir dünyaları var.

Teknik olarak, Blur solisti Damon Albarn’ın Blur sonrası dönemde atıldığı pek çok maceradan biriydi Gorillaz. Afrikalı müzisyenleri bir araya getirerek “Mali Music”, “Kinshasa One Two” gibi albümler yaptı. The Good The Bad and The Queen’de Tony Allen, Paul Simenon, Simon Tong gibi büyük müzisyenlerle çalıştı. Solo albümler yaptı. Bobby Womack gibi büyük bir soul vokaliyle çalıştı. Bütün

Yazının Devamı

Araba, nargile, tespih…

3 Temmuz 2018

Halkımız arabasını korumak için doluya karşı önlem aldı. Arabalarının üzerine halılar, kilimler serpti, kat kat çarşaflar örttü. Maazallah arabalara bir zarar gelseydi, işte o zaman isyan çıkabilirdi. Neyse ki büyük facia fedakâr halkımızın çabalarıyla (ve dolu yağmaması sayesinde) atlatıldı.

Halkımız arabası konusunda çok hassas. Arabasına gözü gibi bakıyor. Üzerini örtüyor, yıkıyor, siliyor. Her yere arabasıyla gitmeyi seviyor. Parayı bulduğunda ilk iş olarak araba alıyor. Makas yapmayı, kaldırımlara park etmeyi, yayaların üzerine sürmeyi, sarı yanınca kornaya basmayı seviyor.

Arabayı alsa dahi her gün sahibinden.com’da gezinmekten vazgeçmiyor. Her an arabasının ikinci eli kaç para onu hesaplıyor. Her an yeni bir arabayı alabilme ihtimalini seviyor. Bazıları da vitesin olduğu yere meyve tabağı koyup ayağıyla nasıl araba kullandığını videoya çekip paylaşıyor. Araba fantezilerimiz zengin.

Geçen gün bir doğum günü pastası gördüm. Normal bir pastanın üzerine şekerden nargile, tespih, BMW anahtarı koyarak zamanın ruhu yakalanmış. Başka bir şeye ne gerek var ki bugün?

Fakir fukara mahallelerini dolaşın. O demir filizleri görünen, bitmemiş, perişan haldeki evlerin, tuğlaları görünen,

Yazının Devamı

Christina iyi, çevresi kötü

1 Temmuz 2018

Spotifty’ın Christina Aguilera sayfasına girdim. En fazla dinlenen şarkılarına bakıyorum. “Say Something”: 2014 yılında “A Great Big World” ile yaptığı ortak iş. Şarkı ABD’nin meşhur televizyon şovu “So You Can Think You Can Dance”de gündeme gelmişti. “Beautiful”: 2002’deki “Stripped” albümünde yar alan bir şarkı. Ve aynı albümden “Dirty”. Oysa Aguilera’yı dünya starı yapan ilk albümü 1999 tarihli “Christina Aguilera” adlı albüm. 2000 yılında Grammy alan bu albümün üzerinde bir düzine kadar prodüktörün ince mühendislik yaptığını biliyoruz. Billboard 200’e bir numaradan girdiğini biliyoruz.

Aguilera “Liberation“ albümünü 6 yıllık bir aradan sonra yayınladı.

Sekiz platin plak kazandığını, 9 milyondan fazla sattığını (elbette fiziksel olarak) biliyoruz. Bu albümün hit’lerinden “Genie in a Bottle”ın 21 ülkede bir numara olduğunu biliyoruz. “What a Girl Want”, “I Turn To You”, “Come On Over“ (All I Want is You)’nun dünyanın pop dinlenen her ülkesinde ilk 10’a girdiğini biliyoruz. Aynı yıl ilk albümünü yayınlayan (“…Oops I Did It Again”, 14 platin plak kazandı, 25 milyondan fazla fiziksel albüm sattı) Britney Spears’e rakip olduğunu ve bütün bu başarıyı ortalıkta bir adet Britney

Yazının Devamı

“Her şey aşk” diyorlar

30 Haziran 2018

Beyoncé ve Jay Z’nin, soyadları Carter’ı ön plana koyarak çıkardıkları ortak albüm “Everything Is Love’da (Her Şey Aşk) bozulan ilişkimizi tamir ettik” konulu dev şov tüm hızıyla devam ediyor

Eğer ünlüyseniz herkesin başından geçen sıradan bir olay sizin için dünyayı altüst edecek derecede önemli bir varoluşsal deneyim haline gelebilir. Ünlü sıradan bir şey yaşadığında artık o şey sıradan değildir. Magazin sayfalarında bunu görebilirsiniz. Sıradan insanlar kahvaltı eder. Ünlüler kahvaltı keyfi yapar. Sıradan insanlar denize gider. Ünlüler deniz sefası yapar. Sıradan insanlar bazı akşamlar dışarı çıkar, bir şeyler yeyip içerler. Ünlüler ise sabaha kadar süren çılgın geceler yaşar. Sıradan insanlar birbirlerini sever birlikte olur, ayrılır, evlenir, boşanırlar. Ünlüler “aşk” ya da ünlülüklerine göre “büyük aşk” yaşar. İşte bu noktada Beyoncé ve kocasına geliyoruz. Onlar ünlü olduklarından bir sorunları olduğunda sıradan insanlar olan bizler gibi aralarında konuşmak, tartışmak, ya da kavga etmek yerine albüm yapıyorlar. Albüm de öyle bir sinirle beş dakikada olmuyor. Yani hayli hesaplı kitaplı bir süreç ünlü buhranı.

Normal insanların kavgası, tartışması, ilişki buhranı olsa olsa can

Yazının Devamı