8 şarkı 8 aşk hikayesi

11 Şubat 2018

Şarkıları biliyor olabilirsiniz, peki ya hikayelerini? Sevgililer Günü’nü bahane edelim, şöyle hızlıca hatırlayalım.

-Cry Me a River” Justin Timberlake

Bu çok ünlü şarkıyı kalbi kırık Justin Timberlake eski aşkı Britney Spears’e yazmıştı. Klibinden anladığımız kadarıyla Spears onu aldatmıştı ya da Timberlake bizi buna inandırmaya çalışıyordu. Bu ikili ilk kez 1993 yılında Mickey Mouse seçmelerinde karşılaştıklarında çocuk yaştaydılar. Daha sonra her ikisi de pop yıldızı oldu. Bugün ilişkilerinden geriye sadece bu şarkı kaldı.

-“Maps” Yeah Yeah Yeahs

Hep erkekler kadınlara aşk şarkısı yazacak değil elbette. Bu şarkıyı Karen O., erkek arkadaşı Liars’tan Angus Andrew için yazmıştı. 2003 tarihli “Fever To Tell” albümünde yer alan şarkı o dönem aşk şarkıları listelerinde en önde geliyor, Karen O. aşk acısı çeken indie’ler arasında Müslüm Gürses muamelesi görüyordu.

-“Henry Lee” (feat. PJ Harvey) Nick Cave

Yazının Devamı

HAFTANIN ALBÜMÜ: “Marble Skies” - Django Django

10 Şubat 2018

Django Django deneysel yanını köreltmeden adeta bir kimyager gibi ritimleri, sesleri, melodileri ve müzikal dönemleri birbirine karıştırıyor. Bunu yaparken hem orijinal olmayı başarıyor, hem de eğlenceli.

2012’de ilk albümünü yayınlayan Django Django’yu ilk dinlediğimde “Bu ritimde insanı çeken bir şey var, çok tanıdık, fazla basit, ama güzel de” hissi yaratmıştı. Bu hissi yaratan şarkıları “Waveforms”du. Ardından “Default” ve “Halde Bop”u dinlemiş ve bu grubu hafızama kazımıştım. Grubu “Django Django” adlı bu ilk albümün 2013’teki turnesinde canlı izleme fırsatı da buldum. Okul arkadaşlarının bir araya gelerek kurduğu bu Londra ekibini müzik yaparken gördüğümde taşlar yerine oturur gibi oldu. Sahnede çok iyiydiler. Ortalıkta dans etmeyen tek canlı yoktu. Elektronik olmayan dans müziğinin ne kadar da güzel olabileceğini biliyorduk ama bunun 2012’de elektronik müziğin zirve yıllarında olması ayrıca heyecan vericiydi.

2015 tarihli “Born Under Saturn”de iş biraz daha sofistike bir hal aldı. Nefis dans şarkıları ve rock’ın birlikteliği boyut kazandı. İlk albümde yer alan tekerleme gibi sözler yerini adamakıllı vokal melodilerine bıraktı. Saykodelik etkileri devam ederken besteler daha

Yazının Devamı

Türkiye’de milyoner olmak

6 Şubat 2018

BDDK açıklamış. Türkiye’de milyoner sayısı 2016’dan bu yana 18 bin 105 kişi artarak 126 bin 969’a ulaşmış.

Feribot orta boy (2 metre civarı) bir lodos dalgasını yardı. Yanımdaki teyzenin salavat getirme sesiyle koltuğumda şöyle bir doğruldum. Etrafıma baktım. Aramızda acaba milyoner var mı?

Ben burada hiçbir sayfayı açmayan İDO internetiyle mücadele edip, emsallerinden iki kat pahalı olmasına rağmen onlardan en az dört kat kötü kahvemi yudumlarken acaba aramızda sinsice dolaşan, yaşam kalitesi bizden çok üstlerde milyonerler olabilir miydi? Türkiye’nin milyonerleri acaba neler yapıyordu şimdi milyonlarıyla?

Hayaller kurmaya başladım. Bir milyon liram olsa ne yaparım? Vay be! Bir milyon lira. Bir dakika, bir milyon lira mı, dolar mı? Dolardır o dolar. Tekrar tekrar okudum müjdeli haberi. TL imiş.

Tamam dedim, hadi hayal kurayım. Bir tane cip alayım, ailece binelim diye geçirdim içimden. Bir de ev alırım dedim her Türk gibi. Ama öyle Şattülarap’ta olmasın. Şehrin merkezinde olsun. “20 yıl sonra çok değerli olacak” falan da istemem. Yatırımlık değil “oturumluk” isterim. Nasılsa milyonerim ben. Şeytan dürttü, hayalimin fizibilitesini yapayım dedim. Bakalım bizim standart Türk hayali kaç

Yazının Devamı

2018 yazına bakış

4 Şubat 2018

Yaz festivalleri ufak ufak kadrolarını tamamladı, belli başlı gruplar turne programlarını açıkladı. O halde sahneleri kimler şenlendirecek bir bakalım.

Bu yıl Arctic Monkeys’in yılı. Bir defa bunu söyleyelim baştan. Yaz boyu Avrupa ve ABD’de yapılacak müzik festivallerinin neredeyse hepsinde yer alacaklar. 2 Haziran’da Primavera Sound ile başlayacakları turne Amerika’ya uğrasa da ağırlıklı olarak Avrupa’da. Albüm henüz yayınlanmadı, tarihi de açıklanmış değil ama baharda gelecek ve yaz konserlerinden önce piyasaya çıkacaktır. Gorillaz’ın turnesi 18 Mart’ta Meksika’dan başlıyor. Güney Amerika’yı dolaştıktan sonra 1 Haziran’da Almanya’ya Rock Em Ring’e geliyor. 16 Ağustos’a kadar Avrupa’da festival festival dolaşacak ekip. Gorillaz’ın 2017’de yayınlanan son albümü “Humanz” ticari açıdan iyi bir başarı yakalamasının yanında radyoların da gözdesi oldu. Pek çok düet içermesi bakımından sahnede sürprizler olacaktır.

Küçükçiftlik Park’ta sahnede olacaklar

Bu yıl faal olacak isimlerden bir diğeri Nick Cave ve The Bad Seeds. Sezonu 31 Mayıs’ta Primavera Sound’da açıyor ekip. Daha sonra Avrupa’nın festivallerini ve konser salonlarını dolaşacaklar ve 10 Temmuz’da da İstanbul’u ziyaret

Yazının Devamı

Yasemin Mori’nin yeni albümü

3 Şubat 2018

Yasemin Mori ilk albümü “Hayvanlar”dan 10 yıl sonra dördüncü albümü “Estrella” ile artık hafızalarda giderek silikleşen bir anı haline gelen Türk popuna taze bir katkı sunma amacında

Elbette Yasemin Mori’nin albümünü tarif için spotta kullandığım bu kişisel ifade bir tahmin veya yakıştırmadır. Onun böyle bir amacı yoktur herhalde. Popa katkı dedim ya, bu aslında çok zor bir iş. Dinleyicinin kulağı ne kadar açık; yeniliklere, çeşitliliğe ne kadar uyumluysa, üretimi yapan taraf yani işin mutfağı o kadar muhafazakar bu pop işinde. Bu kapalılık, bu tutuculuk olmasa Türkiye geçen 10-15 yılda bu alanda çağ atlardı. Her türlü ortam vardı ama bir türlü olmadı işte.

Bir alternatif janr olarak Türkçe pop

Müzik üretimindeki çeşitlilik, yeni neslin yaratıcılığı, dili popa pek yansımadı. Alternatif diye anlattığımız, bazen de indie diye tarif ettiğimiz bir yeni alan yaratmakla yetindi bu hareket kendine. Normalde çoktan popa evrilmesi beklenen bir enerji, alternatif olarak kendini ortaya koyunca pop zaman içinde marjinalleşti. Elimizde birbirine pek değmeyen iki alan, bir alternatif sahne, bir de marjinal pop kaldı.

Size garip gelebilir ama bugün Türkçe pop, bir alternatif janr olarak

Yazının Devamı

‘Cennet vatan’ etkisi

30 Ocak 2018

Line adında bir uygulama duydunuz mu? Ben de duymadım. Asya’da çok kullanılan bir mesajlaşma uygulaması. Japonya çıkışlı bu şirketin sahibi Güney Koreli internet devi Naver. 2011’de lansmanı yapılmış.

Line’ın Japonya’da 70, Asya bölgesinde 130 milyon insan tarafından tercih edilmesinin temel nedeni sticker’larmış. Çıkartma yani. Dijital çıkartmalar.

Bir tanesi ifadesiz ayı. Yüzünde ifade yok, onun hareketlerinden ne yaptığını anlıyorsunuz. Bir diğeri panda. Cony adında bir dişi tavşan var. Bir tanesi Moon, bu cinsiyetsiz bir karakter ve ilk çıkartma. Yani ay. Sally bir civciv. Leonard yağmurda şarkı söyleyen bir kurbağa.

İnsanlar bu dijital çıkartmaları birbirine yolluyormuş. Buna bayılıyorlarmış. Bu yüzden Line’ı tercih ediyorlarmış.

“Ne çıkartması, ne ayısı, bebek miyiz biz” diyor musunuz şu anda? Ben dedim kendi kendime. Ama internetin geleceği ve “medya” dediğimiz şey böyle yerlere doğru gidiyor hafiften. Ara yüz anlamında tabii ki. Elbette altyapıda 360 derece hizmet verecek karmaşık bir teknoloji gelişiyor. Line şöyle bir uygulama, onu açıyorsunuz, mail’lerinizden online alışverişe kadar, haberlerden vergi ödemeye kadar her şeyi onun altında yapabiliyorsunuz. Line tipi

Yazının Devamı

İsveç’in yeni “soft power” hamlesi: First Aid Kit

27 Ocak 2018

İsveç çıkışlı sanatçı ve müzik insanlarının dünya popüler müzik piyasasında hatırısayılır bir yeri var. Klara ve Johanna Söderberg kardeşler bu dalganın en yeni üyeleri olabilir

First Aid Kit, folka gönül vermiş bir ekip. İsveçliler, Stockholm çıkışlılar. Ama hedef kitleleri kendi şehirleri Stockholm’deki dar bir indie camiası değil. Onlar sıradan Amerikan halkının müzik kulağına hitap ediyorlar. Ve bu işte hayli başarılılar.

Müziklerini doğru aktarmak için sanırım öncelikle Fleedtwood Mac etkisinden bahsetmek gerekiyor. ‘70’lerin popüler folk sound’unu en iyi tarif eden şarkılara onlar imza atmış olabilir, o bakımdan.

Stevie Nicks’in büyüleyici vokallerine ve Fleetwood Mac’in büyüleyici bir berraklıktaki grup sound’una biraz Joni Mitchell ekleyelim, America’nın “Ventura Highway”de kullandığı gitarları da kullanırsak sanırım ne demek istediğim anlaşılacaktır.

Kategori farkını göreceğiz

First Aid Kit, İsveçli olmalarına rağmen zihinleri ve kalpleri Amerikan kırsalında, sonsuz ovaları ve ufku kesen bir yolda yoluna devam eden eski tip bir arabada ya da yol üstündeki bir diner’da olan iki kızkardeş.

Zaten şu anda turnede oldukları yerlere bakarsanız Oakland, Portland, Seattle, Vancouver, Na

Yazının Devamı

Siyaset ve yalnızlar

23 Ocak 2018

“Britanya’da yalnızlık bakanlığı kuruldu” haberiyle Kaybedenler Kulübü II’nin fragmanını izlemem aynı saatlere denk geldi. Kulağımda Mete Avunduk’un “Çok yalnızım” diyen sesi, internette gezinirken Simon Kuper’in makalesine rastladım. Financial Times’taki köşesinde o da şu soruyu soruyor: “Yalnızlık ve mevcut siyasi çıkışsızlık arasında bir ilişki olabilir mi?

İnsanlar yalnız olmayı çoğu zaman “single” yani bekâr olmak olarak algılıyor. Ama istatistiklere göre doğru dürüst arkadaşı, iş arkadaşı, yakın aile dostu olmayan da çok fazla insan var. Yani yalnızlık sadece “bekâr” olmak değil. Yalnızlık, bayağı yalnız olmak, yapayalnız olmak anlamında. Ve yalnızların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Yalnızlık siyasette de var. Siyasi partiler onları temsil etmede işe yaramıyor. Küçük topluluklar, gruplar, kulüpler bile işe yaramıyor. Yalnız bireyler geleneksel siyasetle yönetilemiyor.

Yalnızların en yakın dostu televizyon ve internet. Buralardan manipüle ediliyorlar. Yalnızlar sayıca çoklar, ama yalnızlar. O yüzden artık iyiden iyiye örgütlü azınlıklar ve azınlıktaki fikirleri yönetiyor dünyayı. Akıl almaz bulduğumuz, bu kadar da olmaz artık denilen her şey normalleşiyor ya. İşte bu fenomen bu

Yazının Devamı