Bu aralar dinlemeniz gereken 10 şarkı

1 Ekim 2016

- “Moth into The Flame” - Metallica: Metallica’nın yeni albümünün yayın tarihi 18 Kasım olarak belirlenmişti. Albümün adı “Hardwired... To Self-Destruct”. Albümden paylaşılan son şarkı “Moth into The Flame” oldu. İnternete bir performans videosuyla birlikte konan şarkıya bakacak olursak yeni albüm bomba ötesi olacak gibi. Şahane bir eski usul rock sound’u ve armonisi hakim. Her şey benim özlediğim tarzda.

- Never Ever - (Röyksopp ft. Susanne Sundfør): Röyksopp iki yıl önceki “Inevitable End” albümünün ardından ilk kez yeni bir şarkıyla dijital platformlarda boy gösterdi. Albüm ufukta yok, anlaşılan tek tek şarkılarla yürüyecek elemanlar zamanın modasına uyup. Solist Susanne Sundfor’a dikkatinizi çekelim.

- “People On The High Line” - New Order: 10 yıl aranın ardından geçen yıl “Music Complete”ı yayınlamıştı. Albümün birinci yılı şerefine bir klip çekti ekip. “People On The High Line” albümün modern sound’lu dans şarkılarından biri. Klipte breakdance figürleri havada uçuşuyor. İki dansçı Hakim Saber ve Stella McGowan’ın (B-Girl Lyra) şovunu izlemek lazım.

- “Utopian Façade” - John Carpenter: Korku janrına kendi damgasını vurmuş yönetmenlerden John Carpenter, oğlu Cody ve besteci

Yazının Devamı

Fesler Avusturya’dan, atlar Macaristan’dan

27 Eylül 2016

Bir Abdülhamid güzellemesidir gidiyor. Öve öve bitirilemiyor Abdülhamid. Her yere adını vermeye, hakkında sempozyumlar düzenlemeye, üniversitelerde programlar kürsüler açmaya başladık.

Denk geldi, geçenlerde Refik Halid Karay’ın “Memleket Yazıları” dizisini okumaya başladım. Bu seri İnkilap Kitabevi’nden yeni çıktı. Bir köşe yazarı ya da köşe fıkracısı olarak, bizim mesleğin eskileri gazetelerde neler yazıp çizmiş öğrenmeyi çok seviyorum. Bu konuda ne bulsam alıp okuyorum.

Karay 1889 doğumlu, 1876-1908 yılları arasındaki Abdülhamid dönemini bizzat yaşayan biri. Memleket Yazıları’nın 14. cildinde Abdülhamid devrinden günlük hayata dair yazılar var. Bu yazılar 1940’larda ve 50’lerde gazetelerde köşe yazısı olarak yayımlanmış.

Halk sefil. Fukaralıktan kırılıyor. Aç, ısınamıyor. Evler kışları buz gibi. İş yok. Verem yaygın. Buna karşılık Abdülhamid kendine itaat eden herkesi, bilgisine tecrübesine bakmadan paşa yapıyor. Vali yapıyor, emniyet müdürü yapıyor. Toprak veriyor, paraya boğuyor. Yapmayın etmeyin diyenleri de sürüyor. Halk her gün fakirleşirken, imparatorluk her gün toprak kaybederken, haklısınız efendim, büyüksünüz efendim diyen paşalara ağalara memleketin son kalan

Yazının Devamı

Müzik sektöründe işler kızışıyor

25 Eylül 2016

Teknoloji, müzik dünyasını değiştirmeye devam ediyor. Son 15 yılda CD’nin çöküşü, kasetin yok oluşuna tanık olduk. Dijital albüm satışları önce fırladı sonra yerini stream’a bıraktı.

Albüm satın alma alışkanlığı gitti yerine şarkı bazlı müzik dinlemek geldi. Albümler gözden düştü, listeler ön plana çıktı.

Listelerin de bir adım ötesine geçildi, farklı temalarda müzik çalan dijital radyolar önem kazanmaya başladı. Ardından kişiye özel algoritmalar belirleyici olmaya başladı. Kişinin müzik zevkini en iyi şekilde tahmin etmek değerli oldu.

Bugün kendisi müzik keşfetmeye zaman bulamayan ya da zamanı olsa da bunu beceremeyen bir sürü insan Spotify’ın cuma günleri önerdiği kişiye özel yeni müzik listelerini bekliyor. Apple Music’in sunduğu radyo kanallarını dinliyor, önerilerini değerlendiriyor. İnsanların müzik dinleme zevkinde belirleyici olanlar artık bunlar.

Konser ekonomisi

Öte yandan müziğin finansman yapısı ve geleneksel ekonomik modeli de değişti. Plak şirketleri, radyolar, televizyonlar arasında oluşan ekonomi giderek internette faaliyet gösteren platformlara ve bunlara dair yan hizmetlere geçti. Konser ekonomisi başlı başına büyüdü ve ayrı bir ivme kazandı.

Son gelinen noktada

Yazının Devamı

Yeni sezondan

24 Eylül 2016

- Murat Abbas’ın çılgın bir projesi var. Zorlu’daki ofis katlarını yıkıp yeni bir düzenlemeyle daha verimli kullanarak tiyatro salonları oluşturacaklar bu sezon. Yeni salonları çocuk oyunları için kullanacakları bilgisi verildi.

-Zorlu PSM bünyesinde yeni bir müzik mekanı geliyor. Adı STUDIO. Biraz Salon, biraz Babylon işlevinde bir yer olacağı anlaşılıyor. 600 kişi kapasiteli bu mekan bir kulüp/konser salonu anlayışında olacakmış.

-Bu yıl Zorlu PSM’nin programında yeni bir caz festivali var. Çocuklar için klasik müzik ve opera gösterilerine daha fazla yer verilecek. Ayrıca bir Afrika hafta sonu gerçekleşecek, çöl blues ağırlıklı. Yani klasik programa yeni renkler getiriliyor.

-Yeni bir festival haberi: Mix Festival, Seslerarası Bir Deneyim, adındaki bu festival çok çeşitli disiplinlerdeki yerli isimleri ağırlıyor Zorlu PSM’de. Büyük Ev Ablukada, Baba Zula, Ceza gibi büyükler yanında irili ufaklı 30 kadar ekip izleyeceğiz. Hey! Douglas, Help! The Captain Trew Up, İdil Meşe & Da Poet, Kamufle, Ozbi, Ponza, Uluru, Mode XL not aldıklarım.

-Zorlu PSM’ye West Side Story geliyor, Mart 2017’de. Duyuralım.

-Babylon sezonu Kraak & Smaak ile açtı. Bu gece Selda Bağcan ve Boom Pam ile yeni sezon

Yazının Devamı

Bir CIP rüyası

20 Eylül 2016

CIP salonunda etrafıma bakıyorum. İnsanlarda bir gurur, bir mutluluk. Tabağına zeytin alan şu mavi şortlu beyefendinin yüzündeki dinginliğe bakın. Yakaları kalkık pembe tişörtünün iyimserliği yansımış yanaklarına. O elindeki maşayla beyaz peynir dilimlerini yoklarken, birkaç yüz metre ilerideki iç hatlar terminali kontuarında check-in sırası bekleyen sıradan vatandaşta bu iyimserliğin “i”si yok. Çünkü orası dış dünya. Burası CIP.
Çorbasını kaşıklayan şu hanımefendi, hemen arkasında gıcır gıcır yeşil elmasını dişleyen atletik yaşlı beyefendi, gazetelerini cappuccino eşliğinde okuyan şu beyaz yakalı bond çantalı bey, sıcak simit arasına peynir sokuşturan baba, anne ve iki kızları. Herkes çok gururlu, herkes asil. Bir tür başarmışlık hissi, hayatımızda her şey yerli yerinde duygusu...
***
Neden bayılıyoruz CIP salonuna? Neticede bir bekleme salonu değil mi? Değil. CIP salonu bir statü göstergesi: Ben özelim, daha iyi pozisyondayım, bunları hak ediyorum. İşim gücüm, halim vaktim yerinde, seçkin bir kulübün parçasıyım.
Böyle düşünüyor buradaki herkes. İşte bunun için bu kadar çok çalışıyoruz biz aslında, diye geçirmekteler içlerinden memnuniyetle. Bu piyanistsiz piyanonun

Yazının Devamı

Plak günleri ve Kadıköy

18 Eylül 2016

Gelecek hafta sonu programınızı şimdiden yapın. Kadıköy Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde Plak Günleri var. Biz buna aslında Kadıköy müzik camiasının İstanbullularla buluşması da diyebiliriz. Lise bahçesinde plakçısıyla, sanatçısıyla, müzikseveriyle buluşma. Plak kutularını karıştırma, muhabbet, yeme içme, Mete Avunduk ve Ozan Maral’ın DJ performansları. Murat Meriç, Cemal Ünlü, Güven Erkin Erkal, Murat Beşer ve benim de olduğum bir ekiple plak kültürünü, müzik dinleme alışkanlıklarını tartışma.

Konserler de var

Etkinlik elbette sadece laftan ibaret değil. Cenk Taner, Taner Öngür, Özge Fışkın, Cihan Mürtezaoğlu ve Nil İpek konserleri var. Bana kalırsa Kadıköy, tekrarı da muhakkak yapılacak şahane bir yerel festivale kavuşuyor. Sırf Kadıköylüleri değil, bütün şehri ilgilendiren bir hadise bu ve Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle düzenleniyor.

Kadıköy’ün İstanbul’un alternatif kültürü içinde hatırı sayılır bir yeri ve rolü var. Bugün pek çok konser salonu, bar ve kafeyi bünyesinde barındıran, irili ufaklı konserlerin, performansların yapıldığı Bahariye Moda ekseni yanında, iskeleden başlayarak Yeldeğirmeni’ne kadar artık müzik mağazaları, eski ve yeni plak dükkanları, sanat

Yazının Devamı

Paris mi tehlikeli İstanbul mu?

17 Eylül 2016

Müziğe yapılan ilk doğrudan saldırı... Bu ifadeyi, Paris saldırılarının hemen ardından 14 Kasım 2015’te Bono kullanmıştı. U2 konseri başta pek çok konser iptal edilmişti ve Paris müzik açısından belki de dünyanın en riskli şehriydi o günlerde.

Terör pek çok şehirde pek çok mekanı vurdu, çok can yaktı ama ilk kez Paris’te bir konser doğrudan hedef alındı. 100’den fazla insan Müslüman teröristler tarafından canice öldürüldü.

Cihatçıların ve özellikle Vahabi terör örgütlerinin müzikten nefret ettiği biliniyor. Bu kişiler tarafından kontrol edilen bölgelerde Sahra Çölü’nden Suriye’ye müzikle ilgili akla hayale gelmeyecek cezalar, yasaklar görüldü. Ancak ilk kez bu boyutta bir katliam yaşandı.
O da Paris’te yaşandı.

Sorular, sorular...

Paris’te hatırı sayılır büyüklükte bir Müslüman toplum var. Cihatçı teröristler bu toplumun içinden en az Türkiye’deki kadar rahat terörist devşirebiliyor. İnsan kaynağı olarak Paris banliyölerinden faydalanıyorlar.

Olayların ardından yapılan araştırmaları ve açıklamaları takip eden sıradan bir okurun gözlemleyeceği şeyler bunlar. Peki neden hâlâ İstanbul için dünya kamuoyunda “Daha tehlikeli bir yer” deniyor?

Yazının Devamı

Bayram seyran...

13 Eylül 2016

Ülkeler başardıkları işleri, üstesinden geldikleri zorlukları hatırlamak için bayram kutlar.
***
4 Temmuz 1776 tarihini kutlar. Bağımsızlık bildirgesinin kabul edildiği tarih. Ülkelerinin kuruluşudur. Amerikan ulusu bu günü heyecanla kutlar.
Fransızlar 14 Temmuz 1789’u kutlar. Le Quatorze Julliet. Bastille ayaklanması. Bu tarihi olayı birleşmenin sembolü sayarlar. Devlet otoritesinin sembolü sayılan Bastille hapishanesinin halk tarafından ele geçirildiği gün. Bugünün modern Fransasının ve değerlerinin temelinin atıldığı tarih. Halkın, kralın devletini yendiği gün.
İtalya’da 2 Haziran Cumhuriyet Bayramı. Festa Della Repubblica. İtalyanların kurtuluş günü. Mussolini’yi desteklemiş kraliyetten kurtulup cumhuriyete geçişin kutlanması. 1946 yılında İtalyan halkının referandumla Faşist rejime son vermesi, Cumhuriyet’i seçmesi. Aynı zamanda Nazi işgaline karşı direnişin de taçlandırıldığı gün. 25 Nisan 1945 Kurtuluş Günü’nü de kutlar İtalyanlar. Nazi İşgali’nden kurtuluş.
Almanlar 3 Ekim’i kutluyor. 1990’daki birleşmenin yıldönümü. Faşist rejimin Almanya’yı sürüklediği felaketin en sembolik sonucuydu belki de ikiye bölünmek. Bu tarihi yıkım ve ayrılık 1990’da bitti, halk kucaklaştı.

Yazının Devamı