Muhtelif “müzik bitti abi” argümanları

22 Şubat 2014

Muhtelif “müzik bitti” argümanları her gün bir yerlerde karşımıza çıkıyor. Gelin bakalım müzik nasıl bitmiş

* Müzik bitti çünkü eskiden sanattı, şimdi “entertainment” oldu. Kısmen doğru. Entertainment eğlence demek. İnsanlar Batı’da kendilerini “entertainer” diye tanımlar. Veya meslekleri neyse onu söylerler: Ressam, yazar, şair, şarkıcı vs.
Bu da “Bunlar da sanatçı mı şimdi?” türünden kısır tartışmaları önler. Madonna, Beyonce kendine “entertainer” der. Bizde kendine “ben eğlendiriciyim” diyen duydunuz mu? Karga gibi sesiyle albüm yapan herkes sanatçı olduğu konusunda kararlıdır.
Sadede geleyim. Müzik “eğlence” olunca bitmez, sadece sektör büyür, ana akım belirginleşir ve tabiatı gereği sığlaşır. Ancak sektörün büyümesi şu işe de yarar: Her türden müzik o sektörde dinleyicisiyle buluşur, çeşit artar, müziğe ulaşım kolaylaşır.
* Müzik bitti çünkü şarkı sözleri berbat. Kısmen doğru. Şarkı sözleri gerçekten de berbat. Ama müzik bununla bitmez. Üstelik iyi müzik sadece şarkı sözü değildir. Elektronik müzik bazen o kadar
iyi ki lafa gerek yok. Ya da bir-iki kelime yetiyor. Bu mesela Mouse on Mars’ı, Apparat’ı Bob Dylan’dan daha değersiz yapmaz hiçbir zaman. Kötü şarkı

Yazının Devamı

Karne geldi, hepimiz çaktık

18 Şubat 2014

15 yaş. 15 yaşınızı hatırlayın. 15 yaşındaysanız dikkatle okuyun. 15 yaşında çocuğunuz varsa merakla okuyun.
15 yaşındaki çocuklarımız matematik eğitiminde 44, fende 43, okuma yeterliliğinde 42, genel klasmanda 45’inci. 65 ülke içinde.
Türkiye’deki öğrencilerin sadece yüzde 5.9’u matematikte uluslararası standartlara göre “iyi” yani 6 üzerindeki değerlendirmeden 4 alabiliyor (kısaca ‘orta’).
Kalan kısma (1, 2, 3 seviyesindekiler) kötü, zayıf, berbat dememek için “vasat” demişler.
Şanghay’da “iyi” oranı yüzde 55, Singapur’da yüzde 40, Polonya’da yüzde 19. Ortalama 11.8... Bizde 5.9. Polonya’nın yarısı.
Matematikte en iyiler kategorisine giren öğrencilerimizin oranı ise yüzde 2.9. Okumada 1.6, fende 1.1. En kötülerden biriyiz tüm ülkeler arasında. Rakamları okumayayım üzülürüz.
Sorun sadece devlet okulu, özel okul, kolej meselesi de değil. Hepsi berbat. Türkiye ve Almanya arasında bir karşılaştırma yaparsak, Almanya’daki sıradan devlet okullarında az önceki parametrelere göre başarı oranı Türkiye’deki özel okullardan kat kat yüksek. Türkiye’deki özel okulların temel bilimlerde başarı oranı ise Türkiye’deki devlet okullarının kat be kat ilerisinde.

Yazının Devamı

Asmalımescit’i terk etmek!

16 Şubat 2014

Asmalımescit ve çevresinde sokağa masa atma yasağı geldiğinden beri iş yapamayan mekanların dramı konuşuluyor. Olaya bir de başka açıdan bakalım

En son meşhur “Issız Adam” filmiyle ünlenen Leblon kapanmış. Sahibi “Asmalımescit bitti” diye konuşuyor. “Nerede eski günler” diyor. Muhtemelen Leblon açıldığında da birileri “Asmalımescit çok bozuldu, nerede eski günler” diyordu.
Asmalımescit gerçekten de bir-iki mekan dışında insanın gitmeyi isteyeceği bir yer değil artık. Sokaklarda insanları “Buyrun shot’lar beş lira” diye Kapalıçarşı tipi gelgelciler durduruyor.
Şaşaalı mekanlar, kalburüstü kesime “gentrification” mahallesi deneyimi sunan işletmeler bir bir Cihangir’e, Karaköy’e ya da geldikleri gibi Nişantaşı’na, Etiler’e döndü. Bir-iki meyhane ve Babylon dışında durum “turistlerin gezdiği yer” halini aldı. Şişhane ve Karaköy şimdilik iyi ama gelecekte ne olur pek belli değil.
Bana kalırsa bir mekan varlığını sadece sokağa atılan masalara bağlamamalı. Öyleyse kötü bir mekandır. “Masa yoksa, müşteri yok” oluyorsa, oranın ne gerçek müdavimi oluşmuş demek ne de seveni varmış. Her şey sokakta sigara içmekmiş.
Bu nasıl bir müşteridir ki sevdiği mekanı sırf sigara içemiyor

Yazının Devamı

Enteresan bir Türk grup The Ringo Jets

15 Şubat 2014

The Ringo Jets’in geçtiğimiz günlerde yayımlanan ilk albümünden “The Spring of War” isimli şarkısına çekilen video şu ara internette ve sosyal medyada en fazla paylaşılanlar arasında

u ara internette sıkça paylaşılan bir video var. The Ringo Jets’in “The Spring of War” şarkısının videosu. Videoda “Nabertürk” isimli kanalda, Gezi protestoları sırasında bir haber bülteni sunuluyor. Araya reklamlar giriyor (Democrazy deterjanı). Bakanlar, vali ve başbakanın söyledikleriyle Gezi görüntüleri arasında gidip geliyoruz. Yetkililerin olaylara bakışının ve televizyonların durumunun bir parodisi.
Videoda ana haberi sunan kişi The Ringo Jets’in davulcusu Lale Kardeş. Alandan bildiren muhabir, gitarist Deniz Ağan. Gezi Parkı’nda yaşananları komik grafiklerle uydu görüntüsünün başında maç gibi anlatan kişi de gitarist Tarkan Mertoğlu. Herkes vokal de yapıyor. İki gitar, bir davul, üç solist, cayır cayır bir rock’n roll durumu.
Grubun ilk albümü “The Ringo Jets” geçenlerde Tantana Records etiketiyle yayımlandı.
“Üç farklı vokalimiz var” diye anlatıyor Lale, “Deniz bıçaklanır gibi bağırıyor. Tarkan blues söylüyor, ben soul söylüyorum”.
Nasıl bir kitleniz var diye soruyorum. Tarkan

Yazının Devamı

CHP’liler, MHP’liler, BDP’liler okusun!

11 Şubat 2014

Neden belediye başkanı olmak istiyorsunuz? Muhalefete sorum budur.
İçinde Allah, peygamber, milli irade, hırsızlık, yolsuzluk, paralel devlet, Atatürk geçmeyen siyasi ve ideolojik olmayan, hamaset içermeyen cümlelerle anlatın. Somut bir şekilde örneklerle önümüze koyun. Hangi derdimizi ne şekilde çözmeye adaysınız?
Ne yapmak istiyorsunuz, planlarınız, projeleriniz neler, neyi nasıl düzelteceksiniz, hangi kaynakla, hangi kadroyla? Biz bunu duymak istiyoruz, görmek istiyoruz.
Neden muhalefete soruyorum sadece? Bir İstanbullu olarak konuşuyorum, çünkü Kadir Topbaş’ı yani doğrusu Erdoğan’ı gördüm biliyorum. Her yer beton, her yer inşaat olacak. Kişi başına düşen AVM sayısı artacak. Daha fazla yeşil alan katliamı, daha fazla çirkin park düzenlemesi, daha zevksiz binalar, (Allah muhafaza Barok Opera), daha fazla doldurulan deniz falan filan. En basitinden bu devam edecek. 1993’ten beri belediyeyi yönetiyorlar. 2014’te yani 21’inci yılda hala “İstanbul’da milat olacak” diye kampanya yapıyorlar. 21 yıldır sen yönetiyorsun, 11 yıldır iktidar partisisin. Ve hala milat olacak. Pes yahu pes.
Şu ana kadar muhalefetten çok afedersiniz hep “tıraş” dinledik. Taksim Meydanı konusunda ne

Yazının Devamı

Mobbing...

9 Şubat 2014

Her sabah yataktan kalkıyorum. Siyasetin diline, üsluba ve kullanılan jargona bakıyorum. Mobbing’e uğradığımızı düşünmeden edemiyorum

New York Times yazarı Suzy Hansen’e göre, bir süredir her yerde görülen “Sağlam İrade” afişleri Erdoğan taraftarı olmayanlar için özel alanlarına müdahale ve klostrofobiyi ifade ediyor.

Mobbing, işyerinde psikolojik taciz anlamına geliyor. Psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek demek. Türk Dil Kurumu mobbing kavramının karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş. Hayatından bezdirmek demek. Bezdirmek, yıldırmak, illallah dedirtip pes ettirmek...
“Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal
bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı
bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır.” Bu da Gazi Üniversitesi’nin akademik tanımı.

Yazının Devamı

Yüz yüzeyken konuştuk

8 Şubat 2014

Yüzyüzeyken Konuşuruz son dönemde dikkat çeken, evlerinin salonunda şarkı söyleyip gitar çalarken çektikleri amatör klipleriyle adını duyurmuş bir ekip. Oturup yüz yüze konuştuk geçenlerde

"Ateş Edecek misin?”, “Sanırım Sarhoşsun”, “Bir Sinema Filmine Bilet Almışım”, “Ölmemişiz”, “Senede Birkaç Gün”, “Tarla”, “Kendi Evimde Deplasmandayım”...
Belki bu şarkılardan bazılarını duymuşsunuzdur. Hepsi gitarla gayet basit şekilde çalınmış şarkılar.
Bana kalırsa bunun bir önemi yok çünkü ben onların hikaye anlatma tarzlarını, sözlerini sevdim. Uzun zamandır büyük firmaların itelediği ticari müziğe ve “ağlatma” gruplarına o kadar fazla maruz kaldım ki “Bu akşam çok hoşsun, sanırım sarhoşsun” ya da “Bakkal Osman Abi kızgın bana sigara borçlarımdan, babamın hatrı olmasa geçemem kapısından”
diye şarkı söyleyen bir grupla tanışmak hoşuma gitti.
“Yüzyüzeyken Konuşuruz, 2011 yılının ilkbaharında, kötü geçen kışlara karşı, hızlı bir kontratak niyetine kuruldu. Projenin başlardaki misyonu,
bir internet sitesi üzerinden canlı ve akustik olarak kaydedilmiş şarkıları insanlarla paylaşmaktı. Yaklaşık

Yazının Devamı

“Çevre Müslümanların helal malıdır”

4 Şubat 2014

Dereler satıldı, göller susuz kaldı. Kızılırmak kurudu, 2 milyon yıllık Tuz Gölü kurudu, Burdur Gölü kurudu, Eğridir Gölü kurudu, İznik Gölü kurudu, “Nasreddin Hoca’nın göle maya çaldığı” Akşehir Gölü kurudu. Daha ismini sayamayacağım onlarca göl var.
Güneydeki en şahane sahiller imara açıldı. Hepsine otel yapıldı, izinler verildi. Phaselis Koyu’na da tatil köyü geliyor.
2B yasası çıktı. Orman vasfını kaybetmiş arazileri değerlendiriyoruz diye ormanlar imara açıldı.
Anadolu’nun her köşesi birbirinin aynı TOKİ konutlarıyla çirkinleşti. TOKİ’lerin çoğu boş, kimse oturmak istemiyor. Van’dan biliyorum, ailelerle konuştum. İnsanlar eski evlerine gidiyor, eski evlerini özlüyor. Hem aidatlara paraları yetmediğinden hem de ağaçlar altındaki eski hayatlarını özlediklerinden.
Büyük şehirlerdeki yeşil alanlar sistematik olarak inşaat sektörüne pazarlanıyor. İstanbul’da o kadar çok AVM var ki artık AVM’ye giden yok.
Geçen ay Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı LPG’li araçların da otoparklara alınması için bilimsel çalışma başlattı. Bir de bilimde geri olduğumuz söylenir. Akkuyu gibi bir cennete kaçak nükleer santral yapılıyor. Hiçbir itiraz dinlenmiyor. Plan yok, ÇED raporu yok

Yazının Devamı