Zamane gençliğinin “çılgınlık”larına bakıyorum bakıyorum, içimdeki dedenin “Çılgınlık hiç bu kadar sıkıcı olmamıştı” demesine mani olamıyorum
Misal. Miley Cyrus zamane gençliğinin en çılgın ferdi. Her gün gazetelerde, televizyonlarda, dergilerde. Kendisi saçlarını kısa kesti. O lüle lüle saçlardan eser yok şimdi. Daha ne yapsın ki çılgın olmak için?
Ardından Terry Richardson’a poz verdi. Bilindiği gibi çılgınsanız, hele çılgın bir manken / oyuncu falansanız Terry Richardson’ın stüdyosuna gidiyor, poz veriyor, bunu yaparken yarı çıplak ya da “ful” çıplak oluyor, muhakkak edepsiz bir tavır takınıyor (dondurma yalamak, şuh biçimde dilinizle dudaklarınızı yoklamak!), onun marka haline gelmiş oduncu gömleğini giyiyor, kalın çerçeveli gözlüklerinden takıyorsunuz.
Bunları yaptı. O bir çılgın.
Çılgın olmak için yapmanız gereken şeylerden biri de sahnede seks seks seks temalı bir şov yapmak. Bu şovda yerlerde sürünebilir, zincirler, deriler içinde kıvranabilir, dilinizi kullanabilir (dil kartı), vücudunuzu muhtelif sevişme pozisyonlarını andıracak şekillere sokabilir (kalça/popo kartı), fallik bir obje etrafında muhtelif çeşitlemeler yapabilir (fallik kart), en olmadı bu kartları içeren bir video çekip servis edebilirsiniz. Yasaklanırsa daha da çılgın olursunuz. Mesela Rihanna daha çok yasaklandı, o daha çılgın.
Dövme de çılgınlık alametlerinden. Ama kuru kuru dövme yaptırmak değil. Sevgilinin adını koluna yazdırmak, terk edildiğinde sildirmek, daha sonra bu ilişkiden aldığın dersi çok afili olduğunu düşündüğün biçimde
“Only Allah can judge me” tadında sırtına ya da göbeğine yazdırmak. Sana sorulduğunda “felsefeni vücuduna işlemek” falan gibi afili cümleler kurmak. İşte ben buna çılgınlık derim.
Zamane çılgınlıkları anlata anlata bitmiyor.
X-Ray’den çıplak geçmek mesela hoş bir çılgınlık. Konsere gittiğin bir ülkeye maymununu kaçak olarak sokmaya çalışmak da çoook çılgın. Yakalanınca atarlanmak daha çılgın.
AK Parti’nin sosyal medya atağı!
Demokrasi paketinin açıklandığı dakikalarda Twitter’a “Romanlara TOKİ eliyle konut yapılmasının demokrasiyle ne ilgisi var” diye yazdım. Yanıt şu: “Ayrımcılık yapmaya utanmıyor musun, onlar da insan, pakette olmak en doğal hakları.” Böyle alakasız bir tepkiye yanıt vermeye nereden başlanacağını bilememek dışında bir sorun daha var. Aynı anda, art arda üç farklı Twitter kullanıcısından tıpatıp aynı yorum gelmiş. “Kes-yapıştır-yolla”.
Sormadan edemiyorum, acaba 6 bin kişiden oluştuğu ifade edilen AK Parti sosyal medya ordusunun çalışma tarzı bu mu olacak? Seçim dönemi böyle kes-yapıştır-yolla mesajlarlar mı geçecek?
İTİRAF EDİYORUM
* Alternatif bir 80’ler listesi için kolları sıvadım. İlk madde: Arabayı kilitledikten sonra kapıları
tek tek kontrol etmek.
* Yayalaştırılan, yani araçlardan arındırılıp yayalara tahsis edilen bir alanda “yayalar için mecburi istikamet” tabelası herhalde sadece bizim memlekette bulunur. Sırada ne var, “Yayalar için sağda beklemek yasaktır” tabelası mı?