Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsanları insan olarak değil; Yahudi, Hıristiyan, Alevi, Ermeni, Kürt diye kategorize etmeye başladığınızda tarafınız, düşünceniz ne olursa olsun saçmalamanız kaçınılmaz oluyor...

Bir insanı kişiliği, tercihleri, fikirleri ve yaptıklarıyla değil; kökeniyle, diniyle yargılamaya ve tanımlamaya başladığınızda bunun sizi iyi ve güzel bir yere götürmesine imkan yok. Öyle olunca bütün Kürtler terörist, bütün Türkler soykırımcı, Yahudiler katliamcı siyonist, Müslümanlar kafa kesen caniler oluveriyor. Elinizden de hiçbir şey gelmiyor.

Haberin Devamı

İspanya’daki reggae festivali Rototom Sunsplash, 1994’ten beri yapılan ve teması barış olan bir etkinlik. Bu yıl enteresan bir tartışmaya sahne oldu. Amerikalı reggae şarkıcısı Matisyahu, festival yönetimince hazırlanan, festival sanatçılarının katıldığı, Filistin’e destek niteliğinde bir videoda yer almak istemeyince programdan çıkarıldı. Festival yönetimi “Bizim görüşümüz, tavrımız belli; buna uymayan sahneye çıkmasın” dedi.

İşin içine sansür ve siyasal linç girer

Matisyahu (Matthew Paul Miller) New York’lu, Yahudi bir müzisyen. Ergenliğinde uyuşturucuyla tanışmış, bir arayışın ardından Hasidik (Ortodoks bir Musevi mezhebi) inancında karar kılmış birisi. 2005’te ilk albümü “Live at Stubb’s” ile adını duyurmuştu. “King Without a Crown” ile listelere bile girdi. Reggae ile dini temalı hikayeler anlatan bir müziği var. Pek beğeniliyor, o günden beri albümler yaptı, festivallere katıldı. Son albümü “Akeda” öncesinde artık Hasidik yaşamı bıraktığını açıkladı. Kendisini barış yanlısı, dindar biri olarak nitelendiriyor.

Festival yönetimi Filistin’e destek veren videoda oynamasını dayatınca Matisyahu kabul etmedi. “Ben müziğime politika karıştırmak istemiyorum” dedi.

Herkes aynı mı düşünecek?

Bu onun tercihidir. Eleştirebilirsiniz, niyet okuyup sen zaten İsrail’i destekliyorsun, siyonistsin de diyebilirsiniz. Gerçekten böyle dolabilir ayrıca, bilmiyorum, ilgilenmiyorum. Konu bu değil.

Konu şu: Festival yönetimi olarak “Madem öyle, konserini iptal ediyoruz” diyemezsiniz.
O zaman işin içine sanatçının ifade özgürlüğü girer, mahalle baskısı girer, sansür girer, yasak girer, siyasal linç girer.

Haberin Devamı

Nitekim Matisyahu programdan çıkarılınca olay basına yansıdı. Yansıyınca zincirleme yanlışlar başladı. İspanya hükümeti devreye girdi, girince festival yönetimi kararını geri aldı. Karar geri alınınca bu sefer de diğer sanatçılar gaza gelip o zaman biz boykot ederiz diye olay çıkardı.

Neticede Matisyahu konserini, karşısında Filistin bayraklarıyla duran ve defol git diye bağıran bir kalabalığa verdi. Barış temalı bir reggae festivalinde pek de arzulanmayan bir sahne olsa gerek. Bugün hâlâ festivalin internet sitesindeki programda bu konserin duyurusu yok. Buradan bile festivalin tavrını anlayabilirsiniz.

Matisyahu’nun düşüncesini, kökenini, müziğini biliyorsun. Haydi diyelim ki dediğin gibi Filistin karşıtı bu adam. Eleştir, lanetle her şey serbest ama o halde neden festivaline çağırıyorsun? Çağırıyorsan neden kötü davranıyorsun? Bu nasıl misafirperverlik? Senin gibi düşünmüyor diye susturmak değilse nedir konser iptali?

Haberin Devamı

Öte yandan “barışçıl” sanatçıların “O konser verirse bir çalmayız” demesi ne kadar barışçıldır? Herkes aynı düşünecek, yoksa defolsun gitsin denebilir mi?

Bugün bir Türk sanatçı yurt dışında bir festivale katılsa, kendisine “Şimdi sen Ermeni soykırımını kabul edip lanetlemezsen biz seni sahneden indiririz” denmesi hoş olur mu? “Ben bu toplara girmek istemiyorum şarkı söylemeye geldim” dediğinizde de “Zaten bütün Türkler aynısınız, sen de soykırımcısın” dendiğini hayal edin.

Alınacak dersler var

Hadi bu uç örnekleri geçeyim, “Bu filmde yer almak istemiyorum ben, sağolun” diyen Matisyahu, Yahudi değil de Müslüman, Rastafarian, Budist ya da Hıristiyan bir sanatçı olsaydı gene bu tepkiyi çekecek miydi?

İspanya’da yaşanan bu basit örnekten alınacak dersler var. Herkesi aynı şeyi söylemeye, düşünmeye zorlarsan, kişiyi kökeniyle, diniyle, etnik kimliğiyle yargılamaya başlarsan bu yarın gelir seni de vurur.

Konser iptal olmasaydı bu kadar tantana çıkmayacaktı, protesto edenler yine ifade özgürlüğü çerçevesinde protesto haklarını kullanacak ve kendini konserinde özgürce ifade eden Matisyahu’ya bu mesajlarını ileteceklerdi.

Dedim ya, saçmalamak kaçınılmaz.

CD

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

DRY FOOD - PALEHOUND

Boston çıkışlı gitarist ve şarkıcı Ellen Kempner’ın müziğinde antrenmanlı kulaklara aşina bir hışırtı, detonasyon, arıza, standart dışı bir “kasten bozma” var. Bunu şahane gitar sound’uyla başarıyor. Sanatçının bu albümünde sekiz şarkı var. Ben sürüden ayrı, ilham verici buldum müziğini.

TOMORROW WILL BE BEAUTIFUL -FLO MORRISSEY

1994 doğumlu İngiliz folk şarkıcısı Flo Morrissey bu ilk albümünün ardından hayli ilgi gördü. Müziğinde bir yanıyla Lana Del Rey göndermeleri seziliyor. Ancak Flo Morrissey’in orijinallik sorunu var. Anneannesinin elbise dolabından giyinen, 20 yaşında, içine kapalı kız hallerinin bir adım ötesine geçmesi gerekir.