Cennet vatanda iktidar değişti, paranın sahibi değişti, bürokrasinin sahibi değişti, köylü değişti, kentli değişti, her şey değişti bir tek şey değişmedi: Faciaların ve felaketlerin sorumlusu her zaman o felaketin kurbanı.
Önlenebilir kaza, tedbir, güvenlik falan yok. Her şey felaket. Ya Allah’tan ya da “bunlara müstahak
Banka batar mesela, muhakkak o bankaya parayı yatıranlar kabahatli olur: “Bunlara müstahak, yatırmasaydınız paranızı.” (Bankerler dönemini hatırlayanlar hatırlamayanlara anlatsın...)
2004’teki Pamukova hızlı tren kazasını unuttuk mu? 41 kişi öldü. Dava zaman aşımına uğradı. “126 km azami hızla geçilmesi gereken yerden 130’la geçilmiş. Biz ne yapalım” dendi. Bakan yıllar sonra “Kalıcı rahatlık için, geçici rahatsızlıktan ötürü özür diliyoruz” dedi, bugün şu kadar insan taşıyoruz diye rakamları okumaya devam etti. Olur böyle şeyler...
2009’da İstanbul’u sel bastı, 31 kişi öldü. Çok değil 5 yıl önce. Milyar dolarlık yatırımların bulunduğu sanayi bölgesinde, toplu konutlar yapılan alanda. Doğal olarak gözler altyapıya çevrildi. Belediyecilikleriyle övünenlere “Bu nasıl belediyecilik?” diye soruldu, yanıt neydi? “Biz ne yapalım o kadar yağmur yağdıysa.”
Sınırda siviller bombalanır, “E oradan geçmeselerdi”.
Yolsuzluk molsuzluk... “E bu adamlara oy vermeseydiniz, size müstahak
Bu memlekette 1999’da deprem oldu. Dünya yasta, bir kısım insan bunlara müstahak içki içiyorlardı, dinden çıkmışlardı demedi mi?
Sonunda ne oldu, depremden geriye sorumlu olarak elimizde bir adet Veli Göçer kaldı. O da 12 yıl yatıp çıktı. Herkes çoktan unuttu gitti. Bir dahaki depreme kadar her şey yolunda, herkesin keyfi yerinde.
“Müstahakedebiyatının tarafı, partisi, dini, meşrebi yok. Kimin işine gelirse o taraf diğerine “müstahakdedi mi olaylar çözülüyor.
2000’lerin başlarında Güneydoğu’dan şehit haberleri geliyor. Bir köşe yazarı çıktı o sıra devam eden bir festivalde eğlenen gençleri hedef gösterdi.
Müzik dinleyen, konser izleyen, kendi halinde mutlu olmaya çalışan gençler hakkında “Bu baldırı çıplaklar burada eğlenirken, diğer gençler cephede ölüyor” dedi.
Şehitler geliyor, neden? E bu gençler eğleniyor ondan... Gençlik cephede ölünce iyi, eğlenince sıkıntı çıkıyor.
Madende işçiler öldü, birtakım insanlar o yörelerdeki oy oranlarının AKP lehine olmasını diline dolamış. “Bile bile oy veriyorlar...” AKP’ye oy vermeseler herhalde!
***
Dün, Türkiye Taşkömürü Kurumu Zonguldak’taki madenlerde istihdam edilmek üzere 115 kişilik kadro açtı. 4 bin kişi başvurdu. Kazadan bir hafta sonra.
Ekmek aslanın ağzında, ölüm korkusu dinlemiyor. Memlekette seçimleri kimin kazandığının hiç önemi yok. Hangi felaket gerçekleşti, kaç kişi öldü konuyla ilgisiz. Sorumlu her zaman belli, kaybeden hep aynı “parti”...
Hizmet sektörü
“Bakan Taner Yıldız hayatını kaybeden işçiler için cuma hutbesi okutulacağını açıkladı. İsmailağa Cemaati kuran okuyup vaaz vermesi için Soma’ya 50 hoca gönderdi. Aynı cemaat tarafından Afrika’dan getirilen öğrenciler hayatını kaybeden madenciler için hatim indirdi. Caferiler ise hayatını kaybeden madencileri için Halkalı’da taziye çadırı kurdu.” Önlemede iyi değiliz ama sonrasında hizmet sektörü süper.
Madenler insansızlaştırılsın
Madenler insansızlaştırılsın, yüksek teknoloji devreye girsin, bu mümkün olamıyorsa kapatılsın. Madenciler ve aileleri için yeni ve kapsamlı bir sosyal proje başlatılsın, bu yörelerde yeni mesleklere yatırım yapılsın, insanlar yerin binlerce metre altında insanlık dışı şartlarda çalıştırılmasın. İnsanlardan “bunlar bunlar” diye bahseden maden ağaları yeryüzünden silinsin.
Parayı nereden mi bulacağız? Müşavirlerden tasarrufla işe başlanabilir.