Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Albüm yayımlama mevsimi geldi çattı. Bizde de yakında ‘... yaza damgasını vuracak’ haberleri çıkmaya başlar. Alternatif yaza kimler damgasını vurabilir, ona bakalım biz de

Çıkmasını sabırsızlıkla beklediğim dört albüm

“In Our Heads” / Hot Chip
İngiliz beşli Hot Chip deneysel indie danstan mainstream’e yürümeye devam edecek gibi duruyor haziranda yayımlanacak bu albümde. Dans pistlerinin, daha doğrusu indie kulüplerinin DJ kabini önlerinin top müziklerinden bazıları yıllarca onlara ait oldu. “I Feel Better” çaldığında insanlar düğünde Serdar Ortaç başlamışçasına çığlıklar içinde ortalara atladı. Bu bilgiler ışığında ev stüdyosunda değil profesyonel bir stüdyoda hazırlanmış bir albüm düşünün. Kraftwerk’in rahmetli prodüktörü Conny Plank’in inşa ettiği masada hem de. Bu anlattıklarım kafa karıştırabilir. Benim de karıştı zaten. İyi bir albüm geliyor diyor içgüdülerim.

“Here” / Edward Sharp and the Magnetic Zeroes
Indie-folk-pop çizgisindeki albümleri “Up From Below”u sevmiş, hatta buradaki “Home” ve “40 Days Dream”i neredeyse marş yapmıştık bir ara. Aynı şekilde bir-iki marş çıkar mı bu albümden bilmiyorum ama 11 kişilik ekibin bol vokalli, eğlenceli, şatafatlı şarkılar yaptığını biliyoruz. Yeni nesil hippi hareketinin sembol karakterlerinden solist Alex Ebert “Herkes gelsin ve benimle dans etsin istiyorum” demiş. Los Angeles çayırlarında yalınayak koşup piknik yapmasak da bizim de kendimize göre ortamlarımız var. Albüm çıksın da...

The Beach Boys
Albümlerinin adı değil ama aşağı yukarı ne zaman çıkacağı belli. Haziran ayı içinde yayımlanacak The Beach Boys’un yıllar yıllar sonra çıkacak yeni besteler içeren ilk stüdyo albümü. Brian Wilson “Benim için çok duygusal bir durum bu” demiş: “50 yıldır birlikteyiz. Çok uzun zaman oldu.”
Albümdeki 12 yeni şarkı grubun efsanevi “Pet Sounds” albümünü de kaydettiği Los Angeles’taki “Ocean Way” stüdyolarında kaydedilmiş. Ben bu albümde okyanus kokusu alıyorum. Grup 1960’ların ortalarındaki dönemini andıran bir müzik anlayışına dönmüş. Bu beni daha da heyecanlandırıyor. Sizi bilmem.

“The Bravest Man in the Universe” / Bobby Womack
Womack baba “68’inde, 25 yaşındakinden daha fazla şey biliyor insan” demiş. Bu bilgilerini yeni albümüne de yansıtacak gibi duruyor. XL’den haziran ortasında çıkacak albümün prodüktörleri Richard Russell ve Damon Albarn. Albarn ile Womack Gorillaz çatısı altında birlikte çalışmışlardı. Lana Del Rey de boy gösterecek bir şarkıda.
Womack’in yaptığı açıklamalara bakılırsa albüm onun kariyerinde önemli. Daha doğrusu kendisi bunu çok önemsiyor. “Biliyorum çok satmayacak ama elimden gelenin en iyisini yaptım...” Valla ben inanıyorum. Hatta evdeki Bobby Womack plağımı dolaşıma sokuyorum.

Haberin Devamı

Red Hot Chili Peppers Santralistanbul’a nasıl sığacak?

Haberin Devamı

Yılın en büyük konseri olacak, ona şüphe yok. Neden? Çünkü bugüne kadar gelmediler. İlk kez İstanbul’da olacaklar ve kim ne derse desin hâlâ rock dünyasında hayatını sürdüren üç-beş süper gruptan biri onlar. Konser
8 Eylül Cumartesi akşamı Santralistanbul’da yapılacak. Yer açıklanınca insanlarda bir
endişe başladı. Neden stat değil? Oraya sığabilecek miyiz? İzdiham mı olacak? Perişan mı olacağız Red Hot izleyeceğiz diye?
Söyleyeyim. Öyle bir şey olmayacak. Zira Santralistanbul’da yapılan Efes Pilsen One Love gibi festivaller sadece belli bir alanda yer alıyor. Halbuki bu konsere otopark alanı da dahil edilecek ve şu ana kadar Türkiye’de bir konserde kurulan en büyük sahnelerden biri kurulacak. Yaklaşık 40 bin kişinin bu konseri izleyeceğini tahmin ediyorum. Organizatör Pozitifçiler gerekli önlemlerin alındığını söyledi. Bir de not: Acele edin bilet almak için zira çıktığı ilk saatte 10 bin biletin satıldığını ben biliyorum.

Haberin Devamı

“Güzel Şeyler Bizim Tarafta”dan ne öğrendim?

* “Tiyatro öldü” diyenlerdendim. Bu düşüncemden vazgeçtim. Keşke daha önce görseymişim Krek’in bu oyununu.
* Öykü Karayel gerçekten çok yetenekli bir oyuncu. Onu sadece “Kuzey Güney”in Cemre’si olarak bilmek ve bununla yetinmek insanın kendine yaptığı bir haksızlık. Gidin tiyatroda izleyin. Bartu Küçükçağlayan’ı da.
* Şehirli ve kibirli yetişkinlerin “Biz ne halt ediyoruz hayatta?” diye oturup ara sıra düşünmesi lazım. Düzenli check-up yaptırmak ya da arabayı yıllık bakıma sokmak gibi bu soru da düzenli olarak sorulmalı.
* Bir ilişkiyi gerçekten sadece o ilişkinin tarafı olan iki kişi bilir. Gerisi ancak kendi ilişkilerinden hareketle fikir yürütür.
O yüzden istediğiniz kadar analiz yapın, ilişkileri anlamaya çalışmak sonuçsuz bir çabadır (kendinizinkini bile).
* İlişkinin illa mükemmel olması, standartlara uyması gerekmez. Aşk varsa güzel şeyler hep sizin taraftadır zaten.

PAZAR ALBÜMÜ

“Love at the Bottom of the Sea” / Magnetic Fields

Stephin Merritt’in The Magnetic Fields ekibiyle 80’lerde başlayan kariyeri martta çıkan “Love at the Bottom of the Sea” ile devam ediyor. Ben The Magnetic Fields’i “69 Love Songs” albümüyle tanıdım. Bir gün eve gelen biri unutup gitmişti bu üç CD’lik box set’i. “Love at the Bottom of the Sea” grubun 2000’lerdeki efektsiz, synth’siz üç albümünün ardından 90’ların başına dönüş niteliğinde. Ben bu vesileyle “69 Love Songs”u da dolaşıma soktum. Pazar pazar eğleniyoruz işte kendi çapımızda...