Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mısırlı yazar Youssef Rakha son dönem bir fotoğraf projesiyle gündemde. Sisi’nin posterlerini, afişlerini, anahtarlıklarını, kartpostallarını, kısaca Sisi’nin şehrin muhtelif yerlerinde kendini gösteren imajını görüntülüyor.
“Sisi her yerde ve her noktada karşımıza çıkıyor” diye anlatıyor.
Çikolata ambalajlarında, evlilik yüzüğü kutularında, sokaktaki afişleri, posterleri bir kenara bırakırsak anahtarlıklardan, bardaklara kadar pek çok yerde Sisi varmış.
“Mübarek’ten farklı olarak Sisi dev posterleri değil hayatın her yerine nüfuz eden küçük objeleri tercih ediyor” diye anlatıyor Rakha. Çoğunlukla asker üniformalı fotoğrafları varken şimdilerde sivil görüntülere kayılmış (seçim olacak ondan herhalde).
Kahire’de Sisi mamulleri basan, üreten büyük bir sektör oluştuğunu anlatıyor Rakha. Halk bunlara bayılıyormuş. 30 Haziran öncesi daha ziyade Müslüman Kardeşler odaklı olan bu endüstri şimdi sadece Sisi üretiyormuş. Şehit fotolarının, muhtelif dua ve sloganların yerini şimdi Sisi almış.
Sisi’ye “dördüncü piramit” diyenler varmış. En çok buna güldüm. Mısır usulü “sağlam irade” bu olsa gerek. Yalnız “sağlam irade” eski bir tarz... Daha ziyade Mübarek stili... Lider gazlamada yeni trend küçük objelerle hayatın kalbine girmek. Bizim danışmanlara duyuralım. Çikolata gofretlerin üzeri çok iyi mecraymış.
Bir yerlere not edilsin...
***
Youssef Rakha’ya soruyorlar: “Sisi, Mısır’da çoğunluğa ne ifade ediyor?”
Yanıt şöyle: “Ben artık çoğunluk diye bir şey var mı ya da en azından tutarlı ve istikrarlı bakış açısı olan bir grup var mı emin değilim. Ortak bir değerler sistemi yok. Siyasal ve ekonomik çıkarlar çok karmaşık. Her vakada duygusallıkla alınan birbirinden çok farklı tavırlar var. Çoğunluk Mübarek’i gönderdi. Ama sonra çoğunluk onun için üzüldü. Çoğunluk orduya karşı Müslüman Kardeşler’i iktidara getirmek için ayaklandı. Sonra aynı çoğunluk Müslüman Kardeşler’i göndersin diye orduyu göreve çağırdı.
Mısır’da çoğunluk hakkında konuşmak zordur, çünkü bu alanda çok fazla çelişki, tesadüfiyet ve idrakte suiistimal vardır. Tam da bu yüzden Mısır’da demokratik süreç hiçbir şekilde demokrasiyle sonuçlanmayacaktır. Tek bildiğim bu.”
Bunu da biz not ettik.
(İngilizce biliyorsanız mashallahnews.com’da yer alan söyleşinin tamamını okumanızı öneririm.)

Haberin Devamı

Bizim okul AVM oluyor!

Haberin Devamı

“Marmara Üniversitesi’nin arazileri TOKİ tarafından ihaleyle satılacak” diye bir haber okudum. Benim okul ya merak ettim tabii. Devamını aktarmaya gerek yok, kısaca üniversite şehir dışına Maltepe’ye taşınıyor ya, Nişantaşı, Göztepe, Validebağ, Bağlarbaşı’ndakiler de dahil 14 kıymetli arazisi de satılacak. Yerine AVM, iş ya da konut kulesi yapılacak.
Sanki üniversite durduk yere taşınıyor da arazileri de bari değerlendirelim demişler gibi duruyor. Unuttuysanız hatırlatayım bu projenin mimarı Kadir Topbaş’tır. 2005’te şehir artık kalabalık kaldırmıyor bu üniversiteleri şehir dışına alalım demişti. Ben şiddetle karşı çıkmıştım, üniversitesiz, öğrencisiz şehir mi olur diye sormuştum. Tabii ki ne bizi ne öğrencileri, ne de profesörleri eğitimcileri, şehir planlamacılarını dinlediler.
Şimdi üniversiteler şehir dışına taşınıyor. Peki “şehirde kalabalık eden” üniversitelerin yerine ne geliyor. AVM, konut monut. Daha fazla insan, daha fazla araba, daha fazla beton. Şehri kalabalıktan kurtarmak için buraları boşalttık diyorsan yerine park yap, koru yap, orman yap.
“Üniversitelerin yerine AVM yapılacak.” Topbaş’ın 2005’te önerdiği ve bugün gerçekleştirilen şehircilik çözümünün fiili sonucu budur. Daha askeri bölgelerin şehir dışına alınması ve yerlerine AVM yapılması var. Buna da kenti sivilleştirme falan diyenler çıkacaktır.

Haberin Devamı

İnsan olsun yeter!

“Herkes ateist olsun diye bir derdimiz yok, herkes insan olsun.” Ben bu cümleye bayıldım. Geçenlerde kurulan ateizm derneği yöneticileri Selin Özkohen ve Tolga İnci Hürriyet’e konuşmuşlar. Ateizmi yaymak falan istemiyoruz bize ilişmeyin dilediğimiz gibi inanalım, ateist oldukları için işinden gücünden olana hukuki destek verelim ve kendimizi daha iyi anlatalım yeter diyorlar.
Baştaki cümleye bir katkıda bulunayım. İnsanlar ateist ya da dindar olmasın, insan olsun yeter. Bir sürü mesele şak diye çözülürdü...