Kadıköy’ün güzide semti Moda’da 1984’ten bu yana boş duran eski Moda Deniz Kulübü binasında faaliyet var. İnşaattan naklen bildiriyorum...
eçen yaz Moda’da yürüyorum, sahildeki yıkık dökük binanın önünden geçerken kapı açıldı ve içeriden Başbakan’ın danışmanı Yiğit Bulut çıktı. Ben ne olduğunu anlamadan bir arabaya binip gitti. Bir an “Burası da mı Başbakanlık çalışma ofisi oluyor?” diye düşündüm. Ne de olsa bugün Türkiye’deki her beş inşaattan biri Başbakanlık çalışma ofisi...
O an itibariyle sahildeki bu yıkık binayı takibe aldım. Gelişmeleri izledim. Bir süre sonra binanın çevresi örtüldü, kapıya bir tabela kondu. Tabelada “Pek yakında hizmetinizdeyiz” tadında bir şeyler yazıyor. Anlayacağınız araştırmak, neler oluyor öğrenmek farz oldu bana.
Bu bina Moda Deniz Kulübü’nün ilk binası. Buradaki ilk yapının 1910’da inşa edildiği söyleniyor. Ardından 30’larda eklemeler yapılıyor, 1984’e kadar Moda Deniz Kulübü binası olarak kullanılıyor. Atatürk’ün isteğiyle kurulan kulübün bu ilk binasına kendisi de gelirmiş, bu yüzden sembolik anlam atfedilen bir yer. 80’lerde kulüp mal sahibiyle anlaşmazlığa düşüyor. Yan tarafa bugünkü kulüp binası yapılıyor ve oraya geçiliyor. Tabii çok özet geçiyorum, bayağı zahmetli oluyor bu işler;
kavgalı dövüşlü, mahkemeli... Ardından hiç. 40 yıldır boş duran bir yer.
“İdil Biret’le görüştük”
Gelelim bugüne... Firmanın adı Moda Yatçılık Gösteri Hizmetleri. Burada bir restorasyon çalışması yapıyor. Sahibi Erkan Ulutaş, Midas Televizyon Stüdyoları’nın da sahibi.
Bir yandan Rusya’da inşaat işleri olduğundan bahsetti.
Kendisiyle inşaatı dolaştım. Bana bilgi verdi ve açıkçası her çevreye ve kent dokusuna duyarlı İstanbullunun sorabileceği endişeli sorularımı hiç itiraz etmeden gayet kibar bir şekilde yanıtladı. Şu anda inşaat devam ediyor. Ulutaş’ın anlattığına göre burada bir caz kulübü, bir restoran, bir de kafe yer alacakmış. Binanın yanındaki eski kayıkhane ise bence bu sahilin en güzel yeri. Tavanı 11 metre yüksekliğinde, her organizatör ve girişimcinin ağzını sulandıracak geniş, denize sıfır bir yer.
Ulutaş’a burası nasıl bir yer olacak diye sorunca “Babylon gibi bir yer olacak” ifadesini kullandı. Burada bir konser salonu ve kültür merkezi olacağını söyledi. Planlarını ve çizimleri gösterdi. Babylon ile Hayal Kahvesi Çubuklu arası bir yer hayal edin, onun gibi görünüyor. Bir yandan da mesela kendisi de Moda’da oturan piyanist İdil Biret’le konuştuklarını, kendisinin ve onun gibi sanatçıların da burada konser verebileceğini anlattı. Ne yalan söyleyeyim, bu konuda benim biraz kafam karıştı.
Endişeleri gidermişler
Ulutaş Moda Gönüllüleri’yle tanışıp projelerini anlattıklarını, semt sakinlerinin muhtelif endişelerini giderdiklerini düşündüğünü de anlattı. Ekim ayında açmayı düşünüyorlar.
Peki Yiğit Bulut ne alaka? Tabii ki başımdan geçeni anlattım ve sordum.
Binayı eski sahibinden 2011’de devralmışlar. İnşaat için gerekli izinleri almak üç yıl sürmüş. Bu süre zarfında arada arkadaşlarımızla, sevdiğimiz insanlarla ara ara gelip burada mangal yaptık, yemek yedik diye anlattı. Yiğit Bulut’un eski arkadaşı olduğunu, bu yemeklerden birine geldiğini söyledi. “Başka bir ilgisi yok” dedi... İnşaattan bildirdim, gelişmeleri göreceğiz.
Proje ne vâdediyor?
Bugünkü kulüp binasının yanında yer alan eski binanın yenileme projesi tamamlandıktan sonra aşağıdaki gibi görüneceği belirtiliyor.
CD
MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR
“I Never Learn” - Lykke LI
İsveçli Lykke Li önceki albümünde daha popüler şarkılar söylüyordu. Ondan bir Florence Welsh performansı bekleyenler şimdilik beklemek zorunda. Lykke Li karalara bürünmüş, hayal kırıklıkları, sonu pek iyi bitmeyen aşk hikayeleri anlatıyor, melankolik şarkılar söylüyor. Ama bunu
iyi yapıyor. Saklayın zamanı gelir.
“ArtIfIcIal Sweeteners” FujIya&MIyagI
Lo-Fi dans müziğine yıllardır hizmet veren İngiliz ekip “eski usul” elektronik müzik geleneğini devam ettirmeye ant içmiş. Pek güzel. Ancak sonuçlar vintage yerine “modası geçmiş” şeklinde özetlenebilir. Bakış açısına bağlı. (Ben Erlend Oye’nin solo albümünü dinlemeye gidiyorum galiba.)