Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngilizce bilmeyen Arap turist ile İngilizce bilmeyen kafe çalışanı bir türlü anlaşamadı. Bizim genç sonunda patladı:

“İngilizce bilmiyorum ne yapayım abi yaaa, o Türkçe öğrensin. Ben niye İngilizce öğreniyorum?”

Kafedeki diğer İngilizce bilmeyen gençler sessizce onayladı. Türklere ve fazla soru sormayan yabancı müşterilere hizmet etmeye devam ettiler.

Halbuki Arap kadıncağız en azından çat pat da olsa “cheese”, “tomato” diyebiliyordu. Sandviçin içindeki malzemeleri soruyor. Edebiyat sorusu değil. Zaten kafedeki gençten de Scott Fitzgerald ya da Hemingway’i okumasını, Joseph Conrad’ın hikâyelerindeki deniz ve denizcilik teması hakkında 1000 kelimelik bir kompozisyon yazmasını beklemiyor kimse.

Haberin Devamı

Uluslararası bir kahve zincirinin İstanbul’daki en şık, en kozmopolit ve turistik şubesinde çalışıyorsun. Peynir ve domatesi bil.

Gencimizin isyanını, öfkesini anlayabiliyorum aslında ben. “Öğrettiler de biz mi öğrenmedik” siniri bu. Ülkedeki eğitim kalitesi o kadar düşük ve bilmemek o kadar çok yüceltiliyor, “Bana ne, onlar bilsin. Ben niye biliyorum?” diyenlerin sırtı her alanda o kadar çok sıvazlanıyor ki böyle köşeye sıkışınca atarlanmak normal.

Fakat itiraf etmeliyim, ben bu tavrı hayatımda daha önce hiç görmedim. Düşündükçe de şaşırtıcı buluyorum. Eskiden de pek kimse İngilizce bilmiyordu ama en azından öğrenmek istiyordu. Öğrenemeyen tarzanca konuşur, çat pat da olsa anlaşırdı. Turistleri “Ben İngilizce bilmiyorum abi yeaa!” diye terslemek yeni bir Türk davranışı olsa gerek. Türk insanının doğal refleksiydi yardımcı olmak. Meşhur misafirperverli-ğimiz var ya. Hah işte ondan söz ediyorum. Oturup düşündüm, bu temel içgüdümüz neden değişmiş olabilir diye.

Sanırım iş dönüp dolaşıp “milli ve yerli” meselesine geliyor. Batı değerlerine karşı bir mücadele, direniş var. İngilizce öğrenmek de bir tür millilikten uzaklaşma olarak algılanıyor olabilir. Halbuki şunu karıştırıyoruz. İngilizce evrensel bir dil. İngilizleri, Amerikalıları sevmekle İngilizce öğrenmenin bir alakası yok. Ayrıca Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Arapça, Çince öğrenmek, o ülkelere verilen bir taviz ya da bu ülkelere ve kültürlere özenmek, şimdiki düzenin en korktuğu şey olan “milli ve yerli”den uzaklaşmak da değil. Tersine, ülkesini vatanını seven yabancı bir dil öğrenip ufkunu genişletir. Dil öğrenmek bir ülkenin kültürüne girip o ülkenin insanını daha iyi anlamak ve tanımaktır. Bunun da bize her türlü faydası olur. Bu temel gerçekleri 2018 itibarıyla bir köşe yazısında bu şekilde ifade etmek bile garip geliyor.

Haberin Devamı

Konu bir turiste iyi hizmet etmek ya da etmemek meselesi değil. Bir düşünüşü, bir dünya görüşünü günlük basit bir olay üzerinden gözlemleyip kurcalamak. İngilizce bilmeyen atarlı şekilli öfkeli gençler, dünya hakkındaki gerçekleri nereden öğreniyor sizce? Türkçe kaynaklardan. Yani internette takılıyorlar. Yalan yanlış okudukları her şeye inanıyorlar çünkü sağlama yapma şansları yok.

Böyle böyle elimizden kayıp gidiyor gerçekten sahip olduğumuz milli ve yerli olan her şey.