Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Devlet Bahçeli Kadir İnanır’a sataştı, Kadir İnanır kısa ve öz yanıtladı: “Ben 2.5 yıldır barışı savunuyorum, savunmaya devam edeceğim.” Bunun üzerine aklımıza geldi. Akil insanlar, akil sanatçılar vardı, ne oldu onlara?
-
Keçi üzerinden bel altı vurmak ucuz bir hareket. Zamanında Mazhar Alanson’un “Neden reklamlara şarkı veriyorsunuz?” soruma “Şu capuccino’nun parasını kim ödeyecek?” diye sorması gibi, Kadir İnanır da capuccino’larının parasını ödemek için keçiyle muhabbet etmeyi kabul etmek durumunda kalmış bir sanatçımız.
Pek çok sanatçımızın keçiyle sohbet şansı bile olmuyor şu âlemde. Sayın İnanır’a keçi üzerinden vurulmasını esefle kınıyorum.
Telif sistemini bu kadar sene halledemeyen ve yıllarca bu filmleri her gün gösterip sanatçıya kuruş ödemeyen bu adaletsiz sistemi ayakta tutanlar, oyuncular bakımevlerinde ölürken bu sistemden milyoner olanlar utansın. Tabii eğer memlekette bu hâlâ mümkünse.
Siyasiler sanatçılarımızı hedef göstermek yerine haklarını korumak için çalışsalardı bugün daha iyi bir hayatımız olabilirdi.
-
Meselenin keçi dışındaki kısmına gelince. Bahçeli’nin şu anda sergilediği tavırlara maalesef “yakışmadı” diyemiyoruz. Tam da yakışıyor çünkü. Ülkemizin sağcıları fabrika ayarlarına dönüyor işte. En sevdikleri ortamlar, en sevdikleri toplar. Onlar için başka türlü bir varoluş yok ki. Tehdit olacak, aramızda hainler olacak ki onlar da kendilerini mühim hissedecekler. Barış olsa ne kadar çok insan işsiz, amaçsız kalacak bir düşünsenize...
Yıllarca püskevitle-melerden, demokrat gibi davranmaktan, kadın haklarını savunuyor gibi yapmaktan, kardeşlik, barış geyiklerinden sıkılmışlardı. Şimdi sevdikleri sulara ulaştılar pek bir heyecanlılar. Biri, kadınsın haddini bil, sus diyor, diğeri sanatçıya çatıyor, bir diğeri zaten ayırt etmeden herkese çatıyor.
Bu ülkede hiçbir şey değişmesin, bu ülkenin insanları barışmasın. Hep böyle devam edelim. Yaşasın 90’lar...
-
90’lar demişken bir parantez açmak isterim. Sevgili gençler, hipster’lar, Gezi nesli... Bakın 90’lar nedir bilmeyenlere de güzel bir demo niteliğinde günler yaşıyoruz. 90’lar işte bunun daha yoğun haliydi sevgili Y kuşağı. Daha çok insanımız hayatını kaybediyor, her gün kan akıyor, sağcılar yine böyle konuşuyor, hamasi nutuklarda devlet için neler neler feda edilmiyordu. Her şey aynı (bir tek Türkçe pop daha iyiydi), kapa parantez.
-
Başlıktaki meseleye geleyim. Kadir İnanır’dan ve onun gibi akil olmuş sanatçılardan beklentimiz var. Madem barışı savunmaya devam ediyorsunuz, o zaman ediniz.
Hesap sorunuz Sayın Kadir İnanır. Size laf atılmasını beklemeyiniz. Neden artık barış tu kaka oldu diye sorunuz. Neden masa devrildi diye sorunuz.
Sayın Hülya Koçyiğit’ler, Sayın Orhan Gencebay’lar ve diğer sanatçılar siz de sorunuz, eğer bu konuda biraz sorumluluk hissediyorsanız, ellerini sıktığınız, çağrılarına uyup toplantılarına katıldığınız siyasetçilerden hesap sorunuz.
Barışın sadece devlet büyükleri rica edince savunulan bir şey olmadığını kanıtlayınız.