Ne zaman birileri birilerini fena halde pataklasa, ne zaman birileri birilerine fena halde haksızlık etse, ne zaman bir muktedir birilerine zulüm etse ortaya bir kardeşlik edebiyatı çıkıyor. Şu veya bu şekilde, iyi veya art niyetle birileri“kardeşlik kartı”nı oynuyor.
“Durun siz kardeşsiniz! Kavga etmeyin birbirinizi sevin!”
E iyi de sen, sırf senin gibi düşünmüyorum diye benim kafamı gözümü yardın bütün sene.
“Affedersin Ermeni” olduk, “affedersin Yahudi” olduk, “affedersin faiz lobisi” olduk.
Çok affedersin camiye ayakkabıyla girdik.
Çok çok affedersin bira içtik, şarap içtik.
Çok çok çok affedersin Marmaray’da imdat kolunu bile çektik.
Bu saçmalıkları bize layık gördün, hedef gösterdin?
“E kardeşiz ama olsun...”
Kürtler haklarını istiyor, insan gibi muamele görmek istiyor, ana dilde eğitim istiyor. Kendilerine “biz kardeşiz” dendiğinde ne kadar sinir olduklarını düşünün.
“Türk Kürt kardeş, siz niye böyle yapmak? Biz Türkler anlamıyor...”
(Bkz. Turiste yatmak.)
Aleviler inanç özgürlüklerini kullanmak istiyor, inançlarının olması gerektiği şekilde tanınıp saygı görmesini istiyor. Yanıt “biz kardeşiz”.
İyi de sen camine gidiyorsun, kardeşinin ibadethanesine hala kültür merkezi diyorsun. Ona ibadethaneyi çok görüyorsun. Onun vergisiyle Sünni diyanet işlerine küçük bir Afrika ülkesi kadar bütçe ayırıyorsun. Adam “neden” diye sorunca da kem küm, ama biz kardeş değil miyiz? Bu nasıl kardeşlik değerli kardeşim?
***
Arkadaş kardeş mardeş olmayalım. Allah aşkına bu kardeşlik edebiyatını el birliğiyle bitirelim, tarihe gömelim. Bir daha kimse kendinde kimseye karşı bu kardeşlik kartını çıkaracak ortamı bulamasın.
Polisle protestocu kardeş olmak zorunda değil. Kardeşlik çözüm değil. Polis orantısız güç uygulamasın, insanların gösteri ve ifade özgürlüğüne saygı göstersin, kardeş olmasak da olur. Belki arkadaş oluruz ya da bir akşam yemeğe falan çıkarız, maça sinemaya gideriz ne bileyim...
Sünniler, Alevilerin inanç özgürlüğüne saygı duysun, devlet haklarını tanısın, varsın kimse kardeş olmasın, torununun adını Ali koymasın.
Kürtler temel hak ve özgürlüklerine, ana dilde eğitimlerine kavuşsun, hükümetle, Türklerle kardeş olmasınlar...
Doğru dürüst insanca yaşayalım, temel hak ve özgürlüklerimiz anayasal teminat altında olsun. Kimse etnik kökeni, cinsel tercihi, siyasi görüşü, yaşam tarzı, inancıyla ilgili hor görülmesin, aşağılanmasın. Kimse kimseye bu konularda hiçbir şey dayatamasın. Dayatırsa karşısında eli göğsünde bir adamın kişisel teminatını falan değil yasayı bulsun. Varsın kardeş olmayalım.
***
Kardeşlik önerisi yanlış ve cidden zararlı bir öneri. İnsanlar kardeş olmadan da bir arada birbirlerine saygı duyarak mutlu mesut yaşayabilir.
Kardeş dedin mi, alt metinde o şu demek; “Ben seni döverim de severim de aile içinde olur o kadar dışarıya ses etme.”
Aile dediğin kutsaldır toplumun temel taşıdır ama o aile ne sırları, ne kemikleşmiş yıllanmış yaraları, ne dramları, karanlıkları, problemleri gizler kimbilir. Herkes aile içinde kalsın diye susar susar, kalpler zihinler taşlaşır, kemikleşir, her şey halının altına süpürülür.
Kardeş olmak sorunları çözmez, özgürleştirmez, hayatı daha yaşanır kılmaz. Aile içine bin yıldan beri süregelen ama asla konuşulmayan meseleleri nesilden nesile aktarır sadece. Odanın içindeki fil her zaman orada durur.
Kimse kimsenin gerçekten kardeşi değilken kardeşi olmasın. Ağabeyi, babası, anası, teyzesi, halası da olmasın.
Önce hakkıyla hukukuyla insan olalım, sonrasına bakarız.