Çevre ve kültür projeleri beton içeren projelere göre çok daha sönük. Seçimlerde “gideri” yok. İnşaat yoksa nasıl para kazanılacak? Memlekette her işadamı dev ihaleci - müteahhit, her sıradan vatandaş da inşaatta amele olana kadar durmak yok yola devam. Hakim anlayış bu. Oysa çevre önemli. İşin bu yanı hep ihmal edildi.
CHP’nin İstanbul projeleri ise çevreye ve kültüre vurgu yapıyor. Bazılarını inceleyelim:
- Ekolojik koridorlar, su havzaları korunacak. Deniz suyunun arıtılarak kullanma suyuna dönüştürülmesi için çalışmalar başlatılacak. Belki de şehir için en hayati proje bu. 3. Havalimanı durduruluyor. Farklı bir yere alınması tartışılacak. Kuzey ormanları ve su havzaları korumaya alınıyor. Bilim adamlarının da önerdiği buydu. Şehrin geleceğini kurtarmak için başka bir yol yok.
- Atık suların yüzde 70’i arıtılmıyor. Buna son verilecek.
Hizmet hizmet diye her taraf otel, AVM oldu ama çeşmeden akan suyu hala içemiyoruz. Bunu yapan asıl hizmeti yapmış olur. Marmaray falan iyi güzel ama çocuğunuza Marmaray içiremezsiniz. Çeşmeden akan içme suyu önemli. İşin bu yanını da düşünmek lazım.
- Raylı sistemin ulaşımdaki payı yüzde 50’ye çıkartılacak. Deniz ulaşımı yüzde 10 olacak. Bunların hiçbiri mevcut belediyenin yaptığı işlere ters değil. Zaten gidişat o yönde. Bunlara kim itiraz edebilir ki? Hangi AKP’li seçmen hayır raylı sistem yapmayın der? Zaten yapılan buydu, devam edecek. Makul bir vizyon.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilecek. Belediyenin elektrik maliyeti yüzde 50 azaltılacak. Güneş, rüzgar gibi alternatif kaynaklardan faydalanmak şart. Her şey nükleer değil.
- Şehir parkları yapılacak. 39 ilçeye 39 park öneriliyor. Şahane. Ama şu an İBB’nin Peyzaj A.Ş. eliyle yaptığı yeşil düşmanı, ağaçsızlaştırılmış, betonlaşmış, insansız, görgüsüzce rengarenk çiçeklerle donatılmış “çimlere basmak yasaktır” tarzı süs parkları mı olacak, yoksa halkın bakmak yerine gidip üzerine serileceği, ağaçlarının gölgesinde dinleneceği parklar mı olacak? Uzmanlara danışmak şart.
- Eminönü’nden Harbiye’ye kadar kesintisiz yaya ve bisiklet yolu yapılacak. Mükemmel. Ne kadar çok bisiklet ve bisiklet yolu, o kadar temiz, yeşil, sağlıklı bir şehir ve insanlar. Herkese bir bisiklet vaadini de bekliyoruz.
- 39 ilçeye birer marka cadde kazandırılacak. Sarıgül her ilçeden bir Abdi İpekçi caddesi çıkaracağına inanıyor herhalde. Ben bunu AVM yapmak yerine her ilçede bir sokağı açık AVM’ye çevirmek diye anladım. Her halükarda şehrin göbeğine AVM dikmekten iyidir. CHP’den insanları belli mahallelere yerleşmeleri konusunda yönlendiren emlak teşvikleri de beklerdim. Bir yere önce dükkanlar değil, insanlar gitse daha iyi sanki...
- AKM yenilenecek, Tarlabaşı’na bir konser salonu, Kadıköy’e deniz kenarında bir opera binası yapılacak. İçlerinde AVM olmadığı, eş dost aile şirketlerine ihale edilmedikleri, meslekte saygın ünlü mimarların yarıştığı projelerle tasarlandıkları ve “Barok” olmadıkları sürece destekliyorum. Kentin kültürel hafızasına sahip çıkmak lazım. AKM önemlidir. Yeni kültür merkezleri de lazım elbette nüfusu 20 milyona dayanan şehirde.
- Her ilçede bir organik pazar kurulacak. Buna destek anlamında şehirde sürdürülebilir tarım alanları oluşturmak ve şehirde organik tarımı teşvik etmek de gerek. İleride bunun betondan daha verimli olduğu anlaşılacak.
***
50 yıl sonra şehirlerde bir metrekare toprak, bir ağaç bile çok değerli olacak. Bunu dikkate almayan proje proje, vizyon vizyon değildir. Çevreye duyarlı olmak bir lüks değil gerekliliktir ve ekonomik olarak da anlamlıdır, geleceğe yatırımdır. Bunu keşke hepimiz anlasak. CHP İstanbul için 200 projeden söz ediyor, devamını da göreceğiz hep beraber.
Yerinden yönetim
AKP’li belediyelerin görevde olduğu her şehrin, her kurulun, her meclisin, her komisyonun, her köşe başının, her mahallenin, sokağın bir adet başkanı var. O da Tayyip Erdoğan. Ama bunun adı “yerinden yönetim” yanlış anlamayın. Ankara’da bir kişi “ben yerimden yönetiyorum” diye her şehri yönetiyor. AKP’nin yerinden yönetim ilkesi bu.
CHP yerel yönetim ilkelerini detaylarıyla açıklamalı. Yoksa Sarıgül’ün “İstanbul’u İstanbul’dan yöneteceğiz” lafı havada kalıyor.