Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kral TV Müzik Ödülleri, Türkiye Müzik Ödülleri oldu. Hayırlı olsun ama yine körler sağırlar birbirini ağırlıyor. Kimse esas soruyu sormuyor

Organizasyon, kendi internet sitesinde kriterleri yayımlamış. Daha önce millet eşine, dostuna, sevgilisine ödül verdi iddiaları vardı ya, “Şimdi artık böyle değil hadise” demek istemişler sanırım. Şeffaflık adına güzel ama yine de itirazım var.
Genel olarak ödül kriterleri şöyle: Nielsen en çok çalınan şarkıcı, Müyap dijital albüm satış, Müyap mekanik satış, jüri oylaması, halk oylaması... Bu verilerin ve unsurların hepsi yüzde 20 oranında ağırlıklıymış. En iyi şarkı? Aynı kriterler. En iyi düet, o da aynı.
En iyi erkek ve kadın sanatçı?
Aynı. Burada niteliğe ayrılan ağırlık yüzde 20. Jürinin ağırlığı yani.

Niyet iyi sonuç fena
Yani çok satacaksın, yoksa ödül yok. Durum böyle olunca da Müyap’tan gelen rakamlara bakarak kimlerin ödül alacağına karar veriliyor demektir bu. Peki Müyap’a üye olmayan firmaların sanatçılarına dair veri var mı? Yok. Onlar yok hükmünde.
Diyelim çok yüksek bir satış ve dinlenme oranı elde etmeyen ama tanıtılmaya, öne çıkarılmaya uygun bir isim var. Ama aday olması bu sistemde mümkün değil. Ödüller biraz da iyi olanı, hak edeni ödüllendirmek değil midir? Ödül vermek aynı zamanda o sanatçıyı müzik dünyasına kazandırmaktır. Ödül kriterini satış üzerine kurarsanız hep aynı isimlerle hayatınızı geçirmeniz kaçınılmaz. Kapıdan da kimse giremez. Satış ve ticari başarı dalında ödüller verilmez mi? Tabii ki verilir ama bir ödül töreni sadece satışı ödüllendiriyorsa orada bir eksik var demektir.
Demet Akalın, Ebru Gündeş, Mustafa Ceceli, Sıla, Göksel, Emre Aydın, Rafet El Roman, Hande Yener, Murat Boz iyi, güzel, hoş... Peki Büyük Ev Ablukada, Can Bonomo, Yasemin Mori, Melis Danişmend, Mabel Matiz, Ceylan Ertem, Şirin Soysal, Sattas, Flört, Jehan Barbur ve daha sayamadığım ve burada anılmayı hak eden bir sürü isim, sanatçı, yönetmen, prodüktör,
ses teknisyeni, onlar nerede? Biri bile bir ödülcüğü, en azından zikredilmeyi hak etmiyor mu?
En iyi proje dalında “Orhan Gencebay ile Bir Ömür” albümünün aday olması bence fiyasko. Çünkü hepimiz biliyoruz ki burada niyet iyi ama sonuç fena. Niyeteyse eğer ödül, verdim gitti... Türkiye’nin Grammy’leri olma iddiasındaki Türkiye Müzik Ödülleri’ne sormak isterim, Grammy’ler en çok satana mı gidiyor? Öyle olsa bu yıl The Lumineers diye ilk albümünü yapmış bir grup en iyi yeni sanatçı dalı da dahil iki kategoride aday olabilir miydi? Black Keys, Mamford & Sons ödül alabilir miydi Rihanna falan dururken?
Yıllar önce MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde en iyi video ödülü Justice’ın “D.A.N.C.E.” isimli şarkısının videosuna gittiğinde Kanye West mikrofonu kapmış,
“Ben o kadar para harcayıp klip yaptım bu iki Fransız da kim ki!” diye isyan etmişti. Tam Türkiye
Müzik Ödülleri’ne başkan olacak adam.

Haberin Devamı

Başörtülü penguen

Haberin Devamı

İlk tepkim şuydu. “Olur mu canım, sırada hangi hayvan var. Komik duruma düşüyor insanlar böyle şeyler yaparak ders kitaplarında...” Cidden komik bir görüntü. Görünce kahkahayı basıyorsunuz. Bir çeşit erken dönem Cem Yılmaz esprisi ya da Umut Sarıkaya karikatürü gibi. O Penguen pantalon giyebilir, şapka takabilir, atkı dolayabilir, gözlük takabilir. İnsanların yaptığı her şeyi yapabilir. Bugüne kadar onlarca çizgi film gördük bu şekilde. Peki başörtüsü neden takamasın ki? İşte önyargısız bakınca hadise aslında bu.

Haberin Devamı

CUMARTESİ ALBÜMÜ

“Optica” - Shout Out Louds

Geçen hafta İsveç çıkışlı The Radio Dept.’in solisti “İsveç’ten çok fazla grup dünyaya açılıyor çünkü çok fazla grup var” demişti. İşte bunlardan biri . Hem indie, hem pop, hem ticari potansiyele sahip. Favori şarkım “Illusion”. Ama “Walking In Your Footsteps”, “Blue Ice”, “Forever” hepsi kalbimi kazandı. 2013’te güzel şeyler oluyor başlığı altına koyalım, dinleyelim.

İTİRAF EDİYORUM

* Rodriguez’in hikayesi tam olarak benim bildiğim inandığım şekilde müziğin ne olduğunu, nelere kadir olduğunu çok iyi anlatıyor. Kim mi? Hemen “Searching for Sugar Man”i izleyin.
* İnsanın müzik zevkinin zamanla değişmesi, hiç değişmemesinden iyidir (bir Kızılderili atasözü).
* Vine’a falan geçecek gücüm yok. Sosyal medya jübilemi Twitter’la yaparım günü gelince.
* İstanbul Eats en sevdiğim yemek blog’u. İstanbul’un Amerikalıları şahane iş çıkarıyor. Geçen gün yayımladıkları İstanbul’un en iyi üç lahmacuncusu listesi çok isabetliydi. İçinde ne raklam, ne eş dost hatırı ne de elinde et tutarak poz veren cool adamlar falan vardı. Gerçek liste için tebrikler (Favorim Kadıköy’deki Halil, diğerleri Borsam Taş Fırın ve Fıstık Kebap).
* Empire of the Sun’ın yeni albümü “Ice On The Dune”u merakla bekliyorum. Bakalım tek albümlük bir grup olarak mı tarihe geçecekler yoksa ilk albümlerinin devamını getirecekler mi?