Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yanıtı baştan vereyim rahat edeyim.

Seçmen can havliyle sandığa gitti, hayatta kalmak, günlük hayatına devam etmek için ne yapması gerekiyorsa onu yaptı.

“Seçmen şunu demek istedi, seçmen bunu demek istedi.”

“Seçmen siyasete şu mesajı verdi.”

Televizyonda hâlâ bunu tartışıyorlar.

Her seçim sonrası olduğu gibi, seçmenin tercihi muhtelif teorilerle rasyonelleştirilmeye çalışılıyor.

Ezberlenmiş bir sürü klişe cümle. “Seçmen onu gördü, seçmen bunu gördü.”

Kimi sırf AKP’yi destekliyor diye ne dese kendini haklı sanıyor.

Haberin Devamı

Kimi hâlâ “Kılıçdaroğlu istifa etsin” peşinde. Baykal olsa böyle olmazmış.

Her şeyin müsebbibi MHP’ymiş. Bahçeli olmasa MHP uçacakmış aslında...

Seçmen HDP’nin büyük oyununu anlamış falan filan...

Tiyatro tam gaz devam ediyor.

Halkı bir tek AKP anlamış. Bunu söylüyorlar.

Madem öyle, o halde yarısını anlamış. Diğer yarısı yok hükmünde.

Anlaşılamayan yarıya dair bir fikrimiz var mı? Anlaşılamayan yarıyı konuşan var mı? Anlamaya çalışan var mı? Önemseyen var mı? 23 milyon insan bir gecede anlaşılamayan azınlık oldu çıktı. Geçmiş olsun.

Beş ay önce de seçmen bir şey demeye çalışmıştı ama şu an ekranları kaplayan zevat anlama ve yorumlama konusunda bu kadar istekli değildi.

***

“Halk bunu dedi, seçmen şu mesajı verdi” demek için olağan şartlar ve işleyen bir demokrasi gerekir.

Seçime olağanüstü şartlarda gidildi, devletin bütün imkânları AKP’nin emrindeydi. Bombalar patladı, çatışmalar yeniden başladı. Can güvenliği endişesi ve kaos korkusu oluştu. Ekonomi berbat, dolar yükselmiş, herkes borçlu...

Seçmen güvenlik endişesiyle hayatta kalabilmek, hayatına devam edebilmek için ne gerekiyorsa onu yaptı.

Kimsenin ne seçmeni cahil mahil diye aşağılamaya hakkı var, ne de bu dayatmadan kendine tarihi zafer devşirmeye...

Halkımız korktu, “survival” moduna geçti ve seçime öyle gitti.

Neyse şimdi bunlar gereksiz konular. Çok eşelemeyelim.

Ne de olsa artık istikrar geldi. Olaylar şak diye kesilir. Her şey unutulur.

Halkımıza geçmiş ve hayırlı olsun.

‘Halkı anlamamışsınız!’

Ara ara gündeme göre ısıtılır ısıtılır masaya sürülür:

Haberin Devamı

“Bunlar kendi ülkelerini tanımıyorlar. Halkı tanımıyorlar. İnsanımızı anlamıyorlar, değerlerimize yabancılar.”

İktidarda olan partileri övmeyen herkesin kaderi. Çoğunluğun fikrine katılmadığında halkı da tanımıyor oluyorsun. Bunlara göre herkes aynı olacak, aynı şeyi düşünecek. Bunlara göre bir tek halk var.

Valla kimse uzaydan gelmedi. Halkın da seçmenin de ne demek istediğini yıllardır bal gibi anlıyoruz ama kabullenmek ağır geliyor.

“Daha iyisini daha güzelini hak ediyoruz biz” diyoruz her seferinde. Ama olmuyor. Vasata teslim olunuyor.

Siyaset küçük hesapları, gündelik korkuları, endişeleri seviyor. Neticede sıradan insanlarız hepimiz. Dünyayı değiştirmek yerine “Aman aman eski köye yeni âdet getirme” diyen biri var içimizde. Hayaller kurmak iyi ama gerçekler taş gibi sert.

Merak etmeyin, biz halkımızı tanıyoruz. Daha iyisi, daha güzeli için eleştirebiliyoruz, bunun için kendimizle de hesaplaşabiliyoruz. Hepsi bu.

Peki, siz geceleri nasıl uyuyorsunuz?

Haberin Devamı

En net yorum

Profesör Selçuk Şirin seçimden önce Hürriyet’te 26 Ekim’de yazdığı bir yazıda bu seçimlerde de 7 Haziran’daki gibi sağ ve sol oyların sırasıyla yüzde 60 ile yüzde 40 bandına oturacağını söylemişti. Parti temelli olmayan bu tahmin ilgimi çekmişti. Ve sanırım 2 Kasım tablosu bunu doğruladı. AKP artı MHP yüzde 62. CHP ve HDP toplamı yüzde 37 civarında. Sadece sağ seçmenin toplandığı parti değişti. Bunda da MHP’nin tavrı ve son beş ayda yaşanan olaylar rol oynadı. Yani sağ oylar tek partide toplanıyor. Sol oylar da her zaman olduğu gibi parçalı. Bu açıdan bakınca değişen bir şey pek yok aslında. Memleket hep buydu zaten.