Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de şahane müzikler, müzisyenler, şarkıcılar var ama bu sistemle ve bu yapılanmayla hepsinin önü kapalı

* Meslek kuruluşlarının bitmek tükenmek bilmeyen kavgaları: Yöneticilerinin kendi pozisyonları için mücadele verdiği kuruluşların müziğe bir katkısı yok. Kimsenin herhangi bir meseleyi çözmeye niyeti yok. Her şey yokuşa sürülüyor. İsmi “birlik” ama herkes birbiriyle davalı.
* Yapımcı firmaların kolaycılığı: Her çıkan sanatçı “şahane”, “mükemmel” diye gazlanıyor. Al bunu dinle deniyor millete. Sonuçlar ortada. Dinlese dinler millet. Kimsenin bir şey dinlediği yok. Varsa yoksa eskiler, en yenisi 20 yıllık isimler. Yıllardır bir-iki isim dışında yeni sanatçı çıkmıyor, yeni bir tür/ekol yükselmiyor, “klasik” olacak yeni eserler, isimler yok. 70’lerin klasik Türk pop ve rock müziğinin düzeyine gelmeyi bırakın, 90’ların pop dünyasındaki çeşitlilik ve kalite dahi yok bugün.
Ortalık tribute albümden geçilmiyor. Rahmetli Müslüm Gürses’in ardından aynı anda çıkacak tribute albümler didişmesi başladı hatta ikinci sezona bile girildi. Cepten ye ye nereye kadar. Birileri 40 yıllık Orhan Gencebay şarkılarını yorumlayacak, Aysel Gürel’in sözlerini yazdığı şarkılar okunacak, Serdar Ortaç, Ajda, Tarkan falan albüm yapacak da para kazanılacak.
Sanatçılar ne kadar gelir elde edebiliyor bu sistemden diye hiç sormayın bile. Toplam dört-beş firmanın keyfine bağlı her şey.

Yakınmaktan müziği unuttuk
* Vizyonsuzluk: İster pop yıldızı ol, ister arabesk fantezi sanatçısı, ister indie rock grubu solisti ya da liseli shoegaze grubu, vizyon neredeyse hep aynı. Herkes yakınıyor. Popçusu korsan var diye yakınıyor, indie’ci “bağımsız müzik desteklenmiyor” diye. Bağımsız müzik dünyanın neresinde destekleniyor ki? Sen müziğini yaparsın, dinleyenin oluşur ve insanlar seni merak etmeye başlar, sonra herkes peşinden koşar. Suriyeli Omar Souleyman’ı kim destekledi de Resulayn’dan çıktı ve bütün dünyada festivallerde çaldı? Böyle bir derdi mi vardı? Müziğini yaptı, hepsi bu.
Dünyayı sarsan hangi bağımsız indie, rock grubu desteklenerek yaptı bunu? Nirvana mı? Pearl Jam mi? Jay-Z mi yardım almış, desteklenmiş zamanında? Veya Beyonce’nin albümünün korsanı yok mu ki mesela? Yakınmaktan müziği unutmuşuz.
* Her şeyi müzik platformlarına ve satışa endekslemek: Müzik dört-beş büyük firmanın albüm ve katalog satma çabası değildir. İnternetten müzik dinlemek demek de değildir. Ortada sanatçı kalmadıktan sonra şarkı satsan ne olur satmasan ne olur...
Allah’tan müzisyenler her şeye rağmen direniyor, az da olsa bazı firmalar fedakarlıklarla ayakta kalıyor, iyi söz yazan, iyi icra yapan müzisyenler, şarkıcılar da büyük özverilerle ayakta kalabiliyor hâlâ. Farkında değilsiniz belki ama onlar da olmasa halimiz duman.

Haberin Devamı

Şenol Küçükyıldırım ve Müzik Hayvanı

Haberin Devamı

Size Şenol Küçükyıldırım’ın “-Scape” isimli albümünden bahsetmek isterim. “Kısaca, tamamen zillerden oluşan yeni bir albüm yaptım” diye yazmış Küçükyıldırım. Gönderdiği linki tıkladım, albümü indirdim. Albüm Müzik Hayvanı isimli bağımsız firmadan yayımlandı. Müzik Hayvanı en seçkin müzisyenlerimizden bazılarının eserlerini yayımlıyor ve bunları internet sitesinde ücretsiz olarak paylaşıyor. Küçükyıldırım albümünde zillerle bir “paralel dünya” oluşturmuş. Aman yanlış anlamayın ne cemaat ne AKP, bambaşka bir dünya. Ara ara ışınlanmak gereken bir yer. Sesi açın, terapi gibi dinleyin. (Muzikhayvani.com)

Haberin Devamı

Bize özgü şeyler

* Torba yasa: Torbadan ne çıkarsa bahtına. Tombala gibi bir şey. Anlat bakalım İngilize, Fransıza anlıyor mu torba yasayı?
* Şeref golü: O kadar çok yenildik ki zamanında. “Ulan bir gole bile razıyız” demek. Onu adı da “şeref golü”. Garibin tesellisi.
* Çift kaşarlı tost: Tosta yeteri kadar kaşar konmamasından doğan milli ihtiyaç. İngilizcede “çift kaşarlı yap” diye bir şey yok. (Ek: “Usta iyi bas” da yok başka ülkede. Denedik anlamıyorlar.)
* “Paramızla rezil olduk”: Her şeyi tam yaparsın, paranı ödersin, malzemenin ve hizmetin en iyisini seçersin, ne talep edilirse tamam dersin, karşılığını beklersin. Gene de işini yaptıramazsın. Burası Türkiye. İşini yapan da “işimi yaptım” demez, üstüne bir de madalya bekler.

Neil Young geliyor
Her yıl keşke gelse denilen, yoksa bu yıl mı diye heyecanlanılan bazı isimler vardır. Bunlardan Leonard Cohen, Bob Dylan ve rahmetli Lou Reed geldiler. Ama hâlâ beklenenler var. Bruce Springsteen mesela. Tom Waits mesela. Bir de tabii Neil Young. Haber geldi, Neil Young geliyor. Siz bu satırları okurken açıklama yapılmış olabilir. Şimdiden söyleyeyim, yılın en önemli konserlerinden biri olur.

CD

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

“WIg Out at Jagbags” - Stephen Malkmus&The JIcks

Stephen Malkmus grubu Pavement’tan bu yana rock severlerin gündeminden inmedi. The Jicks ile yaptığı albümler de gitar müziğinin en kalitelileri arasında. İyi gitar soloları, garajdan gelmeyen eli yüzü düzgün sound ve Malkmus’ın sarkastik dünyası. Şahane bir albüm.

“Fanus” - Murat İlkan

Pentagram’in eski solisti Murat İlkan’ın ilk solo çalışması Sony etiketiyle yayımlandı. Progresif yönü ağır basan bir metal albümü, modern bir sound, temiz kayıt. Biri İngilizce yedi şarkıdan oluşuyor. Kulaklarımın pası silindi resmen. Rock ve metal dinleyicisi dikkat etsin.