Hiç bilmiyorsanız bile hit single’ları “Shuffle”ı muhtemelen bir radyoda, bir kulüpte ya da bir kafede duymuşsunuzdur illa ki. Üçüncü albümleri “A Different Kind of Fix” onlara büyük başarı getirdi. ABD’deki Lollapalooza’dan Avrupa’daki Rock Werchter’e, oradan Japonya ve Hong Kong’a çalmadıkları yer, gezmedikleri ülke yok. 20’li yaşlardaki dört okul arkadaşından oluşan grubu İstanbul’da görmek için ben sabırsızlanıyorum açıkçası.
Şu an Britanya’nın en parlak gruplarından Bombay Bicycle Club 15 Eylül’de İstanbul’a geliyor. Eksen On Fair Festivali’nde çalacak ekibin solisti Jack Steadman’la muhabbetteydik
Son albümünüz “A Different Kind Of Fix”in başarısı hayatınızı nasıl etkiledi?
Çok değil. En iyi yanı dünyayı dolaşmak ve bir sürü insanla tanışmak oldu. Bu sizin ufkunuzu değiştiren, zihninizi açan bir şey. Daha öncesinde çok yolculuk eden biri olduğumu söyleyemem. Albümden önce sadece İngiltere’de ve Batı Avrupa’da bazı şehirlerde çalmıştık. Yeni albümle birlikte dünyaya açıldık.
Pavement, Sonic Youth ve Yo La Tengo’dan etkilendiğinizi söylemişsiniz? Nedir sizi çeken bu gruplarda?
Aslında uzun zaman önceydi. Artık çok fazla dinlediğim gruplar değil. Ama elbette bir dönem hayrandım. O zaman yeni başlıyorduk ve müziğimiz daha fazla gitar ağırlıklıydı. Bu saydığınız isimler de benim için bu işin en iyileri arasındadır.
Şu anda nelerden etkileniyorsunuz?
Daha çok dans müziği ve hip hop’tan etkileniyorum. Şu anda algılarım bu yönde. Flying Lotus, Joy Orbison, Aphex Twin gibi isimleri dinliyorum.
Müzik zevkinizin sık değiştiğini söyleyebilir miyiz? İlk albümünüz grup müziği sound’undaydı. Ardından tamamen akustik bir albüm yaptınız. Üçüncüsü dans ve indie pop tadında. Nedir tercihlerinizi etkileyen?
Aslında çok basit. Bizim için yapmamız gereken şeyi yapmak değil, istediğimizi yapmak önemliydi. Bir dizi şarkı yapmıştık ve bunları akustik çalmanın hoş olacağını düşündük. Radyo performanslarına gittiğinde genellikle çok fazla enstrüman taşıyamıyorsun yanında. Bazı gruplar bu durumdan hoşlanmaz ama biz mutlu olduk bu şekilde çalmaktan. Bu fikir öyle gelişti. Canımız öyle istedi diyelim.
Riskli bir tercih değil miydi sizce?
Evet kesinlikle ama “Different Kind of Fix”i yapmak için o dönemden geçmemiz gerekiyormuş demek ki. Ayrıca etkileri de kötü olmadı insanlar beğendiler.
Hiç cover çalmayı düşündünüz mü?
Pek değil. Şu anda kendi müziğimizle ilgiliyiz. Buna yoğunlaşmayı seviyoruz. Ama klasik şarkıları yorumlamak hoşumuza gidebilir. Yüzlerce farklı versiyonu olan şarkılar var folk müzikte. Bence folkun ruhu da bu zaten. Belki böyle birşeyler olabilir ileride.
Turnede olmadığınzda da sık görüşür müsünüz grup üyeleriyle?
Evet. Ben ve Ed birlikte yaşıyoruz zaten, ev arkadaşıyız. Dolayısıyla hep birlikteyiz neredeyse. Yakın bir grup arkadaşımız da var ve onlarla birlikte iyi zaman geçiriyoruz.
Nasıl çalışıyorsunuz, nasıl beste yapıyorsunuz?
Benim Londra’da tam da Türk mahallesinde bir stüdyom var. Her yanda Türk restoranları ve dükkanların olduğu bir yerde. Orada takılmayı seviyorum. Şarkıları orada kaydediyorum ve
mail atıyorum daha sonra diğer çocuklara.
Onlardan gelen yorumları dikkate alıyorum ve böyle böyle her şey şekilleniyor. Genelde bütün zamanım orada geçiyor zaten.
“RHCP’ın basçısı Flea ile çalmak isterdim”
Turnede yeni şarkılar yazmaya vakit oluyor mu?
Evet. Bilgisayarım her zaman yanımda. Aklıma bir şey geldiği zaman kaydediyorum. Böyle böyle yeni şarkılar için yeni fikirler gelişiyor. Bazen otobüste, uçakta, bazen otel odasında bunlarla uğraşıyorum. Her zaman yeni bir şarkı yapmak için bir şans var.
Bir şey oluyor ve aklına bir fikir geliyor.
İmkanınız olsaydı kiminle birlikte çalmak isterdiniz?
Flea’yle çalmayı isterdim. Red Hot Chili Peppers’ın bas gitaristi. Gençken ilk enstrümanım bastı ve onu dinleyerek öğrendim resmen. Flea çocukluk kahramanımdı, onunla çalmak en büyük hayallerimden biri.
“Yeni albüm dans ağırlıklı olabilir”
Ipod’unuzda ne var?
Çok fazla caz dinliyorum. Caz plakları topluyorum küçük bir koleksiyonum var. Çok fazla folk dinliyorum. Amerikan folk antolojisine dalmayı seviyorum. Ve düzenli olarak yeni albümümüzdeki şarkıları dinliyorum. Onlar hakkında düşünüp yeni fikirler geliştiriyorum. Bir de Afrika funk’ını eviyorum. Afrobeat, Afro-jazz ve türevleri. Ritim anlayışları hoşuma gidiyor.
Bir sonraki albümünüzün dansa yoğunlaşacağını söyleyebilir miyiz, bu bilgiler ışığında?
Belki. Ama yine de unutmamanız lazım ki temelde gitar var. Bundan çok uzaklaşacağımızı sanmıyorum ama yeni şeyler de olacak tabii. En azından şimdilik böyle görünüyor. Aslında böyle şeyleri konuşmak anlamsız oluyor, zamanla her şey değişebiliyor. Bir ay sonra hepsinden nefret edebilirim. Gençken dinlediğim müzikler konusunda daha kararsızdım, bu durulmuş halim.
PAZAR ALBÜMÜ
“Instinct”-Niki and the Dove
İsveç’ten hep metal grupları, Roxette gibi pop rock’çılar, Ace of Base gibi pop ekipler ya da Abba gibi efsaneler çıkacak değil ya, bu birikim zaman zaman farklı müzikler yapan ikilileri de dünyaya tanıtıyor. Elektropop ekibi Niki and The Dove gibi mesela. “Instinct” onların ilk stüdyo albümü. Solist Malin Dahlström vokaliyle müziğe sofistike bir hava katmayı. Bat for Lashes Stina Nordenstam arasında bir yerlerde sanki yarattığı hissiyat. Ancak albümün yer yer eurotrash tadında dokunuşlara sahip olması Niki and the Dove’u eğlenceli bir dans ekibi yapıyor. Şimdi kafanız karıştı mı bilmiyorum ama kötü bir şey söylemeye çalışmıyorum. Sub Pop sanatçısı olan ikili (aslında üç kişiler sahnede) bu yılın en iyi başlangıçlarından birini yaptı. “Drummer” ve “Fox” galiba albümün iki uç noktası. Aradaki noktaları da bu pazar siz birleştirin...
Guardian’ın önerdiği Türk grup
Grup dediysem aslında tam değil. Bir elektronik müzik ikilisi diyelim kısaca anlaşılsın Adult Monkey’ye. Guardian’ın Ağustos’ta dünyanın farklı ülkelerinden birer grup ve şarkı önerdiği “dünyadan en iyi müzikler” başlıklı listede Türkiye’den sadece onların adı geçiyordu. Bir-iki kulüp performansı dışında ortalıkta görünen bir ekip değil. İllüstratör Büşra Üzgün ve karikatürist Felat Delibalta’dan oluşan ikilinin son yayımladığı “Supermarket” için yazın dinlenecek gayet “hot” bir parça yorumunu yapmış. Grupla tanışmak isteyenler facebook.com/adultmonkey adresine
bir göz atsın... Guardian’dan önermesi, benden aktarması...