“Stream” sayesinde artık dünyanın neredeyse her radyosuna tek tıkla ulaşabiliyor, dilediğimiz türde yayını sorunsuz dinleyebiliyoruz. Son dönem favorilerime aldığım üç radyo kanalı şöyle...
1-Jazzabit: Oslo merkezli bu radyo aslında klasik caz yayını yapıyor. Arada cazın yeni türlerine de yer veriyor ve bu denge benim çok hoşuma gidiyor. En iyi yanı, benim gibi caz dinlemeyi seven ama “pop caz” denen türe katlanamayanlar için ideal olması. Yani caz adı altında romantik klişe saksafon melodileri falan dinlemiyor, caz denizinde yeni ufuklara açılıyorsunuz.
Kimler dinlemeli? Caz, nujazz sevenler, hem vintage hem
modern sound’lara kulak verenler (jazzabit.com).
2-KUSF: San Francisco Üniversitesi’nin Radio adlı radyosu. KUSF müzik çizgisi bakımından “eklektik” adı verilen çizgide. Yani “Her şeyin en güzelini, ilgincini alıp bir araya getiriyoruz ve gayet de güzel oluyor” şeklinde bir çizgi. Bazen elektronik, bazen folk, bazen punk, bazen glam rock. “Oluyor mu?” diye soracak olursanız gayet iyi, kendi içinde uyumlu bir radyomuz diye özetleyebilirim durumu.
Kimler dinlemeli? Standart ticari müzik çalan radyoları dinlemekten sıkılanlar için ideal bir dünya sunuyor KUSF. İnternet sitesini incelerseniz yeni müzik keşiflerinde de bulunabilirsiniz (kusf.org).
3-Koop:Indie müzik türünün en önemli merkezlerinden sayılan Teksas’ın Austin kentinde yer alan bu radyo, dinleyicilerinin finanse ettiği bir gönüllüler girişimi. Amaç güncel mecralarda yeteri kadar yer verilemeyen çağdaş ya da klasik müzik türlerinin duyurulması. Folk, caz, rock, indie, soul, metal, reggae, her türden ve alt türden müzik çalan programlar var.
Çok enteresan şeyler de duyabilirsiniz bu radyoda.
Kimler dinlemeli? Müzikte tür ayırt etmeden güzel bir şeyi beğenip hakkını verebilenler. Farklı türlerde derinleşmeye meraklı olanlar. İnternet sitesindeki programları inceleyin. DJ’lerin blog’larına kadar ulaşabiliyorsunuz. Buralarda güzel playlist’ler var (koop.org).
Kahve insanlarına kötü haber
Uluslararası Kahve Örgütü (International Coffee Organization, ICO) gelecek beş yılda global kahve tüketiminin yüzde 25 büyüyeceğini öngörüyor. “Kim içiyor bu kadar kahveyi?” diye soruyor olabilirsiniz.
Bu önemli büyümenin nedeni Hindistan, Çin ve Latin Amerika’nın giderek Batılılaşması ve burada açılan kahve
dükkanları olarak belirtiliyor. Anlaşılan o ki çay, kahveyle savaşını giderek kaybediyor.
Kötü haber ise şu: İklim değişikliği nedeniyle kahve arzı talebi karşılamayabilirmiş bu dönemde. Yani orta vadede kahve giderek lüks bir içecek olacak. Benim gibi kahve insanlarına kötü haber.
CD
MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR
VESTIGES&CLAWS -Jose Gonzalez
Massive Attack’in “Teardrop” ve Knife’ın “Heart Beats”ine yaptığı cover’larla tanımıştık İsveçli Jose Gonzales’i. Kadife bir vokal, akustik gitarın köşeli sesine karşılık klasik gitarın yuvarlanmış “naylon tel” sound’u. Gonzales en iyi bildiği şeyi yapmaya gene devam ediyor. Junip ile girdiği grup müziği macerası bir kenarda dursun, o minimal müziğiyle şömine başında dinlenecek insan hikayeleri anlatmaya girişmiş yine.
IBEYI -IbeyI
Küba asıllı Fransız ikizlerin (Ibeyi, Nijerya dilinde ikiz demekmiş) hiphop, trip hop hatta R&B sınırlarını hafifçe ittiren vokal ağırlıklı müzikleri şu ara yeni isimler, yeni albümler arasında öne çıkıyor belli ki. Eldeki malzeme daha iyi kullanılsa daha rahat dinlenen, şahsiyet sahibi bir albüm ortaya çıkabilirmiş. A capella kısımlar aşırı dramatik olduğu ölçüde yetersiz.