Deniz Baykal önceki akşam Habertürk’teydi.. Canlı yayında, canlı yayın öncesinde, sonrasında, reklam aralarında üç saat konuştuk..
Son dönemde, ısrarla üzerinde durduğum konu malum.. Referandum haritası.. Batı’nın kırmızıya, orta ve doğunun sarıya boyanması.. Yüzde 75 evet diyen kentle yüzde 75 hayır diyen kentin aynı topraklardan beslenmesi..
Sordum..
Baykal referandum sonuçlarını nasıl okuyor..
Yüzde 42 ile yüzde 58 onun için ne ifade ediyor..
* * *
Hemen şunu söyleyeyim..
Başbakan’ın siyasi yaşamındaki önemli bir kesiti anlatan yeni bir kitap çıkmış..
Adı: Bir Liderin Doğuşu..
Başbakan’ın yakın arkadaşı AKP Milletvekili Hüseyin Besli ile şair Ömer Özay kaleme almış..
Kitabın bazı bölümleri gazetelerde tefrika ediliyor..
Okudum, kafama yatmayan, mantıkla örtüşmeyen yerler var.. Başbakan’ın cezaevi günlerinin anlatıldığı bölüm çok abartılı geldi..
Değil de hakikaten öyleyse Erdoğan için cezaevinde yattı denemez..
Niye mi?
Her iki liderden de güzel sinyal geldi.. Doğru sinyal geldi..
İkisi de artık şu laiklik meselesine, türban meselesine, başörtüsü meselesine takılmayalım mesajı verdiler..
Başbakan dedi ki; bir metrekarelik başörtüsüne takıp, sallamakla cumhuriyetçilik olmaz. Bilimde sanatta bunu yapacaksın. Aklı bilimi bu yolda kullanıyorsan gerçek cumhuriyetçi sensin.
Haklı..
Aklı bilimi başka işlerde kullanmak gerek..
CHP lideri dedi ki; laikliğe takıldık aslında elden giden sosyal hukuk devleti. Sosyal devlet sadaka devletine dönüşüyor..
Haklı..
Bugün pazar, bazı şeyleri tersinden düşünmeye, yeniden yorumlamaya vakit ayırabiliriz..
Yerli yerine oturmayan şeyleri mesela..
Referandum sonuçlarını mesela..
Çok konuştuk diyeceksiniz.. Konuştuk da mutabakata varamadık, yerli yerine oturtamadık..
Hele AKP’nin yaptırdığı araştırmadan sonra kafamız allak bullak oldu..
Eğitim düzeyi yükseldikçe hayırların arttığını.. Okur yazarlık azaldıkça evetlerin yükseldiğini gösteren araştırma var ya..
O..
Başbakan yüzde 42’nin neden hayır dediğini anlamak için 70 bin kişiye anket yaptırmıştı..
Araştırmayı yapan Pollmark’ın yöneticisi, çıkan sonuçları anlatırken Başbakan iki yerde öyle tepki göstermiş ki..
O tepki, Başbakan’ın düşünce sistemini.. Ülkeye bakışını..
Hatta zaman zaman neden sinirli olduğunu çok iyi anlatıyor.. Çıkan sonuçlardan birincisi şu..
Düşük eğitim seviyesinde evetler fazlayken, eğitim seviyesi yükseldikçe hayırlar çoğalmış..
Yani eğitim seviyesi arttıkça AKP’den kopuş artıyormuş..
AKP’nin en fazla taraftarı okur- yazar olmayanlarla, ilkokul mezunları arasındaymış!..
Acayip bir durum ortaya çıktı.. Hem de çok acayip.. Gazeteci Mustafa Balbay’ın günlükleri darbe girişimi notları sayıldı.. Ergenekon’la ilişkilendirildi.. Balbay tutuklandı, 602 gündür hapiste..
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in darbe günlükleri ise Ergenekon’dan sayılmadı..
Savcı, Ergenekon örgütü ile bağlantı kuramadı.. Dosyayı Ankara’ya gönderdi..
O zaman sormak lazım..
Ergenekon’un Özden’in darbe günlükleriyle ilişkisi yoksa.. Günlüklerinden darbe hazırlığının bir parçası olduğu sonucu çıkarılan Balbay neden içeride!..
*
Balbay mahkemede kaç defa sordu.. Darbe hazırlığı varsa dönemin komutanları neden dışarıda da ben içerideyim dedi..
Yok demokrasiydi, yok şeffaflıktı, yok oydu, yok buydu hepsi hikâye..
Bir işin ucu iktidara dokunuyorsa tukakadır!.. Anında çark edilir!..
İktidarın işine yarayacak hale getirilir..
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Sayıştay meselesi de bunlardan biri..
İktidar kendi getirdiği yasa teklifini yine kendi önergesiyle değiştirdi...
Niye?
O niye var ya o niye, AKP’nin yönetim anlayışını da gösteriyor..
HSYK ilk toplantısını yaptı, başkan vekilini seçti ama tartışması bitmedi..
Belli ki Adalet Bakanı’nın bile içine sinmemiş..
Aslında tam istenilen oldu da demokratik olmadı.. Bakanlık, HSYK’yı ele geçirdi geçirmesine de kantarın topuzu kaçtı!..
Bakan’ın sıkıntısı burada..
Kantarın topuzunun kaçmasında..
Belli ki, liste tulum çıkmasaydı da bir iki fire verseydi Bakan daha mutlu olacaktı.. Göğsünü gere gere söyleyecek sözü olacaktı..
Şimdi pek göğsünü geremiyor..