İster rüzgâr desinler, ister balon.. Görünen gerçek şu; Kılıçdaroğlu rüzgârıyla birlikte siyasete denge geldi.. İktidar kendine çeki düzen vermek zorunda kaldı..
Başbakan iddialı vaatlerde bulunmaya başladı..
Kılıçdaroğlu’nun ilk faydası bu oldu..
* * *
İşsizlik meselesi Türkiye’nin yeni sorunu değil.. Değil ama 2008 dünya kriziyle birlikte makul ölçülerin çok üzerine fırladı.. Bir anda ülkenin en büyük sorunu oldu.. Neredeyse her evde bir işsiz var..
Acayip bir durum..
Düne kadar...
Dün akşam, işleri gereği gündemi çok iyi takip eden bir grup arkadaşla beraberdik..
Sohbet ederken anladım ki bazıları; Kılıçdaroğlu vasıtasıyla Erdoğan’ı iktidardan indirme senaryosunun doğruluğuna inanmış..
Senaryonun ana fikri şu; komplo Baykal’a kuruldu ama nihai hedef Erdoğan..
Kim yapmış olabilir, dedim..
İsrail dediler..
Erdoğan’a rakip çıkardılar, Erdoğan’ı iktidardan indirecek kişiyi buldular..
Bu tür büyük komplo teorilerine pek itibar etmem ama yine de sordum..
Ortalıkta daha doğrusu Ankara’da konuşulan o acayip senaryoyu biliyor musunuz?
Başbakan Erdoğan’ı devirmek, AKP’yi indirmek isteyen derin devlet ve Ergenekoncular bugüne kadar her türlü yolu denemişler ama başarılı olamamışlar.. Son çare olarak Kılıçdaroğlu’nu bulmuşlar..
Amaç, Kılıçdaroğlu rüzgârı ile AKP’yi iktidardan indirmekmiş!..
Yani..
İşin içinde Ergenekon varmış!..
Hadi diyelim ki bu senaryo doğru.. Ergenekoncu, darbeci, askerci, tutucu, statükocu, gerici, AB düşmanı zihniyet bu planı yaptı.. Deniz Baykal’ı alaşağı etti, Gandi Kemal’i getirdi..
Senaryonun geri kalan kısmı nasıl hayata geçirilecek?
Yanlı medyaya bakarsanız CHP’de yaşananlar sıradan işler..
Heyecan falan yok, Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle CHP’de bir hareketlenme olmadı..
Peki olan biten ne?
Onlara göre medyanın gazı.. Medyanın rüzgârı..
Gaz verme deyince, partizan medya manşetini görünce aklıma yerel seçim öncesi attıkları manşetler geldi..
Aynı gazete seçimden üç gün önce..
AK Parti yüzde 52 ile kendi rekorunu kıracak demişti..
Gandi Kemal en büyük darbeyi kendilerini liberal demokrat diye tanımlanan kişilere vurdu..
Hepsine değil tabii, bir kısmına..
Niye mi?
İnandırıcılıkları kalmadı da ondan..
Liberal de demokrat da olmadıkları ortaya çıktı..
Gandi Kemal’in memlekete ilk büyük faydası bu oldu?
Nasıl mı oldu?
ANKARA
Bu manzara nasıl mı ortaya çıktı? Demek ki, herkes bu anı bekliyormuş..
Demek ki, Deniz Bey çekilsin, yerine Kemal Bey gelsin talebi bacayı sarmış..
Demek ki, milletvekilinden delegesine, ilgilisinden seyircisine sessiz bir ittifak varmış..
Varmış ama dillendirilmemiş..
Ortak kanı şu.. Kılıçdaroğlu’yla birlikte siyasetin dili de, üslubu da değişecek..
İster istemez Başbakan’ın tavrı da farklılaşacak.. Kılıçdaroğlu’na daha bismillah demeden çakmaz, hedef tahtasına koymaz.. Çünkü yakışık almaz...
Başbakan’ın konu değişikliği de yapması lazım..
Mesela Kılıçdaroğlu’nu seçim kazanamamakla suçlayamaz.. Meşhur çakılı çiviniz yok sözünü etse CHP’nin Gandi’si çekici elimize daha yeni aldık diyebilir..
Dikkatli olması lazım..
* * *
Üslup meselesine gelince.. Demirel’den başlayalım, Erbakan, Ecevit, Özal, Baykal, Erdoğan aynı hamurla yoğrulan politikacılardır.. Hitabet güçleri çok yüksek olduğu için hepsi o kulvarda güreşmeyi tercih etti.. Polemiğe girmekten hep keyif aldılar.
Herkesin dilinde Gandi Kemal.. Karaoğlan gibi çok tuttu.. Yakında Kemal’i de atarlar, sadece Gandi derler...
Peki ‘Gandi’ benzetmesi nereden çıktı?
Galiba benden!..
*
Geçen yıl yerel seçimler öncesiydi.. Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını bir gün boyunca izledim.. Halkın arasına girdim, onların duygularını, düşüncelerini aldım..
Silivri mitinginden sonra İstanbul milletvekili Prof. Dr. Sacit Yıldız, İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve Kılıçdaroğlu ile aynı araçla döndük.. Yol boyunca sohbet ettik..
22 Mart 2009 tarihinde Vatan gazetesinde aynen şöyle yazmışım: