Mehmet Tezkan

Sıradan bir anayasa değişikliği değil.. Anayasanın eksiğini gediğini tamamlama, eğrisini büğrüsünü düzeltme operasyonu değil..
Rejim değişikliğini perçinleme hamlesi..
‘Sorumsuz Yarı Başkanlık Sistemi’ne geçişin nihai adımı!..
Sıradan günler yaşamıyoruz.. Hasan Abi (Cemal) haklı..
Demokrasi mücadelesi vermeliyiz!..
Türkiye’nin..
Saddam’ın Irak’ı..

Bir süre önce bu işte bir hinlik var demiştim.. Sadece hinlik yok..
Cinlik de var!..
Hem de ne cinlik..
* * *
Bu anayasa değişikliği acayip bir seçim anlayışını getiriyor.. Dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem..
Cinlik burada işte..
Mesele şu..

Türkiye çok hızlı değişiyor.. Değiştiği için de her gün yeni kriterler geliyor..
Eski kavramlar gazoz oluyor..
Demokrat olmakla.. Ulusalcı darbeci diye yaftalanmanın şartları değişti..
Mesela şu yüzde 10 seçim barajı..
AKP’nin işine yarar diye düşünüp barajı destekliyorsan..
Bil ki demokratsın, özgürlükçüsün..
Baraj insin, temsilde adalet olsun.. Kürtler Meclis’e kendi partileriyle girsin diyorsan..

Ne yapacağımı bilmiyorum.. Başbakan referandum ‘hap’ gibi olacak dedi, son noktayı koydu.. Tablet gibi hepsi bir arada..
Ne yapacağız?
*
12 Eylül darbecilerini koruyan geçici 15 maddenin kaldırılmasını istiyorum..
Asker kişilere sivil yargı yolunun açılmasını destekliyorum..
Sivillere askeri mahkeme yolu kapatılsın diyorum..
Yüksek Askeri Şûra kararlarına yargı yolu açılsın diyorum..

1982 yılında anayasa yaptık; halkın oyuna sunduk.. Seçmenin yüzde 92’si kabul oyu verdi.. Prosedür tamamlandı..
Tamamlandı ama arkamıza yaslanıp bir ‘oh’ diyemedik..
O gün bugün cebelleşiyoruz..
Defalarca denedik, orasını burasını değiştirdik olmadı.. Kime sorsan şikâyetçi..
Çünkü kötü kokuyu kesemedik..
*
Geçen gün Mehmet Barlas köşesinde bir fıkraya yer vermişti..

Cuma günü izin yaptım. Cumartesi yazım yok ya.. Güne stressiz başladım.. Bugün ne yazacağım diye didinmeyeceğim, gündemi saniye saniye takip etmek zorunda kalmayacağım..
Boğaz’a indim, denize doya doya baktım..
Yemek yedim, roman okudum, aylaklık yaptım.. Bizim mesleğin tabiriyle, kafamı boşattım.. Boşatabildimse..
Cumartesi oldu.. Yazı yazmak gerek..
Ne yazacağım?..
Sert yazı sıkar, pazar pazar adamın içini karartır..
Bir haftadır yazdıklarıma baktım. Bir kez daha sanki ben yazmamışım gibi okudum, okudum..

Üst üste yazdık.. Bugün meselenin pratiğine bakalım..
Uygulamada ne olacak?
Seçimle gelecek olan sorumsuz Cumhurbaşkanı’na olağanüstü yetkiler verilmesinden söz ediyorum..
Zaten aşırı yetkileri var.. Demokrasiyle bağdaşmayan.. Anayasa değişikliğiyle, ihtilal lideri Kenan Evren’e bahşedilenden fazlası veriliyor..
Demokratikleşme adına..
Sorumsuz Cumhurbaşkanı artık Anayasa Mahkemesi’ni de, HSYK’yı da tamamen şekillendirecek..
İstediği kişiyi atayarak kontrolü altına alabilecek..

Anayasa taslağına bakınca acayip garabetler ortaya çıkıyor.. Tuzaklar!
Mesela HSYK’nın oluşumu..
21 üyeden 7’sini birinci sınıf adli yargıç ve hâkimler seçecek..
Aday olanlar ortaya çıkacak.. İllere sandık kurulacak.. Hâkimler ve savcılar oy kullanarak 7 üye ile 4 yedek üyeyi seçecek..
Diyorlar ki, birinci sınıf hâkim ve savcıların Yargıtay, Danıştay üyelerinden ne eksiği var.. Onlar da kurula üye yollasınlar..
Oyla..
Daha demokratik olur..