Tartışma aldı başını gidiyor ama Türkiye başkanlık sistemine falan geçmez..
Geçemez!..
O iş öyle kolay değil.. 20-25 anayasa maddesi değiştirilerek olacak iş değil..
Yeni bir devlet kurmak gibi bir şey.. Tepeden tırnağa bütün yapıyı değiştirmek gerekiyor..
Bugünkü yapı korunarak sadece Başbakanlık ile Cumhurbaşkanlığı makamları birleştirilerek ‘başkanlık’ üretilmek isteniyorsa..
Onun adı başkanlık olmaz!..
Diktatörlük olur!..
Başbakan gizli kapaklı oynamadı.. Niyetini açık açık söyledi..
Dürüstçe..
Hedefinin başkanlık sistemi olduğunu açıkladı.. Yapılan değişikliklere hazırlık dedi..
Şunu da öğrendik.. Başbakanlık da, yarı başkanlık da kesmiyor.. Başbakan doğrudan ‘başkanlık’ istiyor..
Obama gibi!..
Başbakan olmayacak yani.. O kurum tümden kalkacak, bakanları ‘Başkan’ atayacak..
Meclis olacak, belki senato da..
Başbakan’ın sözleri içinde öne çıkan ‘başkanlık sistemine duyduğu özlem’ olsa bile bence değil..
Ne peki?
BİR: Cumhurbaşkanı’na gönderdiği ince mesaj..
İKİ: Referandumun nasıl olacağına dair öngörüsü..
Hemen hoppala demeyin..
Önce kısa bir bilgi notu..
30 maddelik anayasa değişikliğinin üçü geçici madde.. Onları saymayalım.. 27 maddeden 24’üne CHP ‘evet’ diyor..
Bugün pazar, hava da güzel.. İki haftadır balıktan gidiyoruz, bu hafta da sürdürelim..
Son günlerin en çok konuşulan balığı lüferden başlayalım mı?
Geçen hafta hem çinakopun, sarıkanadın lüfer olmasına izin vermeden mideye indiriyoruz hem de lüfer yok diye şikâyet ediyoruz demiştim..
60 yıllık gazeteci, yazar, denizci, yelkenci Necati Zincirkıran bir mektup gönderdi..
Aynen öyle.. Ne insaf var ne denetim diyor..
Deniz tutkunu Zincirkıran da lüferi ayrı yere koyanlardan.. Paşabahçe, Beykoz, Yeniköy, Büyükdere bölgesinde tutulan lüfer en lezzetli lüfermiş..
Yoksa lüfer her yerde var, dünya balığı.. Blue fish dedin mi önüne gelir..
Kafes adlı iddianamenin ek klasörleri yayımlandı.. Sorgu tutanakları var ki aman Allah!.. Seks, porno, fantezi, şantaj içinde ne ararsan var..
Toplu seks partilerinden âlemlere, eş değiştirme sitelerinden ilişki kurulduğu iddia edilen kadınlar listesine kadar..
Veya kadınların ilişkide oldukları erkeklerin adlarına kadar..
Felaket!..
Polis her türlü iddiayı sormuş, tutanağa geçirmiş.. Doğru mu değil mi, aslı astarı var mı henüz belli değil..
Polis sadece sormuş..
İddianamenin ek klasörlerine girmiş.. Şimdi herkesin elinde..
İyi olmadı, hoş almadı, doğru olmadı.. Başbakan, Baykal’ın Anayasa değişikliği paketini bölelim. 3 maddeyi ayıralım, 24 maddeye biz de oy verelim, referandumsuz halledelim teklifine kapıları kapattı..
Böyle başladı böyle gidecek dedi.. Oysa!..
ABD’ye giderken yeşil ışık yakmasa da kapıyı biraz aralamıştı..
En azından olabilir demişti..
Dönünce olmaz dedi.. Referandum yolculuğunu işaret etti..
* * *
Şunun da altını çizelim.. Bu tavır değişikliğinde Baykal’ın ikinci bir öneri getirmesinin payı büyüktür..
BİR ÜLKEDE.. Her 10 çiftçiden 9’u borçlu 3’ü icra takibinde, biri hapisteyse..
Bir çiftçi ailesinde baba ve iki oğlu hapiste, hakkında yakalama emri bulunan anne firardaysa..
Bir köye sarı taksi geldi mi köylüler kaçacak yer arıyorsa..
Bir ilçede kayıtlı çiftçi sayısı 17 bin, icra dosyası sayısı 16 bin ise..
Bir ilçenin ekim alanı 460 bin dönüm, bunun 350 bin dönümü ipotek altındaysa..
4 bin 500 kişinin yaşadığı beldede evlerin yüzde 90’ı ipotekliyse..
65 yaşındaki bir çiftçi ‘eskiden pamuk ve tütün zenginiydik, şimdi bankadaki bilgisayara adımız yazıldığı zaman kırmızı alarm çalıyor’ diye dert yanıyorsa..
Baykal yerinde bir öneri yaptı.. Erdoğan tamam demese de, tam anlamıyla yeşil ışık yakmasa da kapıyı biraz araladı..
En azından olabilir dedi..
Olmalı..
Bize büyük bir ayıp yaşatmamaları için olmalı..
Referandumun insanlık suçuna dönüşmemesi için olmalı..
Sandığa gidecek olanların rencide edilmemesi için olmalı..
Nedenini anlatacağım, önce meseleyi özetleyelim..