Gelen mailleri tek tek okudum.. Anladım ki mesele domuz gribi aşısı meselesi değil..
Aşı yaptırmak veya yaptırmamak da değil..
Mesele bir başka insan hakkında karar verme meselesi..
Hele o insan senin canınsa ve birileri de hadi karar ver diyorsa..
Evet veya hayır..
Kahreden sıkıntı bu..
*
Doktor değilim.. Domuz gribi konusunda siz ne biliyorsanız ben de onu biliyorum.. Uzmanları okuyorum, dinliyorum..
Ekrana çıkıp kesinlikle yaptırmayın diyen yok.. Kimi mutlaka yaptırın diyor kimi ortadan konuşuyor..
Doktorlarla özel sohbet ederseniz karnıyarık gibi ortadan ikiye ayrılmış haldeler..
Kimi ‘oluncu’, kimi ‘olmayıncı’..
Kafamız karıştı vesselam..
* * *
Gazetelerde ilk okunan haber domuz gribinden ölenler.. Televizyon haberlerinde domuz gribinin ‘d’si geçince herkes kulak kesiliyor.. Merak had safhada.. Ölen kaç yaşındaymış, hastalığı var mıymış?.. Tek muhabbet bu..
Son ihbar mektubu var ya.. Hani CD’ye yüklenen 500’den fazla belgeyle birlikte yollanan ihbar mektubu..
Dün öğrendik ki subay gibi mektup da meçhulmüş..
Meçhul subay(!) kaybolmasın diye mektubu her yere yollamıştı ya.. Muhalefete bile..
Cumhurbaşkanı bana gelmedi dedi.. Başbakan da.. Bahçeli de..
Herhalde savcılardadır dedik..
Değilmiş..
Savcılık bize de böyle bir ihbar mektubu gelmedi dedi..
Başbakan’ın ürettiği son slogan bu.. CHP ‘Atam izindeyiz’ diye pankart açınca ‘siz izindesiniz biz çalışıyoruz’ diye cevabı yapıştırdı..
Allah’ı var çok çalışıyor.. Benim gördüğüm en çalışkan Başbakan..
Maşallah her şeye yetişiyor..
Her konuya el atıyor..
Ondan habersiz kuş uçmuyor..
* * *
Başbakan çalışıyor çalışmasına da memleketin durumu iyi mi?
Tartışmaları gün boyu izledim.. Belli, CHP’li Öymen kılını kıpırdatmayacak.. Baykal sahip çıkarsa CHP’nin boynuna bir yafta daha asılacak..
Dün dinsiz parti diye yaftalanmıştı..
Bugün şiddet sever, katliam sever parti olarak yaftalanacak..
Alevi düşmanı, Kürt düşmanı denecek.. Görürsünüz, iktidar bu işi canlı tutacak..
* * *
Niye mi?
Hatırlarsanız, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, hacca gidenlerle ilgili çok acayip bir laf etmişti..
Onur Öymen Kürt meselesini anlatırken öyle bir örnek verdi ki CHP adına bir çuval inciri berbat etti..
Aslında CHP’yi tuş etti..
Kimse Baykal’ın Kürt açılımı konusundaki sözlerini konuşmuyor..
Varsa yoksa Öymen’in Dersim lafları..
Tuncelililer ayağa kalktı.. Aleviler isyan ediyor.. Kürtler öfkeli..
* * *
Öymen, yanlış anlaşıldım dese de, sözlerim çarpıtıldı diye avaz avaz bağırsa da, CHP resmen özür dilese de nafile!
Siyasi yorumlara baktım, Meclis’teki oturumun tarihi olduğu konusunda mutabakat var..
‘Tatmin edici, doyurucu, ufuk açıcı’ olduğu konusunda yok..
AKP’ye yakın duranlar sadece Başbakan’ı beğenmişler, bir parça da Türk’ü..
Hiç de öyle değildi..
Başbakan’ın uzun konuşmasında tek önemli cümle ‘statüko devam edemez’di..
Anahtar bu cümleyse gerisi soru işareti olarak kalamaz..
Ben o soru işaretlerinin neler olduğunu merak ediyorum..
Mesele, dinleme meselesi değil.. Başsavcının, ağır ceza hâkiminin bile dinlenmesi, izlenmesi, takibe alınma meselesi de değil..
Mesele rejim meselesidir.. İdarenin yargıyı denetim altına almak istemesidir.. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasıdır..
Kendimizi hiç yormayalım.. Bunun adı demokrasi değildir..
Eveleyip gevelemeyelim, gelin rejimin adını koyalım..
*
Neden böyle düşündüğümü anlatayım..
Adalet Bakanlığı’nda teftiş kurulu var.. Kurul doğrudan bakana bağlı çalışıyor.. Müfettişler bakan adına soruşturma yapıyor..