Ortak soru şu.. Nereden geldi bu gençler? Uzaydan gelmediler tabii, bu memleketin gençleri, bizim mahallenin çocukları..
AKP felsefesine çok uzaklar ama öteki partilere de yakın değiller.. Öteki partiler de tanımaz onları..
Şimdiye kadar neredeydiler?
Bilgisayar başındaydılar.. Bilgisayar başından kalktılar meydanlara indiler..
*
Bu sebeple dilleri ayrı..
Bu sebeple dünyaya bakışları ayrı..
Twitter üzerinden konuşuyorlardı, mesajla anlaşıyorlardı, internette sörf yapıyorlardı.. Gezdikleri siteler farklı, ilgilendikleri konular farklı..
O dünyayı bilmeyenler; gençleri meydanlarda görünce şaşırdı..
Nerden çıktı bunlar diye birbirlerine sordular.. İktidar durumu kavrayamadı..
İki ağaç için bunca gürültünün kopmuş olmasını anlamadı.. Ağaç kesen değil ağaç diken iktidarız diyerek savunmaya geçtiler; bilmem kaç milyon ağaç diktiklerini söylediler..
Gençler oralı olmadı..
*
İktidar eylemin dördüncü gününde uyanmaya başladı.. Mesajınız ne, talebiniz ne diye sordu yanıt alamadı..
Şu yasayı şöyle değiştirin, bize şu hakkı verin diye bildik, alışıldık bi talepleri yoktu.. İktidarın beklediği klasik cevabı vermediler..
Dilleri farklı dedim ya doğal olarak sloganları da farklıydı.. Asarız keseriz, yıkarız yakarız, söke söke alırız diye haykırmadılar..
Biber gazı bombardımanı yapan polisle ‘biberden sıkıldık çilekli yok mu’ diye dalga geçtiler..
Tazyikli su sıkarak kalabalığı dağıtmaya kalkanlarla; ‘sizde TOMA varsa bizde de Drogba var’ diye kafa yaptılar..
Polis sertleşince.. ‘Yeter artık polis çağıracağım’ mesajı yolladılar..
*
Peki gerçekten ne istiyorlar?
İstedikleri özgürce yaşamak.. Herkesin dilediği gibi yaşamasını, kimsenin kimseye karışmamasını istiyorlar..
Önlerine hayat reçetesi konmamasını.. Dayatılma yapılmamasını.. Sahip oldukları değerlerin aşağılanmamasını..
*
Bunu da kendi dilleriyle anlatmaya çalıştılar.. Bu sebeple iktidarın anlaması bir haftayı buldu..
Kritik soru..
Bilgisayar başına geri dönerler mi?
Bir kere kalktık diyorlar; tekrar oturmak zor..
Polis zorbalığa gitmiş
Ankara ve İzmir’deki bazı polislerin görüntüleri ürkütücü, utanç verici..
Ortalığı yatıştırmaya değil, vurup kırmaya gitmişler.. Yasayı çiğnemeye..
Zorbalık yapmaya..
Ankara’da bazı polisler kasklarındaki numarayı kapatmış.. Ortalığı yakıp yıkarken kim oldukları belli olmasın diye..
İzmir’deki sivil polislerin eline sopayı bizzat Emniyet Müdürü vermiş.. Yakaladıklarını evire çevire dövsün diye..
Gel de polise güven..
Bu kişileri polislikten atmak gerekmiyor mu? Elde sopa insan avına çıkanları..
Sandıkta iktidar sokakta hak aramak!
Bir haftadır Türkiye’yi sarsan barışçıl eylemleri destekliyormuş gibi yapanlar şöyle bir saptırmanın peşinde..
Onlara göre eyleme katılanların büyük çoğunluğunun hedefi hükümetti..
Hükümeti alaşağı etmek..
Sandıktan deviremedikleri hükümeti sokakta devirmeye çalışmak..
Sürekli şu cümleyi sarf ettiler..
Sokakta hak, sandıkta iktidar aranır..
Doğru, ama tuzak dolu bir yaklaşım.. İnsanların sokağa çıkmasının, toplanmasının, eylem yapmasının önünü kesen bir yaklaşım..
*
Sokağa her çıkana, hak arayana iktidarı indirmeye mi çalışıyorsun, birilerine mektup mu yazıyorsun diye yaklaşılırsa, parmak sallanırsa ortada demokrasi falan kalmaz..
Otoriter rejim olur..
Bugüne kadar parmak sallandı!..
Şunu da sormak istiyorum.. Sokak davetiyle hükümeti alaşağı etme dönemi bitmedi mi? O eski Türkiye’de kalmadı mı? Demokrasilerde iktidarı sokakta devirmek var mı?
Yoksa.. Hâlâ aba altından sopa göstermek niye?
Gül içki yasasını veto eder mi?
Merakla beklenen bu.. Cumhurbaşkanı mesaj alınmıştır dediğine göre kısmen de olsa veto etmeli..
Çünkü yasa özgürlüklere aykırı..
Bu konuda mahkeme kararı var?
Biliyorsunuz, yasanın benzerini Isparta Valisi genelgeyle yapmaya kalkmıştı.. İl sınırı içinde bütün açık alanlarda içkiyi yasakladı.. Dağda, bayırda, piknikte..
Evlerin bahçesinde bile içki içilmesini yasakladı..
Konu İdare Mahkemesi’ne götürüldü.. Mahkeme temel hak ve özgürlükleri kısıtladığı gerekçesiyle yürütmeyi durdurdu..
*
Cumhurbaşkanı’nın önünde bekleyen içki yasasının bazı maddeleri Isparta Valisi’nin genelgesiyle tıpatıp aynı..
Bakalım Cumhurbaşkanı ne yapacak?