Başbakan ‘başkan’ olmak istiyor.. Koşan, terleyen cumhurbaşkanı olacağı mesajını veriyor.. Yetkilerimi sonuna kadar kullanırım diyor..
Erdoğan seçilirse, fiili yarı başkanlık düzenine geçeceğimiz söyleniyor..
Hem de en yetkili, en etkili ağızlar tarafından..
Peki, bu mümkün mü?
Mümkün.. Başbakan karizmasıyla, partisine hakimiyetiyle, düşük profilli kişiyi başbakan atamasıyla bunu sağlayabilir..
En azından gene seçime kadar ülkeyi böyle yönetir..
Cumhurbaşbakan olarak!..
*
Yönetir de, fiili durum yaratır da, Anayasa ve yasalar buna izin verir mi?
Evet veriyor..
Anayasa’nın 104. maddesinin son fıkrası bu yetkiyi veriyor..
Madde şöyle; Cumhurbaşkanı, ayrıca (diğer yetkileri dışında) Anayasa’da ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır..
Şuraya dikkat!..
Kanunlarla verilen diğer görevleri..
*
Anlamı şu.. Meclis çıkardığı her yasada yetkiyi cumhurbaş-kanına verebilir.. Anayasa bu imkânı tanıyor..
Örnek diyeceksiniz?
MİT yasası.. Son çıkarılan yasaya göre MİT müsteşarının yargılanıp yargılanma-yacağı kararını cumhurbaşkanı verecek.. Başbakan değil!..
Kısaca, MİT cumhurbaşkanına bağlandı..
*
Birçok yasada bu yapılabilir.. Torba yasayla birçok yasa maddesine başbakan ve cumhurbaşkanı yetkilidir denebilir..
Veya sadece cumhurbaşkanı yetkilidir şeklinde değiştirilebilinir.
Madde çok tehlikeli.. AKP grubu evet derse bütün yetkiler sorumsuz cumhurbaşkanına verilebiliyor..
*
Geçenlerde CHP’li İsa Gök ile telefonla konuşurken bu konu da açıldı.. Gök’ün iddiası eyvah dedirtecek kıvamda..
Diyor ki..
Kanun hükmünde kararnameyle bir gecede bu iş halledilebilir.. Yani, başbakanın birçok yetkisi cumhurbaşkanına devredilir..
Olur biter!..
Belki de iktidar çok memnundur
Objektif kalemlerin ortak görüşü şu: Dışarıda ülkemizin görüntüsü çok kötü..
İmajı felaket..
Hiç iyi şeyler söylenmiyor..
Eskiden başarı öyküsünden bahsediliyordu şimdi karamsarlık dalgası hakim..
Avrupa da aynı şeyi söylüyor..
ABD de..
Türkiye otoriterleşiyor.. Hayal kırıklığı yaşıyoruz...
*
Ülkenin aydınları bu algıyı nasıl düzeltiriz, nasıl eski günlere döneriz derdinde..
İyi de..
Belki, iktidar bu algıdan memnundur!..
Bu algının yerleşmesini istiyordur..
Bu toprakların ‘otoriter’ olduğunu, bu ülkenin böyle yönetileceğinin Batı tarafından kabul edilmesini hedefliyordur..
Belki iktidar bu imajı bilerek, isteyerek çiziyordur..
Otoriter Türkiye imajından memnundur..
Başbakan dün bu imajı kuvvetlendirecek iki değerlendirme yaptı..
BİR: 25 bin polis 50 TOMA ile güç gösterisi yapan polisin göstericilere adım attırmamasını övdü..
İKİ: Canlı yayında gözaltına alınan CNN muhabirinin suçüstü yakalandığını söyledi.. Ajan olduğunu iddia etti..
Yenilginin üstünü örtme çabaları
Malum medyanın huyunu biliyorsunuz.. İktidardan çok iktidarcıdırlar..
İktidarın hoşuna gitmeyen işler, sözler onların da hoşuna gitmez.. Üstünü örtmeye çalışırlar.. Saptırmaya.. Bu uğurda bakanların sözlerini bile sansürlemişlikleri vardır..
*
1 Haziran seçimleriyle birlikte saptırma politikasını yine devreye soktular.. Çünkü iktidar partisi ilk kez seçimlerde umduğunu bulamadı..
Siz bakmayın siyasetçilerin oyumuzu yüzde 43’ten 47’ye çıkardık demesine. Önemli olan iki ildi..
Yalova ve Ağrı..
İktidarcı medya bu iki ilin sonuçlarını okurlarından gizlemeye çalıştı..
Çünkü; AKP ikisinde de seçimi kaybetti.. Ağrı’da Sırrı Sakık fark attı, Yalova’da makas açıldı..
Birini CHP aldı, ötekini BDP..
Hem de 30 Mart’ta iktidar gücünü koruduğu halde..
Hem de yolsuzluk ve rüşvet iddialarının etkili olmadığı görüldüğü halde..
Hem de iktidar bütün gücünü kullanarak vaat üstüne vaat yağdırmışken..
Hem de AKP’nin elindeki belediyeler de devreye girmişken..
*
Ne kadar gizlerlerse gizlesinler sonuç budur.. AKP yenilmiştir..
