Topluma, medyaya hatta insanlara ayar çekmeye bayılıyorlar..
Herkes kirli, kendileri sudan çıkmış ak kaşık..
Star’dan Mustafa Karaalioğlu geçenlerde yine merkez medyaya vermiş veriştirmiş.. Kendilerini de övmüş de övmüş...
‘Yeni ahlaklı medya gazetecilik mesleğinin onurunu kurtardı’ demiş...
Bizler her zamanki gibi..
Ergenekoncu, darbeci, vesayetçi olmuşuz..
Kendileri misyon medyası ya!..
Ne yapmışlar?
Yeni Türkiye medyası mesleki ve entelektüel gücüyle eski Türkiye’yi devirmiş!.
Vay, vay, vay..
*
Bizler eski medya, köhnemiş medya..
Onlar yeni medya.. Ahlaklı medya!..
Bizlere ahlak dersi vermek için dernek kurmuşlardı..
Adı : Medya Derneği..
İktidarcı medya ile cemaat medyasının ittifak yaptığı yıllardı.. Amaçları medyada kaliteyi artırmakmış!..
Onlar kaliteli, biz kalitesizdik ya..
Seviyeyi düşürüyorduk ya..
Bizlere çekidüzen vermek, ahlaklı medya haline getirmek istiyorlardı!..
Derneklerinin amacı buydu..
Başkan Sabah’tan Salih Memecan.. (12 yıl boyunca sadece muhalefeti karikatürize etmekle ünlenen)
Yardımcıları; Star’dan Mustafa Karaalioğlu.. Zaman’dan Ekrem Dumanlı..
Kol kola yürüdükleri, diz dize oturdukları dönemdi..
*
17 Aralık’ta yolları ayrıldı.. Dernek de ortadan çatladı.. Çatlamakla kalmadı, birbirlerine en ağır hakaretleri etmeye başladılar..
Ağza alınmayacak sözler söylediler.. Birbirlerini haber üretmekle suçladılar.. Kara propaganda yapmakla..
Dikkatinizi çekerim, haber üretmekle..
Birbirlerini tanımazlar mı? Demek ki; bu işte uzmanlar..
*
Dernekten Cemaat kanadı koptu.. Ekrem Dumanlı uzun yıllardın ittifak yaptıkları iktidarcı medyayı şu sözlerle suçlayarak istifa etti:
‘Yalan yazmaktan zerre kadar çekinmeyen, iftira kampanyaları düzenlemekten şehevi bir zevk alan, insanların hak ve hukukuna riayet etmediği gibi kitleleri nefret söylemiyle topyekun karalayan bazı gruplar gördük.’
Söz ettiği grup kim?
Kim olacak; bizler değiliz herhalde..
Kendini yeni ahlaklı medya ilan edip gazeteciliğin onurunu kurtardığını iddia edenler!..
İktidarcı medya..
Ne diyeyim, al birini vur ötekine..
Eşek gibi yaşamam
Ülkede kurulmak istenen yeni düzeni.. Yeni yaşam koşullarını Kızılay’ın İstanbul İl Başkanı itiraf etti..
Muhafazakâr kesimde, iktidar çevrelerinde hava üç aşağı beş yukarı aynı..
İtiraz edenlere, sesini yükseltenlere, yaşam tarzıma karıştırmam diyenlere, çatlak ses çıkaranlara(!), protesto edenlere, gösteri yapanlara farklı bakmıyorlar..
Dip duyguları bu..
O duyguyu Kızılaycı kaba bir dille ifade etmiş.. Sokak diliyle diyelim..
‘Ya bu ülkede eşek gibi yaşayacaksın ya da defolup gideceksin.’
*
Kendi adıma..
Defolup gitmeyeceğim..
Eşek gibi de yaşamayacağım..
Polise emir veren Belediye Başkanı
Polis devleti olduk diyoruz..
Hadi canım diyorlar..
Otoriter devlet olduk diyoruz..
Yok canım diyorlar..
Hemen her gün iddiamızı kanıtlayan yeni bir olay olur, görmezden geliyorlar..
En son örnek Eskişehir, Mahmudiye’de yaşandı..
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek seçim çalışması için gitmiş.. Yaklaşık 200 kişilik bir gruba hitap ediyormuş..
Bir kişi ‘Mahmudiye’de hırsız var’ yazalı pankart açmış..
Gökçek kızmış; ‘Polis arkadaşlar, alır mısınız bu arkadaşı, şikâyetçiyim’ demiş..
Arkadaş anında gözaltında!..
Alan da trafik polisi!..
*
Çok vahim bi durum.. Belediye Başkanı ‘alın bunu’ diyor, polis emir kabul ediyor..
Bu nasıl hukuk devletidir..
Hukuk devleti değil polis devleti..
Yakında AKP’li ilçe başkanları da polise gözaltı talimatı verirse şaşırmam..
Gökçek şikâyetçiyse savcılığı suç duyurusu yapar.. Savcılık inceleme başlatır..
Demokratik devletlerde böyle olur..
*
Almanya’da oldu işte.. Erdoğan’ın fotoğrafını Nazi sembolleriyle gösteren dövizi taşıyan kişi hakkında işlem başlatıldı..
Polis göstericilerin arasından alıp karga tulumba götürmedi..
Demokratik devlet ile polis devleti arasındaki fark ne diyorlar ya?
Bu..
O polislere sorum şu.. Talimat veren AKP’li değil de BDP’li olsaydı, CHP’li olsaydı?..
