Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki haftadır öğrenci evlerini, öğrenci apartlarını, kızlı erkekli yaşamı konuşuyoruz..
Biz tartışırken ANAR hemen harekete geçmiş.. 26 ilde 1430 kişiye sormuş..
Toplumun nabzını ölçmeye çalışmış..
Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan sonuçları köşesine taşıdı..
Soru şu.. Aralarında nikah ya da akrabalık bulunmayan kız ve erkeklerin aynı evde bir arada yaşamasını doğru buluyor musunuz?
Evet diyenlerin oranı yüzde 20.9..
Hayır diyenlerin oranı yüzde 75.2..
H
Yaygın kanı bu.. Uygulama da bu yönde.. Genellikle erkek öğrenciler birleşip ev tutar, kız öğrenciler kız arkadaşlarıyla..
Birbirlerine gidip gelmeler, birlikte eğlenmeler olur mu?
Çok yaygın olduğunu zannetmiyorum ama olur.. Muhafazakar iklimin etkisi daha az hissedilen illerde, ilçelerde, semtlerde daha fazla olur..
H
Bir başka soru..
Kızınız varsa\olsaydı erkeklerle aynı evi paylaşmasına dair tutumunuz ne olurdu?
Rahatsız olurdum, tepki gösterirdim yüzde 75.2..
Rahatsız olurdum ama karışmazdım yüzde 8..
Rahatsız olmazdım yüzde 15.1..
Her ailenin her bireyin kendi bileceği şey.. Ailesi karşı çıktığı halde, tepki gösterdiği halde öğrenci evini erkek arkadaşıyla paylaşan çok az kız vardır herhalde..
H
Gelelim en kritik soruya..
Başbakan, ‘kız erkek aynı evde kalıyor. Bu muhafazakar yapımıza ters. Talimat verdik denetim yapılacak’ demişti ya..
Tartışma da bu sözlerle başlamıştı..
Ankette bu da sorulmuş..
Soru şu; düzenleme ve denetim yapılmasını destekleyip desteklemediğinizi belirtir misiniz?
Destekliyorum diyenler yüzde 55.2..
Desteklemiyorum diyenler yüzde 39.2..
Bu sonuca bakıp halk istiyor, yasal düzenleme yapılsın, evler denetlensin diyebilir miyiz?
İktidarlar halk istiyor diye harekete geçebilir mi?
Hayır..
Yok yok, denetim isteyenlerle kaşı çıkanların oranının birbirine çok yakın olmasına bakarak söylemiyorum..
Destekliyorum diyenlerin oranı yüzde 90, yüzde 95 olsaydı bile fark etmezdi..
Çünkü ortada kamuyu ilgilendiren bir mesele yok..
Devletin girmemesi gereken bir alandır o..
Kişisel hak ve özgürlüklerle ilgilidir, konut dokunulmazlığıyla ilgilidir..
Siyasal iktidarın kendine göre bir ahlak tanımı yaptığını düşünelim..
O tanım da halktan geniş destek bulsun..
İktidar da polis marifetiyle çerçevesini çizdiği ahlak anlayışının uygulanıp uygulanmadığını denetlesin..
Ankete katılanların yüzde 55.2’si bunu istiyor zaten..
O zaman ne olur?
Rejimin adı demokrasi olmaz.. Başka şey olur..

Haberin Devamı

İhbarcılık ruhumuza işlemiş!..

Haberin Devamı

Başbakan’ın öğrenci evlerini gündeme taşıması bu yönümüzü de ortaya çıkardı..
Milletçe ihbarı çok sevdiğimiz ortaya çıktı..
155 Polis İhbar Hattı’na ihbar yağmaya başlamış.. ‘Apartmanımızda gürültü yapılıyor’, ‘kızlı-erkekli alem yapılıyor’, ‘tanımadığımız kişiler oturuyor..’
Polis ekipleri gitmiş bakmış ihbarların çoğu asılsız çıkmış..
Polis asılsız ihbarlarla baş edemeyince Emniyet Genel Müdürlüğü asılsız ihbar yapanlara kabahatler kanununa göre ceza kesin talimatı vermiş..
*
Emniyet bir ara mahallelere ihbar kutuları koyacaktı.. Ne ihbarlar yapılırdı, ne şikayetler yapılırdı kim bilir..
O kutular her gün dolar taşardı herhalde..

Haberin Devamı

Kendilerini okumuş hissetsinler diye mi?

Mesele üniversiteye girebilmek.. Mesele iyi bir üniversiteye kapağı atabilmek..
Mesele üniversiteden mezun olabilmek..
Gençler için mesele bu kadar mı?
Hayır..
Mesele o an başlıyor.. Mesele sevdiğin, istediğin işi bulabilmekte.. Mesele işsiz kalmamakta..
*
Kız veya erkek öğretmen olmak istiyor, şansına neresi çıkarsa çıksın gidip mesleğini yapacak..
Ama yapamıyor..
217 bin genç öğretmen olarak atanmayı bekliyor..
Türkiye’nin ihtiyacı ne kadar? Öğretmen açığı diyelim..
127 bin..
Bakanlık önümüzdeki yıl 40 bin kişilik kadro isteyecekmiş.. Diyelim verildi, yığılma erir mi?
Hayır.. Her yıl işsiz öğretmenler ordusuna binler katılıyor..
Genci alıyorsun, öğretmen okulunda okutuyorsun ama öğretmen yapamıyorsun..
Sonuç şu oluyor..
Devlet olarak, kendilerini okumuş hissetsinler diye okutuyorsun öğretmen olsunlar diye değil..