Demokratikleşme paketi bugün açıklanıyor.. İçinde ne var ne yok bilmiyoruz..
Bir yığın bilgi kırıntısı var..
Bunlardan biri de barajın yüzde yediye çekilerek daraltılmış bölge seçim sistemine geçileceği..
Bu şu demek..
Ülke barışı bir miktar aşağıya çekilecek ama çevre barajı yükseltilecek..
Seçim çevreleri üç veya beş milletvekili çıkaracak şekilde bölünecekmiş..
İyi bir şey mi?
Çok değil!..
Hele hele işin içine siyaset mühendisliği gererse; hiç değil.. Hatta tehlikeli..
*
Bu ne demek?
Açıklayayım.. Siyasal iktidar kendine uygun bölgeleri birleştirerek seçim çevresi oluşturursa seçimde adalet olmaz..
Mesela muhalefetin güçlü olduğu bir mahalle sayısal olarak iktidarın daha güçlü olduğu başka mahalle birleştirilerek seçim çevresi oluşturulursa bu siyaset mühendisliği olur..
Bu seçmeni dizayn etmek olur..
Bu seçimi kurgulamak olur..
Daraltılmış bölgenin tehlikesi budur..
*
Örnek diyeceksiniz.. Mesela Adana’dan bağımsız milletvekili çıktı.. (BDP’li ) öyle bir kurgularsınız ki; çıkamaz..
Mesela, sekiz milletvekili hakkı olan Balıkesir’den MHP bir vekil çıkardı.. Sekizi üç- beş diye öyle bölersiniz belki çıkaramaz..
Daraltılmış bölgenin tehlikesi budur..
*
Geçmişte bunun örnekleri var.. Turgut Özal bunu yaptı; ANAP’a uygun seçim çevreleri oluşturdu.. Bu iktidar da yaptı.. Maslak ve Ayazağa’nın Şişli’den alınıp Sarıyer’e bağlanmasını literatürdeki anlamı açık..
Siyaset mühendisliği..
Şişli Belediye Başkanı mahalleliye soralım diye plebisit yapmaya kalktı; valilik izin vermedi; polisi yolladı..
*
Demem şu, veya dileğim şu; demokrasi adına yapılan demokratikleşme paketinden başka hesaplar çıkmasın..
Daraltılmış bölge bu seçimde uygulanmaz
Seçim sisteminde seçime bir yıl kala değişiklik yaparsanız geçerli olmuyor.. Bir sonraki seçimde uygulanıyor..
İktidar daraltılmış bölge getirirse bu yasayı da ekim sonu, kasım başı geçirirse, önümüzdeki yıl yapılacak seçimi bağlamaz..
Diyeceksiniz ki..
Önümüzdeki yıl yerel seçim var,
Cumhurbaşkanı seçimi var..
Yeni seçim sisteminin ikisiyle de ilgisi yok..
Doğru..
Genel seçim 2015’te..
Kâğıt üzerinde böyle ama ben diyorum ki; genel seçimler önümüzdeki yıl..
İktidar milletvekili seçimini ya yerel seçime ya da cumhurbaşkanı seçimine yapıştıracak..
Ya Mart’ın son günü
Ya da Haziran veya Ağustos’ta iki sandık koyacak..
Her şey sandıktır sözüne yanıt..
Bu konuda çok yazdım ama girdiğim her ortamda soruluyor..
Her şey sandıktır veya her şey sandık değildir ne demek diyorlar..
Dilim döndükçe izah etmeye çalışıyorum..
Örneklerle açıklamaya çalışayım..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 2009 seçimlerine girerken size Taksim’in ortasına AVM yapacağım dedi mi?
Hayır..
Eee, niye yapmaya kalktı?
Gelelim merkezi hükümete.. AKP iktidarı 2011 seçimlerine girerken eğitim sistemini değiştireceğini; genel liseleri kapatacağını 4+4+4 uygulamasını getireceğini söyledi mi?
Yoo..
Eee, niye değiştirdi?
*
O halde; bunlara karşı çıkanların barışçıl yollarla eylem yapması, protesto etmesi, direnç koşması..
Hak mı?
Meşru mu?
Demokratik mi?
Evetse daha neyi tartışıyoruz?..
Demokratikleşme paketini Gezi açtı
Bir ülkede demokrasi varsa; sokak eylemi olur..
Bir ülkede demokrasi varsa; protesto olur..
Gösteri olur, yürüyüş olur..
Hak arama olur..
*
İktidar ve iktidar yanlıları dilerine ‘Türkiye’nin sorunu muhalefet eksikliği’ lafını doladılar ya..
Alın size sivil muhalefet.. Silahsız, barışçıl, demokratik..
Niye üzerlerine polisle abandınız?..
Niye savcıları devreye soktunuz?..
