Bu aralar çok yer dolaştım, çok insanla görüştüm..
Tespitim şu; insanların çoğu memleketin sorunlarıyla ilgisini kesmiş.. Nerede ne olmuş, ne bitmiş, umurlarında değil..
Büyük çoğunluk kendisine çarpmayan mevzuyla ilgilenmiyor.. Görmezden geliyor.. Kendi kabuğunda, kendi hayat çemberinde yaşamak istiyor..
Bulaşırsam bana da bulaşırlar duygusu yaygın..
Bana ne ya!..
Bana mı düştü!..
En yaygın söylem bu..
*
Denilecek ki git Amerika’ya bak.. Orası da aynı.. Orada da insanlar dünyadan bihaber yaşıyorlar.. Sınır ötesinde olan biten umurlarında değil..
Doğru..
Ama durun bir dakika.. Ya sınırları içinde olan bitenler!.. Doğru, Suriye’deki iç savaşın farkında değiller ama Boston maratonunda patlayan bombayla yatıp kalkıyorlar..
Dibine kadar öğrenmek istiyorlar..
Bizim durumumuz böyle değil.. Kendi sınırlarımızın içinde yaşananlara da duyarsızız..
Mesela Reyhanlı.. Olmamış yaşanmamış gibi davranmıyor muyuz?
Suriye sınırındaki bir ilçe muamelesi çekiyoruz..
Üzücü değil mi? Düşündürücü değil mi?
*
Veya üniversitede, ne bileyim; otobüs zammını protesto eylemi nedeniyle polisle papazlık olan, papazlık olmanın ötesinde örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklanan, mahkemeye düşen gençler de toplumu ilgilendirmiyor..
Canı yanan aileler ilgileniyor, onların çevresi duyarlık gösteriyor o kadar..
Geçen hafta Türkiye garipleşiyor demiştim daha ötesini gördüm; Türkiye için tehlikeli bir durum diyorum.. Türkiye için hiç iyi değil diyorum..
*
Sadece siyasi meseleler değil.. Çevre kirliliğinden tutun da her köşe başına dikilen gökdelenlere, yürüyecek kaldırım kalmamasına kadar her konuya yaklaşım aynı..
Hadi soruyorum.. Çocuklarımıza nasıl bir eğitim verildiği ilgi alanımızda mı? Ders kitaplarında ne okutulduğu..
Maalesef hayır..
*
Pazar günü için biraz karamsar yazı oldu ama kusura bakmayın gerçek bu..
İsterseniz yazının başlığını Pazar Dertleşmesi olarak değiştirin..
Demem şu.. Türkiye bu duyarsızlıkla, bu ilgisizlikle, bu vurdumduymazlıkla, bu bananecilikle nereye gider!..
*
Deniliyor ki; 2023’te Türkiye dünyanın on ülkesi arasına girecekmiş.. Ekonomisi girebilir..
İnşallah girer..
Ya toplum!..
*
Şunu söylemeden de geçmeyelim.. Bu halden medya da sorumlu.. İnsanların sinmesi, insanların evden işe, işten eve yaşaması, kafasını kaldırmadan yaşaması için öyle yayınlar yapıldı ki..
Korkan toplumun temelleri atıldı.. Veya temellerine harç döküldü.. Klasik müzik dinleyen bile neredeyse faşist zihniyetli, cuntacı ilan edilecek..
Abartmıyorum..
İlan etmeye kalkanlar oldu da!..
*
Neyse, şu yaz günü canınızı sıkmayın, geçer de demeyin.. Ne olur; birkaç dakika düşünün.. Söylediklerim doğru mu değil mi? Siz farklı olabilirsiniz, çevreniz nasıl?
Çevreniz..
İyi pazarlar..
