Avukat Halil Doğu dün telefonda para yardımı istedi...
- İhtiyacınız ne kadar beyefendi?
- 1 lira...
Efendim Avukat Doğu'nun müvekkili Sabit Gölbeyoğlu Vakıfbank'tan kredi almış, 1999 yılında geri ödemiş. Ne var ki hesabı kapatırken tesadüfen 1 lira borcu kalmış... Bu 1 lira borç 4 yılda ne olmuş biliyor musunuz?
Tam 34 milyon lira...
24 milyon lira faiz, 10 milyon lira ihtarname bedeli...
Avukat Doğu: "Anaparayı ödeyip faiz için dava açacağım, o yüzden 1 lira arıyorum ama bulamıyorum" diyor. Tedavülde en küçük para 25 lira malum...
Bu arada Banka'nın 1 lira alacağını 4 yıl sonunda 34 milyon liraya ulaştırması ilginç kuşkusuz.. Tesadüfen 100 lira kalsa 3,5 milyar lira olacaktı Sacit Bey'in borcu. 1000 lira kalsa 35 milyar...
Aman bankalarda hesap kapatırken dikkat...
Deniz Baykal,
Derviş ekibine "Türbanı kaşımayın" demiş.
Kaşırlar... Onlara Kemalizm'e karşı müttefik lazım.
Arthur Miller...
Öğrenmenin de maliyeti vardır;
önceden öğrenenler indirimli fiyattan...
Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle...
Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından.
Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla.
Hayattan da öğrenemeyenler boşa
gitmiş hayatlarıyla öğrenirler.
Kadın doğulmaz, kadın olunur.
Kırıkkale'de sıcaklık gündüzleri 5 - 6 dereceyi geçmiyor. Paltosuz sokağa çıkılmıyor. Ne var ki okullarda yakıt yok. Çocuklar titriyor. 1200'ün üzerinde öğrencinin okuduğu 50. Yıl İlköğretim Okulu'ndan bir öğrenci velisi diyor ki:
- Okullar açılalı iki ay oldu. İki aydır yakıt gelmediği gibi ne zaman geleceği de belli değil, çocuklar paltoyla bile üşüyor...
Üstüne üstlük... Şu sırada Milli Eğitim Vakfı adına her öğrenciden 5 milyon lira toplanıyormuş... "Bedava kitap" şovunu bu gösteriler izliyor...
Samsun Ballıca Sigara Fabrikası'nda nakil isteyen işçilere ret yanıtı verilmiş, 6 gün sonra Tekel Yönetim Kurulu kararıyla başka işçilerin nakilleri yapılmıştı. Tek Gıda İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel aradı. Dedi ki:
- İktidarla ilişki kuran işçilerin istekleri yerine getiriliyor. Açık ayrımcılık yapılıyor...
Türkel ilginç bir ekleme yaptı... Batman tütün işleme tesisi geçen iktidar döneminde kapatılmış, işçiler başka tesislere nakledilmişti. 180 kadın işçi birer ikişer geri dönmüş. Tesis kapalı, hepsi boş oturup maaş alıyor...
Sonunda korktuğumuz başımıza geldi. Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı "Loizidou kararına" uymamız için bir hafta süre verdi.
Uymamız istenen karar; Kıbrıs Rum Kesimi yurttaşı Bayan Titiana Loizidou'nun Girne'deki evini işgal ettiğimiz gerekçesiyle açtığı ve Türkiye'yi 900 bin dolar tazminat ödemeye mahkûm ettiği dava...
Bizim Dışişleri Bakanı'na ve Dışişleri bürokratlarına bakarsanız ne davanın ne Avrupa Konseyi'nin verdiği ültimatomun pek bir kıymeti harbiyesi yok.
Acaba durum gerçekten böyle mi? Prof. Bakır Çağlar diyor ki:
- Daha önceki talepler tavsiye niteliğindeydi. Ama bu kez durum çok farklı. İlk kez tarih içeren bir ültimatom veriliyor...
- Ne gibi yaptırımlar söz konusu olabilir?
- İlk aşamada, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne üyelik katkısına el konulması ve günlük para cezası uygulanması... Ardından Asamble'te temsil hakkımızın askıya alınması... Bunların ötesinde AB'ye üyeliğimiz etkilenebilir. Avrupa'dan tamamen dışlanmaya kadar gider iş...
- Sırada başka "Loizidou davaları" daha var, değil mi?
- Yaklaşık 3 bin 500 tane... Konumuz olan "Loizidou Davası" öteki davalara da emsal teşkil edecektir ve yakında onlardan çıkacak kararlar da az çok şimdiden bellidir. Kısa bir süre sonra toplamı 20 milyar doları aşan tazminat cezası ile karşı karşıya kalacağımız kesin gibidir. Durum ciddidir.
ABD, şimdi de uluslararası kuruluşların İran'ın nükleer faaliyeti olmadığına dair raporuna "Gerçek olamaz" diyormuş!
Raporlar, ABD'nin yalanlarına uymadığı müddetçe kabul edilmeyecek anlaşılan.